Bu yaz üç hafta izin yaptım ama çok tatil yaptığımı söyleyemem.
(Aranızda şimdi yazacağımı okuyunca “biz onu da yapamadık” diyecek olanlar vardır ama) Koca yaz boyunca denize iki defa dokunabildim.
Kars’a dede evine yaptığım seyahatler, dağlarda yaptığımız doğa yürüyüşleri ve tırmanışlar ile Yedi Bilgeler’de katıldığımız bağbozumu işçiliği ile tatil ihtiyacımızı bir nebze olsun karşılamaya çalıştık.
Geçen hafta sonu İstanbul’daki yayından sonra sezonu kapatalım diye ailecek Ege’ye gittik.
★★★
“Yunan adaları bizden ucuz” tespitinin doğru olup olmadığını anlamak için de bir gün Ayvalık’ta, bir gün Midilli’de kaldık.
Şimdi ben rakamları yazayım siz tespitin doğruluğu konusunda yorum yapın.
Ankara’dan İstanbul’a gelen otomobil ortalama 1300 lira benzin yakıyor. Kuzey Marmara otobanını da kullandıysanız 300 lira civarında köprü ve otoyol parası ödüyorsunuz.
İstanbul’dan Ayvalık’a gitmek istediğinizde (sıkı durun) tam 1000 liradan fazla köprü ve otoyol parası ödüyorsunuz. Aynı arada 1300 lira civarında da benzin yakıyorsunuz (Bir depo 2600 liraya doluyor ve ne kadar tasarruflu bir aracınız olursa olsun, Ankara’dan İstanbul’a uğrayarak Ayvalık’a giderseniz bir depo benzini kullanıyorsunuz).
Bakın sadece ulaşım masrafı 4 bin lira.
★★★
Durun daha bitmedi.
Midilli’ye geçmek için 500 lira yurt dışı çıkış harcı ödüyorsunuz.
Ayvalık Belediyesi de sürece dahil olmuş. Onlara da 140 lira liman vergisi ödüyorsunuz.
18 saat arabanızı bıraktığınız Belediye Otoparkı da size 2 günlük fatura çıkarıyor ve faturanıza 600 lira daha ekliyorsunuz.
Ne etti?
1240 lira.
Ekleyin yakıt, otoyol ve köprü faturalarınıza.
Etti mi 5 bin 240 lira?
Bakın, daha ortada feribot ücreti yok, otel ücreti yok, yemek ücreti yok.
Yaptığınız alışverişler yok.
Sadece Türkiye dahilinde seyahat kısmında sizden 5 bin liradan fazla benzin, vergi ve yol/köprü parası alıyorlar.
Birileri “sen de otoban ve köprüleri kullanma” diyebilir.
Nasıl olsa kullanmasam da benim ödediğim vergilerle ben geçmişim gibi ödeniyor.
Hiç olmasa kendimiz kullanalım.
★★★
Gelelim fiyat karşılaştırmasına.
Turizm yörelerimizdeki esnafı üzebilir ama bunu yazmak zorundayım:
Euro 38 lirayı aştığı halde Midilli’deki fiyatlar, Ayvalık’taki (hatta Türkiye genelindeki) fiyatların çok altında.
Örneğin Ayvalık’ta sahilde bir otel odasının fiyatı, Midilli’nin tarihi sahil kasabası Molyvos’taki daha yüksek standartlı bir odanın fiyatından 1200 lira fazlaydı.
Yemekleri karşılaştırmak dahi imkânsız.
Midilli’de 60 euro tutan deniz ürünleri ağırlıklı üç kişilik bir yemeğin benzerine Ayvalık’ta 100 eurodan fazla ücret alıyorlar. Hele menüde alkol varsa aradaki fark daha da açılıyor.
Bu arada Midilli’de otomobilinizi park ettiğinizde park parası ödemiyorsunuz. Adadaki her kasaba, arabayla gelen misafirleri için ücretsiz park yerleri ayırmış.
★★★
Bir de işin “huzur” kısmı var ki parayla satın alamazsınız.
Keşmekeş yok.
Kavga gürültü yok.
Trafik yok.
Korna yok.
Park sorunu yok.
Düzenli kaldırımlar var ve kaldırımların üzerine park etmiş otomobiller yok.
Karışan yok.
Somurtkan insanlar yok.
Sokaklarda dolaşan işsiz güçsüz göçmenler yok.
Yerlerde izmarit ve çöp yok.
Çoğu halk plajı olarak kullanılan sahilleri kapatmış oteller yok.
★★★
Haliyle adada hatırı sayılır bir Türk turist yoğunluğu var.
Türk turistler kadar İngiliz, Alman ve Kuzey Avrupa ülkelerinden turistler de akın etmiş.
Avrupalı turistlerin çoğu da emekli.
Sohbetlerden anladığım, önemli bir bölümü de Türkiye/İstanbul üzerinden adaya geçmiş.
Bizim emekliler evden dahi çıkamazken bizi kıskanan Almanların, Danimarkalıların, İngilizlerin emeklileri emekli maaşlarının bir kısmıyla günlerce Ege sahillerinde tatil yapabiliyor.
★★★
Bu kadar zengin bir ülkeyiz. Devlet vatandaşından bir yılda 11 trilyon lira vergi toplayabiliyor.
Aynı anda dört mevsimin yaşandığı cennet gibi bir coğrafyamız var.
Müthiş bir genç nüfusumuz var.
Sanayicimiz, esnafımız, tüccarımız, ihracatçımız ekmeğini taştan çıkaracak kadar yetenekli.
Tarım arazilerimiz, meralarımız, su kaynaklarımız, ormanlarımız, madenlerimiz Türkiye gibi birkaç ülkeyi daha doyuracak zenginlikte.
Ve fakat biz millet olarak hayat pahalılığı altında büyük bir sefalet ve zulüm yaşıyoruz.
Benim hiç tereddüdüm yok:
Bu bizi yönetenlerin beceriksizliğinin eseridir ve biz halk olarak bu zulmü hak etmiyoruz!