İyi de... Ya bizim vatandaşlarımız ne olacak?
Önce maske satışını yasaklayan beyler çaresiz kalınca maske satışlarını (fiyatını denetlemek kaydıyla) serbest bıraktı.
Parası olan alacak ama nereden alacak? Piyasada, eczanelerde ya da başka bir yerde, henüz yeterli maske yok!
★★★
Bu pazar günü, 65 yaş üstü yurttaşlar 4 saatliğine ev hapsinden kurtulacaklar... Saat 11.00 ile saat 15.00 arasında yürüme mesafesinde sokağa çıkma izni verildi.
Virüs salgını nedeniyle yaklaşık 50 günden beri dört duvar arasında kalan insanlar kendilerini sokağa atacaklar.
Yasağın kısa süreli de olsa kaldırılması yaşlıları memnun etti.
Çok kişi “Bunalım geçiriyoruz. Virüsten değil ama hapisten öleceğiz” diye mesajlar yolluyordu.
4 saat rahat bir nefes alacaklar, yürüyüp yaşadıklarını anlayacaklar. Fakat... Maske takmak zorunlu... Oysa çok kişide hâlâ maske yok. Ne olacak?
Yüz binlerce kişi sokağa maskeli mi, maskesiz mi çıkacak?
Bunalan yurttaşın maskesiz de sokağa çıkacakları kesin... Bu da tehlike yaratacak ve birçok sorunu beraberinde getirecek.
★★★
Bir okurum mesaj göndererek kuşkusunu şöyle dile getirdi:
“Maskem yok ve ben şu iki günde maske bulamazsam zorunlu olarak maskesiz sokağa çıkacağım ve 4 saat öyle dolaşacağım... Polis bana ceza keserse ne olacak? Bu adilane bir davranış olur mu? Olmaz tabii ki! Polislerin insafına kaldık!”
Bir başka okurum da:
“Devletin parası kalmadı. Sanıyorum bu 4 saatlik özgürlük sırasında, maskesiz sokağa çıkacaklara bol bol ceza yazıp, hazineye gelir sağlayacaklar” diye yarı şaka, yarı ciddi şüphesini anlatıyor.
Bir diğer okurum:
“Maskem yok... Devlet bana ulaştırmadı. 184’ü arayıp ‘Nereden maske bulabilirim?’ diye sordum, cevap alamadım... 155’i aradım, sadece nasihat aldım... Kızıp da ‘Yahu Amerika’ya maske göndereceğinize bize versenize’ dedim, karşımdakinin güldüğünü duydum. Sadece güldü, o kadar. Sonra telefonu kapattı.”
Emekli polis müdürü olan bir okurumun iddiası hayli ilginç. Şöyle diyor:
“Ben çok sayıda genç polisle konuştum. Emekli bir emniyet müdürü olduğumu bildirdiğim için polisler bana acı acı dert yandılar. Kendilerine talimat gelmiş. Her ekip en az 150 kişiye ceza yazacakmış. Bu yüzden pazar günü maskesiz vatandaş yakalamaya çalışacaklarmış. ‘Bu kısa serbestlik, vatandaşa ceza tuzağı mı?’ diye düşünüyorum. Aman dikkat!”
★★★
Sevgili okurlar. Siz siz olun, sakın sokağa maskesiz çıkmayın. Virüsün şakası yok!
Bu pazar günü eğer millet maskesiz olarak sokaklara dökülürse risk büyüyecek.
Çok kişi, maske takmadığı için muhtemelen ceza alacak, daha vahimi, insanların birbirlerine koronavirüs bulaştırma ihtimali artacak.
Hain virüs fırsat bekliyor!
Maske sorununa acilen bir çözüm bulunması şart!
İnsanlar can derdinde!
Koronavirüs salgını her sektörü fena hırpaladı ama sanırım en çok turizmi vurdu!
Türkiye için döviz geliri açısından son derece önemli olan turizm sektörü ağır yaralı!
Turizm Bakanı, özellikle yabancı turist çekmek için güvenli sağlık kriterleri ve yeni imkânlar getirileceğini açıkladı ama ne yapılırsa yapılsın turist sayısı bu yıl herhalde parmakla sayılacak kadar az olacak ve tüm turizm işletmecileri kan ağlayacak!
Koronavirüs salgını bitse bile, insanlar hemen turizm bölgelerine koşacak değil ki...
Bu yıl Ruslar da gelmeyecek, Almanlar da... Hepsi can derdine düşmüş durumda...
Belki iç turizm biraz canlanır, o kadar...
Bu da turizm sektörünün derdine derman olamaz.
★★★
Birçok turizmci “Devlet ekonomik olarak turizme verdiği desteği arttırmazsa iflaslar kapıda” diyor.
Salgınla ilgili olumlu sinyaller gelmeye başladı, iyileşmeler arttı ama yine de haziran ayı ortasına kadar turizmde yaprak kımıldamayacak gibi...
Antalya, Bodrum, Marmaris gibi en çok turist çeken bölgelerdeki turizm işletmecileri yana yakıla:
“Haziranda açılması planlanan iç turizmde, artacak maliyetler nedeniyle, fiyat ve güvenirlilik sorunları yaşanmasını bekliyoruz ve bu konuda da fazla umutlu değiliz” diyorlar.
Kısacası turizm için 2020 yılı kayıp görünüyor, 2021 için hazırlıklar yapılması gerekiyor
TEBESSÜM
İnsanlar ve balıklar!
Temel ile arkadaşı İdris sohbet ediyorlar:
“Söyle bakayum İdris... Sen kültürlü misun, değil misun?”
İdris boynunu büküyor:
“Bilmem ki!”
“O zaman imtihan edeyum seni... Söyle bana, insanlarla balıklar arasında ne benzerlik vardır ve onları hangi tehlike bekliyor?
İdris biraz düşündükten sonra cevap verir:
“Koronavirüs mü bekliyor?”
“Aptal aptal konuşma daa, balıklarda koronanın ne alâkası var?”
“O zaman bilemedum valla...
İnsanlarla balıklar arasında nasıl bir benzerlik olabilir? Onları nasıl ortak bir tehlike bekler, bilemem ki?”
Temel bilgiç bilgiç güler:
“Bak söyleyeyum de, kültürün artsın İdris’cuğum... İnsanlarla balıklar aynı tehlikeye maruzdurlar. Her ikisi de ağzını açınca başları belaya girer!”
GÜNÜN SÖZÜ
Günümüzde geleceğe yürümek çok zor. Her şey belirsiz ve karanlık!