Ben yazarken utanıyorum, ancak görüyorum ki artık pek bir anlamı kalmayan TBMM’deki ana muhalefet partisinin yönetim ve muhalefet cenahı, partiyi el aleme rezil etmekten hiç mi hiç utanmıyor!..
Önceki akşam, Habertürk TV’de yayınlanan “Türkiye’nin Nabzı” programını dilerim izlememişsinizdir!.. Ben izlerken yerin dibine girdim, maşallah tartışmacıların zerre kadar umurunda değildi!.. İktidara yakın ancak CHP kulislerinden çıkmayan Sevilay Yılman isimli Habertürk Gazetesi yazarı, ortalığı bir anda geren şu açıklamayı yaptı:
-Tuncay Özkan bir gazeteci arkadaşıma “CHP’de gizli bir karar merkezi var. Bu karar merkezi CHP’nin dışında bir oluşum. Biz de kim olduklarını bilmiyoruz. Kemal Bey orada alınan kararları MYK’ya getiriyor” demiş!..
İddia çok ama çok ağırdı ve sağ kanattan bir gazeteci tarafından bir televizyon kanalında açıkça dile getirilmişti... Bu iddia doğruysa Kemal Kılıçdaroğlu resmen “dışarıdan idare edilen” bir kişi konumuna düşüyordu.!.. Yılman, bunu da söyledi zaten:
-Bu iddiaya ben inanmıyorum. Genel Başkan Yardımcısı Sayın Tuncay Özkan inanıyor. Peki inanıyorsun da neden hâlâ onun Genel Başkan olmasını istiyorsun. Madem bu adam proje!..

Yüz kızartan dalaşma!..


Çok geçmedi, Özkan programa telefonla bağlandı...
Söylenenlerin tümüyle yalan olduğunu belirterek Sevilay Hanım’a “Müfterisin” diye tepki gösterdi ve ısrarla “o çok önemli gazetecinin” ismini vermesini istedi... Yılman biraz nazlandıktan sonra kaynağının ismini açıkladı:
-Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç!..
Bunun üzerine Tuncay Özkan, açtı ağzını, yumdu gözünü, Sevinç’in yalancı ve iftiracı olduğunu, böyle bir görüşmenin asla olmadığını belirterek şöyle devam etti:
-Şaban Sevinç hesabını verecek. Bu alçaklığı kimsenin yanına bırakmam. Rezil bir komployu niye yürüttüğünü ben de parti yönetimi de biliyor!..
Özkan telefonu kapattıktan sonra bu kez Şaban Sevinç bağlandı programa ve Özkan’ın iddia edilen sözleri 27 Haziran 2018 günü saat 10.00’da, CHP Genel Merkezi’ndeki odasında söylediğini iddia etti!..
Sevinç, tarih, saat vererek, Yılman’ın iddiasını doğruluyordu... Diğer bir deyişle bu konuşmayı Sevilay Yılman’a aktardığını kabul ediyordu!..
O sırada bu programı izleyen, başta iktidar cenahı olmak üzere, CHP’nin kolunun kanadının kırılmasını, dipsiz bir çukurda debelenmesini isteyen hangi kesim varsa eminim zevkten eriyor, mutluluktan şıkır şıkır oynuyordu!.. Hadi Sevilay Yılman “görevini yapmanın” mutluluğunu yaşıyordu diyelim... Diğer zevata sormak isterim:
-Değer miydi!..

Daha 24 Haziran’ın analizini yapamayan parti!..


Diğer taraftan insanı gerçekten çileden çıkaracak “kurultay-toto” da tüm zavallılığı ile sürüyor!..
1245 delegeden kaç tanesi imza verdi, hangileri önce verdi sonra geri çekti, hangilerinin üzerinde genel merkezin baskısı var, kaç tanesi muhalif kanadın markajında... CHP’nin haftalardır tartıştığı, birbirini yediği, akıl almaz suçlamaların havada uçuştuğu tek konu bu ne yazık ki!..
Pazartesi günü 17.00’de imza verme süreci sona erdi, hâlâ hiç kimse kaç imza toplandığını bilmiyor. Değişim Grubu sözcüsü Gaye Hanım, dün yeterli imzayı perşembe günü genel merkeze teslim edeceklerini söyledi, kaç tane imza toplandığını yine sır gibi sakladı ve şöyle dedi:
-Sayın Genel Başkanımızın sağduyusuna inanıyor, partiyi daha fazla yıpratmamak adına kurultay kararını açıklamasını bekliyoruz!..
Yıpratmak mı?.. Parti yerlerde sürünüyor hanımefendi!.. Bu parti, seçimin üzerinden 5 hafta geçmesine karşın hâlâ 24 Haziran’ın analizini yapmış değil!.. Araştırma şirketi KONDA hem de kapsamlı bir araştırma yapıp sonuçları açıkladı... AKP, İYİ Parti, Saadet Partisi  araştırmalarını yapıp sonuçlarını paylaştı... Tüm Türkiye’de örgütü bulunan ülkenin ikinci büyük partisi hâlâ “kayıkçı kavgası” yapmakla meşgul!..
Böylesine bir kepazeliğin içinde debelenen bir partinin başındaki gitmiş, diğeri gelmiş, söyler misiniz ne değişecek?.. Bu yönetimin CHP’nin ilkelerini, kurucu değerlerini, tarihini paspasa çevirdiği, partiyi kendine yabancılaştırdığı defalarca yazıp anlattığımız bir gerçek ne yazık ki!..
Diğer tarafa baktığımda ise partinin değerleri, ilkeleri, yürümesi gereken yol ile ilgili ser verip, sır vermeyen, ama notere gidip “vallahi de billahi de Cumhurbaşkanı seçilmezsem partiyi 45 günde olağanüstü kurultaya götüreceğim” diye taahhütname vermekten başka ne yaptığını, ne yapacağını bilemediğimiz bir kişilik bulunuyor!..
Yine aynı değerlendirmeyi yapacağım; CHP gibi bir koca çınar, bu ülkenin kurucu partisi, “kırk katır mı, kırk satır mı?” misali iki alternatif arasında ezilecek denli ucuz değildir... Mutlaka bir “üçüncü yol” bulunmalıdır, bulunacaktır da..
-Yeter ki, ille de elimizi cayır cayır sobaya basıp çok sıcak olduğunu denemekten vazgeçilsin!..
Ancak görüntü şimdilik böyle olacağını gösteriyor!.. Hangi taraf kazanırsa kazansın bunun adı “Pirus zaferi” olacak, maalesef!..
-Sorumlularını tarih affetmeyecek diyeceğim ama biliyorum ki hiçbirisi hatırlanmayacak bile!..

plusbanner2x