1980 İhtilali ürünü 2547 sayılı yasanın üniversitelerin başına sardığı Yükseköğretim Kanunu yine değişiyor. AKP’nin teklifiyle hazırlanan 11 maddelik değişiklik, Meclis’teki komisyonda 1 aydır çok sert tartışmalar altında görüşülüyor. Türkiye’de 131’i devlet, 75’i vakıf, Jandarma Sahil Güvenlik Akademisi ve Polis Akademisi ile 208 üniversite, 8.5 milyon üniversite öğrencisi ve 185 bin akademisyeni ilgilendiren yasa değişikliği artık TBMM’de oylanacak. “Türkiye’de her gün yasa değişiyor. Ne var bunda?” diyecekseniz, yasa değişikliğindeki anayasa aykırılıklarını çok dikkatli incelemeliyiz.

AKLAMA PAKLAMA

Üniversitelerde disiplin cezaları, vakıf üniversitesi gelirinin yüzde 2’sinin bankalarda tutulması, Türk-Japon Üniversitesi’ne orman arazisi tahsisi, MİT’e Milli İstihbarat Akademisi kurma yetkisi verilmesi gibi düzenlemeler var. Alanya Hamdullah Emin Paşa, Antalya AKEV, Beykent ve Nişantaşı dahil 4 üniversitenin de adı değişiyor. AKEV’in malına mülküne kim çöktü? Bu hiç konuşulmuyor. YÖK’ün kendisinin ve savcılığın daha 5 ay önce, “Sahte diploma, rektör aracı kırmızı plakasının klonlanması, milyonluk yolsuzluk” gibi soruşturmalar açtığı bazı üniversitelerin de adı değişiyor. Üniversiteler, isim değişikliğiyle yolsuzluktan aklanıp, paklanacak mı? Göreceğiz.

KELEK KARPUZ

“Anayasaya aykırılık” gerekçesiyle YÖK’ün yeni yasa maddelerine, muhalefet ‘şerh’ koyacak. TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik Spor Komisyonu Üyesi ve CHP Ankara Milletvekili, 45 yıllık eğitimci Yıldırım Kaya’yla yeni maddeleri tek tek inceledik. Üniversitelilerde, 1980 öncesi gibi sürgünler, hapis cezaları keyfi verilebilecek. Milletvekili Kaya’nın ömrü de Artvin’den Urfa’ya sürgünlerde geçmiş. Divriği-Bahtiyar Köyü öğretmeniyken Maraş Katliamı’nı protestosu edince 12 Eylül İhtilali’nde meslekten atılıp tutuklanmış. Cezaevi çıkışı, “Bu karpuz kelek kelek. Demokrasimiz gibi” diye bağıra çağıra pazarcılık yapmış.

ORMAN KANUNLARI

YÖK Kanunu’na eklenen maddelerle üniversitelerden atılma, sürülme, cezaevine tıkılmayı çok kolaylaştıracak, kişiye göre yoruma açık maddeler var. Anayasaya aykırı bu maddeler, Meclis’te yasalaşacak. Örneğin; Türk Japon Üniversitesi’ne, 4 yıl önce İstanbul’da bir orman arazisi tahsis edildi. Anayasa Mahkemesi, “Orman vasıflı arazi başka amaçla kullanılamaz. Hazine’ye ait orman vasıflı araziyi, anayasanın 169. maddesine göre devlet korumak zorunda ve kimseye devredemez” kararıyla tahsisi iptal etti. Yeni düzenleme, İstanbul’daki son ormanların bu üniversiteye keyfi tahsisinin de önünü açıyor.

KAYYUMU İNCİTME!

Üniversitelerdeki, disiplin cezasını düzenleyen 2. madde ise anayasanın eğitim-öğretim alma hakkıyla ilgili 46. maddesine aykırılık içeriyor. “Huzur, düzen bozma, saygı dışı davranış, toplantıya katılma, şeref ve haysiyete tecavüz…” gibi çok muğlak maddeler var. ‘Şerefleri ne zaman zedelenir?’, ‘Saygı-saygısızlık sınırı ne?’, ‘Hangi toplantı suç?’ Belirsiz. BÜ Rektörü Naci İnci’nin arabasının önüne çıkan Boğaziçili 14 genç, 25 yıl hapis istemiyle yargılanıyor. Kayyum rektör yarın çıkıp, “Profesörler 2 yıldır makama popolarını dönüyor. Huzurum kalmadı. İncindim” derse profesörü, öğrencisi, ‘rektöre popo dönme’ gibi bir suçla bile üniversiteden atılabilecek!

HAMİDİYE YASALARI

Öğrenci, akademisyen ve özgür düşünceye karşı baskılar, bundan 1.5 asır önce II. Abdülhamit’in Hamidiye Devri’nde yaşanmıştı. ‘Hafiye Teşkilatı’ kurulup okullar, öğrenciler, öğretmenler, muhbirlerce izlenip jurnallendi. Siyasetten söz etmek bile yasak olup sansür, sürgün, hapis sıradandı. Sarayburnu, yıldız, anarşi, diktatör, millet, şüphe hatta randevu kelimesi suçtu. YÖK, yeni yasayla anayasanın 131. ve 132. maddesine aykırı olarak MİT’e, Milli İstihbarat Akademisi kurma yetkisi verdi. MİT Akademisi YÖK’e bağlı olmayacağı için diplomasının, uluslararası geçerliliği de olmayacak. Bilimsel özgürlük için 41 yıldır, “YÖK kaldırılsın” derken, YÖK yetkilerini MİT’e devrettiği için bu gidişle üniversitelerin başına MİT gelecek!..