Sevgili okurlarım, bazı şeyleri unutmamak ve belleğimizde tutmak için yakın geçmişi anımsamak gerekiyor.

Sadece anımsamak yetmez, olup bitenden biraz olsun ders çıkarmamız da gerekiyor.

Sizi biraz yakın geçmişe götürmek istiyorum.

Bir Kanal İstanbul tantanası vardı bir zamanlar!..

AKP iktidarının önümüze sürekli sürdüğü bir masaldı.

Sabah güne Kanal İstanbul’la başlar, akşam yatağa Kanal İstanbul’la girerdik.

Bu hadiseyi beynimize adeta bir çivi gibi sokmuşlardı.

Neredeyse hep birlikte sloganlar atmaya başlayacaktık...

“Seni bir an önce başlayıp bitirsinler de kurtar bizi Kanal İstanbul!”

“En büyük Kanal bizim kanal, başka büyük yok!”

★★★

Muazzam bir proje idi...

Bittiğinde İstanbul, İstanbul Boğazı, Karadeniz ve hatta Trakya bölgemiz kurtarılmış olacaktı.

Türkiye bu yatırım sayesinde köşeyi dönecekti.

Peki neydi aslında bu iş?

O muazzam proje gerçekleştiğinde Karadeniz’le Marmara Denizi bir kez daha birleşmiş olacaktı.

Gerçi iki denizi birleştiren bir Boğaz’ımız vardı ama o yetmezdi ki!..

İktidara milleti kandıracak yeni bir ‘proje’ lâzımdı.

İktidarın parası çok boldu, harcayacak yer lâzımdı.

AKP ile birlikte küçük destekçisi MHP siyaset sahnesinde yerlerini hemen aldılar, bu ‘Zihni Sinir’ projesine bütün güçleriyle sahip çıktılar.

★★★

2019 seçimleri öncesinde acayip bir propaganda mekanizması devreye sokuldu.

Miting meydanlarında ve siyaset kürsülerinde artık her gün “Kurtarıcımız Kanal İstanbul” sloganları atılıyordu...

Ve bizim Recep Bey konuyu her fırsatta ısıtıp ısıtıp temcit pilavı gibi önümüze sürüyordu.

Aklı başında partiler, sivil toplum kuruluşları ve uzman bireyler ise sürekli uyarıyordu.

“Yapmayın etmeyin, bu oyundan vazgeçin...”

★★★

Hesaplar ortada idi...

Kanal İstanbul’un yapımı için yüz milyarlarca dolar para gerekiyordu. Üstelik doğanın bütün dengeleri altüst edilecekti ama kim takar...

Bizimkiler petrol üreticisi ve aynı zamanda hırsız olan zengin Arap şeyhlerine gidip her zaman yaptıkları gibi para dilenme yolunu seçtiler.

“Ya hacii, bu yağmada büyük paralar dönecek. Kanal’ın geçeceği arazinin bir bölümünü helâlinden size veririz, bire on kâr payı katıp elinizi öpene satarsınız.”

Fakat herifler bizim uyanıkları geri çevirdi...

“Din kardeşi dediysek o kadar da değil muhteremler. Biz bu projede sizin söylediğiniz kazancı elde edemeyiz.”

★★★

Kanal İstanbul muhteşem bir proje idi!..

Karadeniz’le Marmara birleşecek, gemiler artık Boğaz yerine Kanal’ı kullanacaktı.

Açılacak kanalın uzunluğu 45 kilometre.

Genişliği yaklaşık 300 metre.

Ve derinliği 21 metre.

Ancak gelin görün ki bu konuda bizimkilerin bir tek eksiği vardı...

Bir nal bulmuşlardı.

Şimdi bütün mesele üç nalla bir at bulmaya kalmıştı!

O da para idi.

★★★

Elde Kanal İstanbul’u değil bitirmek, başlatacak kadar bile para yoktu.

Ancak din iman sömürüsü gibi bu konuyu da iyice, dibine kadar sömürmeyi başardılar!

Bu kanal, İstanbul ve Marmara havzası ile birlikte bütün Türkiye’nin ‘kurtarıcısı’ olacaktı.

Hele de çevresini hırsız Arap’lara ve bizim beşli çete müteahhitlerine yutturmaları mümkün olsaydı!

Paracıklar gelir, bizim Recep Bey muhteşem nutuklar atar, açılış törenleri düzenlenir, bunlar televizyondan canlı yayınlanır ve büyük miktarda oy devşirilirdi.

★★★

Sevgili okurlarım, şimdi aradan uzunca bir süre geçti...

Ve akıllara ister istemez bazı sorular geliyor.

Yakın geçmişte bunca tantanası yapılan Kanal İstanbul şimdi acaba ne alemde!

Satılan araziler ve ormanlar oldu mu?

Çevrede başka hangi amaçlarla nelere kaç para harcama yapıldı?

Çevresindeki araziler eşe dosta, yandaşlara ve hırsız Arap’lara peşkeş çekildi mi?

Bu soruların hiçbirine yanıt veremeyeceklerini benim kadar sizler de çok iyi biliyorsunuz.

★★★

Sonuç olarak, bilindiği kadarıyla Kanal İstanbul birdenbire buharlaştı!

Oysa geçmişte bu uyduruk projeyi bol kepçe kullanıp oy avcılığına çıkmışlardı.

Şimdi niçin unutmak ve defterden silmek zorunda kaldılar?

Zira milleti bu yalanla daha fazla kandırmaları mümkün olmadı.

Hatta hırsız Arap şeyhlerini bile...

Bir tiyatro sergilemeye kalkıştılar ama eser palavra çıkınca perdeyi indirmek zorunda kaldılar.

Kanal İstanbul isimli yutturmaca girişiminin bundan sonra herkese ders olması dileği ile!