Bu cezaevlerinin bulunduğu Kürkçüler-Suluca Bölgesi adeta bir cezaevi şehri gibi oldu.
Son rakamlara göre, bu cezaevlerinde 5 bin 500- 6 bin kişiye yakın tutuklu ve hükümlü bulunuyor.
Tabi bunlara bir de cezaevlerinde personellerini ve hatta lojmanlardaki yaşayan ailelerini de katınca bu Cezaevi şehrindeki nüfusun 10 bine yaklaştığını söylemek mümkün.
Tabi ben şimdi sadece Adana’dan örnek verdim.
Bunu bütün Türkiye’ye genelleştirdiğiniz zaman sayı yüzbinleri bulacaktır.
Ancak bu kadar nüfusun sağlık gereksinimlerini karşılayacak önlemlerin ise son derece yetersiz olduğu konusunda şikayetler alıyorum.
Örneğin, evinin tesisatıyla ilgili mühür bozmak suçunu ciddiye almayıp hakkında açılan davayı takip etmeyen Adana’daki tutuklu Mehmet Yiğit’in başına gelenler bunlar birisi.
6 ay kadar tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan Mehmet Yiğit, cezaevinde diş ağrısı ile yaşadığı acı tecrübesini anlattı bana.
Tam iki ay diş ağrısı çeken Mehmet Yiğit, bu iki ayda bir türlü diş hekimi ile buluşamamış.
Cezaevi yönetimimize 50 civarında dilekçe yazmasına rağmen dış hikemine çıkartılmamış.
“Ağrılardan kafamı duvarlara vuruyordum. Dişlerim apse yapmıştı ve çok ağrıyordu. Ama bir türlü diş hekimine çıkartılmadım” diyen Mehmet Yiğit bir denetim sırasında sesini cezaevi müdürüne duyurmayı başarınca, diş hekimine çıkartılmış.
Ancak iki ay sonra diş hekimine çıkartılan Yiğit’in sancısı burada da bitmemiş. Çünkü diş hekiminden “Anestezi iğnemiz yok, yazı yazdık, bekliyoruz, ne zaman gelirse o zaman seni tedavi edebiliriz” yanıtını almış.
Bu yanıt üzerine adeta başından kaynak sular dökülen Mehmet Yiğit, bir ay kadar bekledikten sonra tedavi olmuş.
Cezaevinden çıktıktan sonra ise “Benim başıma gelenler cezaevlerinde yaşayan diğer kardeşlerimizin başına gelmesin diye bunları anlattım. Çünkü Türkiye’deki bütün cezaevlerinde durumun aynı olduğunu öğrendim. Tüm cezaevlerinde sağlık hizmeti özellikle de diş hekimi hizmeti son derece yetersiz. Artık buna bir çare bulunsun.” diyor.
Evet ben de buradan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a kader kurbanlarının bu haklı şikayetini dile getiriyorum.

Sayın Bakanım; aldığımız bilgilere göre gerçekten de cezaevlerinde böyle bir eksiklik söz konusu.
İnsanlar bir şekilde suç işleyip ya da suç işlediği iddiasıyla cezaevlerine girmiş olabilirler.
Ama burada da insani haklarından mahrum edilmemelidirler.
Eğer cezaevinde bir insanın sağlık sorunu olacaksa o da aynı dışarıdaki insanlar gibi tedavi hakkına sahiptir, sahip olmalıdır.
Artık siz Bakanlık olarak Ceza ve Tutukevleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı bir araya gelerek bu eksikliği gidermeniz gerekiyor.
Artık sayıları mı artırılır, nöbet ortamları mı düzeltilir, orası sizlerin çözeceği konu.
Çünkü öğrendiğimize göre, nöbet sisteminde sıkıntı varmış.
Nöbet tutmuyorlarmış, hepsi sabah gelip akşam mesai bitiminde gidiyorlarmış.
Geceleri nöbetçi diş hekimi yokmuş.
Bu tür sorunları çoğaltmak mümkün. Ancak sadece genel olarak yazmakla yetinelim.
Cezaevindeki insanların meramını anlatabildim sanıyorum.
Biz gazeteci olarak bu insanların sorunlarını dile getiriyoruz.
Artık gerisi size kalmış…