SEVGİLİ okurlarım, CHP son yerel seçimlerde büyük bir başarıya imza atıp en yakın ve iddialı rakibini sandıkta devirdi.

Rakibi AKP bu hezimetin acısını sürekli yaşıyor ama yapacak bir şey yok.

İntikamını, elindeki devlet gücüyle almaya çalışıyor.

AKP’li belediyelerden kalan borçlarını ödeyemeyen CHP’li belediyelere sürekli haciz geliyor, başkanlar hakkında birbiri ardına bir sürü soruşturmalar açılıyor.

AKP, CHP’li belediyeleri yıpratmak için yargıya güveniyor.

Bir konuda çok rahatlar...

“Yargı nasıl olsa bizim elimizde. Karşı tarafı yıpratmak için elimizde en büyük koz bu. Sonuna kadar kullanalım.”

★★★

Bunun en son somut örneği şimdi karşımızda ve hep birlikte bunu tartışıyoruz...

Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası ve bu ceza nedeniyle getirilmek istenen siyasi yasak.

İmamoğlu iddiaya göre kazandığı ilk seçimi iptal eden Yüksek Seçim Kurulu üyeleri için ‘ahmaklar’ demiş!..

Ve böylece hakaret etmiş!

Ancak işin ilginç yanı, Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin tamamı bu konuda kendisinden şikayetçi olmadı ve onlar dava açmadı.

Tam Türkiye’ye özgü bir olay.

Şimdi cezası onandığı takdirde yasa gereği olarak önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde İmamoğlu aday olamayacak.

★★★

İktidar medyası şimdi bu işin üzerine gidiyor...

Gitmesi bir yana CHP’nin içine fitne fesat tohumları ekmeye çalışıyor.

Bu durumda iş ister istemez başka boyutlara taşınıyor...

“Vay efendim, İmamoğlu’nun üniversite diploması da yok. Bu durumda zaten cumhurbaşkanı olamaz!”

★★★

Vardır veya yoktur, onu bilemeyiz...

Zaten Türkiye’de bazı şeyler gizli!

Recep Tayyip’in üniversite diplomasını da bugüne kadar gören, şu veya bu biçimde üniversite eğitimi gördüğünü kanıtlayan herhangi bir kimse ortaya çıkmadı.

Şimdi bu durumda ne demeliyiz, ne yapmalıyız, bilemeyiz ki!

★★★

Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimine daha yaklaşık dört yıl var.

O zamana kadar kim öle kim kala belli değil.

Karşı tarafın adayı şimdiden belli.

Ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun Recep Tayyip.

Gerekirse anayasa ve yasalarla şu veya bu biçimde oynayacak ve mutlaka aday olacaktır. Bu tek adam olma özelliğini seçim yoluyla terk edeceğini zannedenler varsa yanılıyor.

Aldığı bunca dersten sonra sandıktan ne çıkacağını bir tek Allah bilir! 

★★★

O halde geriye en güçlü aday olarak kim kalacak?

Elbette ki (her kim ise) CHP’nin adayı...

Peki o kim olacak?

Gerçi bu konuda erken bir yargıya varmak yanlış olur ama şu anda üç isim ortaya çıkıyor.

-Özgür Özel.

-Ekrem İmamoğlu.

-Mansur Yavaş.

Gerçi bu süre içerisinde neler olacağını kestirmek şimdiden söz konusu olmasa bile bu üç isme Kılıçdaroğlu da eklendiği takdirde sürpriz olmayacaktır.

★★★

Sevgili okurlarım, iktidar medyası bu işe erken girişti...

Şimdi o kesimin bütün amacı, ilk üç olası adayı birbirine düşürüp mamadan lokma kapmak!

Ve bu tabloya eklenmesi gereken çok önemli bir husus daha var.

Bu yıpratma kampanyasına CHP içinden birilerinin de çanak tutuyor olması.

Acaba yanlış mı anlıyorum, sizin niyetiniz gelecek cumhurbaşkanlığı seçimini bir kez daha Recep Tayyip’e ya da AKP’nin adayına armağan etmek mi?

Öyle kinayeli laflar, sokuşturmalar, hatta isim vermeden bile olsa iktidar medyasına kendi arkadaşları konusunda (ismini gizleyerek) kışkırtıcı demeçler vermeler neyin nesi oluyor yani?

★★★

Bu gibi anlamsız tartışmalara girmek ayıptır, yazıktır...

Neyin peşinde bunlar?

CHP’nin içini karıştırmak için tarafları kışkırtma peşinde olan iktidar medyasını ve AKP kesimini anlıyorum da bazı CHP’lilerin böylesine açık bir tuzağa nasıl düştüğünü anlamak mümkün değil.

Bir yanda 31 Mart seçimlerinde hezimete uğrayan ve onun acısını içinden atamayan bir iktidar, öbür tarafta ise durup dururken kendi aralarında mücadeleye şimdiden giren CHP’liler...

Kime hizmet ediyorlar?

Dikkat etsinler, kendilerine oy veren milyonlarca insanımıza saygısızlık etmesinler.