Sevgili okurlarım siyasetçi dediğimiz, ‘devlet adamı’ olarak tanımladığımız birtakım tiplerin belli zamanlarda söylediği abuk subuk sözler çabuk unutulur.

Bunlar dün ak dediğine bugün kara diyebilir.

Devlet Bahçeli bunun en tipik örneğidir.

Dün kürsülere çıkıp Recep Tayyip’e ip atan ve en ağır hakaretleri birbiri ardına sıralayan Bahçeli için pek çok şeyi burada gündeme getirmiştim.

Daha fazlasına şu an için gerek görmüyorum.

★★★

Şimdi size Recep Tayyip’ten somut bir örnek vereyim...

Beyefendi iktidarın baş destekçisi olan CNN-Türk televizyonunda canlı yayında...

Karşısında Hande Fırat isimli bir gazeteci var.

2023 yılı nisan ayında yapılan çekimde Hande kendisine soruyor:

“Efendim Öcalan’a özgürlük gibi bir şey acaba söz konusu olabilir mi?”

Beyefendinin yanıtı hazır!

“Böyle bir şey olamaz. Ama ana muhalefet olabileceğini açıkladı. Hem terörist başı (Apo) ve hem de Selo (Edirne Cezaevinde yatmakta olan Selahattin Demirtaş) ile ilgili olarak açıkladı. Sen bunca insanı öldüreceksin, bunca insanın kanına gireceksin, sonra da kalkıp özgürlük diyeceksin. Bizim kitabımızda böyle bir şey yok.”

Şimdi görüyoruz ki Recep Tayyip’in o günlerde sözünü ettiği ‘kitap’ (her ne ise?) yeniden yazılmış ama bir miktar değişmiş!

Koskoca bir ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamında oturan bir şahıs dünden bugüne böylesine 180 derece çelişkilere nasıl düşer, anlamak mümkün değil.

★★★

Yıl 2021... AKP İstanbul milletvekili Süleyman Soylu İçişleri Bakanı...

Aynen şöyle diyor:

“Murat Karayılan’ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu millet ve şehitlerimiz bizim yüzümüze tükürsün.”

Aradan biraz zaman geçiyor, Soylu bu kez şöyle konuşuyor:

“Şimdi yeni bir dönem başlıyor. ‘Türkiye yüzyılının (!)’ müjdecisi olan terörsüz Türkiye’yi iki dev siyaset adamı, tecrübeleri, cesaretleri ve bilgelikleriyle bugüne taşıdı. Bu, siyasetin millet adına devleti yönetme gücüdür. Terörsüz Türkiye kardeşliğin anavatanı olarak tüm bölgemize huzur getirecek ve dünyaya nefes aldıracaktır. Teşekkürler Recep Tayyip Erdoğan ve teşekkürler Devlet Bahçeli.”

Demek ki o şahsı yakalayıp bin parçaya bölmüşler!

Süleyman Soylu bir açıklamasında ise şöyle diyordu:

“PKK neyin silahını bırakacak? 86 tane terörist kaldı. Nefes bile alamıyorlar!”

Bunların hepsi belgeli.

★★★

Önceki gün bir milletvekili daha geçmişte söylediklerini adeta inkâr edip AKP’ye geçti.

Gelecek Partisi Konya Milletvekili Hasan Ekici..

Muhalefette iken AKP iktidarına en ağır sözlerle saldırır, “Milleti perişan ettiniz” diye kürsülerden bağırırdı.

Parti rozetini yakasına önceki gün Recep Tayyip taktı.

Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmalarda şöyle haykırıyordu:

“İktidar bilincini yitirdi. Yolsuzluklarla anılan bir ülke olduk. Bunun sebebi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Kutsal değerleri siyasette kullananlardır. Böyle abuk sabuk hesapları yapmayı bırakın, millet masal dinlemekten artık bıktı...”

Meclis’te bu Hasan Ekici gibi niceleri var.

İktidar bunları transfer etmek için yoğun çaba harcıyor ama nedense hepsi de AKP’ye gidiyor.

Bu açıdan bakıldığında MHP en şanssız parti!

MHP’nin oltasına takılan olmuyor.

★★★

Sevgili okurlarım şimdi hepimiz PKK’ya af, Apo’ya özgürlük gibi saçma sapan olayların peşine takıldık, ister istemez sürükleniyoruz.

Bütün bu gelişmelerin ve milletvekili transferlerinin ardındaki en büyük gerçek şu:

AKP-MHP ikilisi anayasayı kendi çıkarları ve görüşleri doğrultusunda değiştirecek.

Amaçları bu süreçte DEM’i de üçüncü ortak olarak yanlarına çekip kelle sayısını artırmak.

PKK’ya af, Apo’ya özgürlük gibi oyuncaklar işte bu nedenle karşımıza çıkarılıyor.

Onlar Meclis’te çoğunluk oyunu oynarken, girdiğimiz maceranın tartışması bizlere, Türk Milletine düşüyor.

Bu transferlerin ardını arkasını iyi değerlendirmek gerekiyor.

Geçmişte bu iktidara en ağır sözlerle saldıran ve şimdi iktidar saflarına transfer olan vekiller bunu elbette boşuna yapmıyor.

Rozet değişiklinin ötesinde, bu işin perde arkasında hemen hepsinin beklentileri ve çıkar ilişkileri var.

Bu gibiler Türkiye’yi yönetiyor.