Başbakan Süleyman Demirel’e bir saldırgan kafa attı yumrukladı, burnu kırıldı.

Macaristan ziyaretinde Başbakan Mesut Yılmaz bir Türk yumruk attı, burnu kırıldı.

DTP’nin genel başkanı Ahmet Türk Samsun’da yumruklandı, burnu kırıldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı Taner Yıldız Kayseri’de yumruklandı, burnu kırıldı.

Meclis’te AKP’li ve CHP’li vekiller kavga etti. Metin Külünk ile Erdal Aksünger yumruklaştı. Külünk CHP’li Şevki Kulkuloğlu’nun burnunu sıktı. CHP’li vekil hastaneye kaldırıldı.

Meclis’te tekmeli yumruklu kavga çıktı. CHP’li Ali İhsan Köktürk’ün burnu AKP’li vekilin eli kırıldı.

Soma faciasının ardından ilçeye giden Başbakan tepkilerle karşılaştı. Kendisine laf söyleyen bir gence tokat attığı ‘iddia’ edildi. Gerçi görüntüler vardı ama yine de iddiaydı! Tokatlanan, başbakanlık korumaları tarafından dövülen genç, “Maalesef Başbakan istemdışı tokat attı. Daha sonra korumalar beni dövdü” dedi. Aynı genç kısa süre sonra ifadesini değiştirdi, “Başbakan tokat atmadı, beni korumalardan korumaya çalıştı” dedi. İfadesini dördüncü ve son kez değiştiren genç, “Başbakan bana tokat attı. Korumalar dövdü. Ailemi korumak adına farklı konuştum” dedi.

Bu olayın görüntüleri tarih sayfasında iddia olarak dururken, başbakanın uçan tekmeci müşaviri Yusuf Yerkel Soma’da bir madenci yakınını yerlerde tekmeledi.

Meclis’te AKP ve HDP’li vekiller kavga etti HDP’li Behçet Yıldırım’ın burnu kırıldı.

Şehit cenazesine katılan CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırdılar. Yumrukladılar, tekmeler savurdular. Bir eve sığındı. Evi taşladılar, ‘evi yakın’ diye bağırdılar. Linç girişimi saatler sürdü. Yumruklayan herif oradan sıvıştı. Yakalandı, ifadesi alınıp salıverildi.

Meclis’te bütçe görüşmelerinde kavga çıktı. AKP’li Zafer Işık İYİ partili Hüseyin Örs’ün başına yumruk attı. Örs hastaneye kaldırıldı.

Bunlar tokat, yumruk, tekme ve burun kırma kültürümüzden üç beş örnek sadece!

Diyeceksiniz ki, e ne oldu sonuçta?

Yumruk atıp ötekinin burnunu kıranların çoğu ‘taraftarları’ tarafından alkışlandı, tebrik edildi, hatta ‘yumruk atan eline kurban, ellerin dert görmesin’ deyip elleri öpüldü, yumruk atan, burun ve daha önemlisi kalp kıranlara desteğe koşuldu, destek için günün anlam ve önemine uygun tezahürat yapıldı!

Kılıçdaroğlu’nu yumruklayıp linç etmeye kalkan, bi zahmet yakalanıp ifadesi alınan Osman Sarıgün mesela. Olaydan sonra evi ‘koca kulak dede türbesine’ döndü! Yumruk attığı ellerinden öpmeye koştu sevinçten deliye dönenler. O eli saygı ile öperken hatıra fotoğrafları çektiler gülerek!

Bizde böyle, ölüye ağlanır deliye gülünürdü. Açıkça cümleten cinnet hali, delilikti...

İçimizdeki çürümeyi iyi anlatan, kültürümüzden unutamadığım iki olay var. İkisinde de yumruk yok, alkış ve tebrik var...

Yeşil sahalarda fırtına gibi esen Tanju Suadiye’de bir daireye girerken görülüyor. Gecenin yarısı gazeteciler falan duyup geliyor. Niye? O dairede her daim gündemde olan Hülya Avşar var. Evli, eşi hamile olan Tanju ve bu olay. Eyvah eyvah değil mi?

Değil... Mevzuyu öğrenen taraftarlar apartmanın önüne koşuyor. Başlıyorlar “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratına!

İkinci örnek Emre Belezoğlu. O zamanlar futbolcu. Kaza yapıyor, Kadir Çetin isimli vatandaşa çarpıyor. Hastaneye yetiştiriyor ancak yaralı kurtarılamıyor. Emre ifade vermek için Bakırköy Osmaniye Karakolu’na götürülüyor. Olayı duyan taraftarlar karakola koşuyor. O ifade verirken moral(!) tezahürat yapıyor: Türkiye seninle gurur duyuyor!

Birileri ne yaparsa yapsın, birileri gurur duyuyor yani memlekette!

Yıllar geçti Emre Ankaragücü’nü çalıştırıyor şimdi. Türkiye’yi ayağa kaldıran, Ankaragücü-Rizespor maçının bitiş düdüğünün ardından zor tuttular onu. Hakem Halil Umut Meler’e çok kızgındı. O zor tutulurken tutulamayan AKP’nin kurucusu, eski milletvekili, ünlü inşaatçı, Erdoğan’ın Ankara’da 12 yıl oturduğu evin ev sahibi ve Ankaragücü’nün başkanı Faruk Koca maçın hakemine hiç beklemediği anda öyle bir yumruk attı ki, Meler yere yığıldı. Yetmedi, yerdeki hakeme tekmeler atıldı.

Canlı yayında oldu bütün bunlar! Fakat neredeyse gözü çıkacak olan hakemden önce Koca’yı hastaneye yetiştirdiler iyi mi!

Ve şaşmaz bir şekilde bugüne kadar olan şey tekrar etti. Taraftarlar hastaneye koştu, “Eline sağlık” diye, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye tezahürat yaptılar. Ankaragücü’nün başkan yardımcısı Koca’ya sosyal medya hesabından ‘kalp’ gönderdi!

Olay anından itibaren dikkatle izliyorum. Medyada başlıklar benzer...

Bu yumruk hepimize!

Utanç gecesi!

Siyasetten tepki yağdı!

Yahu kardeşim evli adamın kaçamağından, futbolcunun kazara bile olsa ölüme neden olmasından, Kılıçdaroğlu’nu yumruklayan, yakmaya çalışandan, siyasetçinin burun kırmasından, başbakanın Osmanlı tokadından gurur duyan, burun kıran yumruğu öpüp başa koyan, eline sağlık, ellerin dert görmesin diyen biz değil miyiz?

Şaşırmış gibi yapanlar bu yumruk hepimize diyor hala...

Hadi oradan! Her yumruktan sonra şapka düşüp kelimiz ve de medeniyetimiz görünüyor işte. 

Saraylarda oturandan gecekondudakine, gencinden yaş almış ama büyümemişine, züğürdünden sonradan görmüşüne, okumuş cahilinden harbi zır cahiline, seçenden seçilenine, tek adamından güya demokratına biziz her hoşuna gitmeyene yumruğu, tokadı sallayan.

Sallamaya devam edeceğiz bu gidişle. Ama bu gidiş iyi gidiş değil, diyeyim size!