Ümit Dikbayır, Uğur Poyraz, Durmuş Yılmaz ve Bahadır Erdem derken; sıra İyi Parti lideri Meral Akşener’in “Abi” dediği İstanbul Milletvekili Cihan Paçacı’ya geldi.

O Paçacı ki...

2018 yılında MHP’den ayrılarak, İyi Parti’ye katıldı.

Akşener’in genel sekreteri oldu.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına karşı çıkarak, “Sokaktaki itirazı görmezden gelemeyiz” dediği için Kurumsal İlişkiler Başkanlığı’ndan alındı. Altılı Masa’daki krizden sonra görevine dönebildi. 14 Mayıs’ta İstanbul Milletvekili seçildi.

Paçacı, İyi Parti’nin 24 Haziran’daki 3. Olağan Kurultayı’nda, beklenmedik bir şekilde Başkanlık Divanı’nın dışında bırakıldı.

PAÇACI, AYRI ADAYA KARŞI 

Bugün öğreniyorum ki Akşener, ‘Cihan abi’si ile iki aydır görüşmüyormuş.

Akşener’in “Cihan abi beni yanılttı” dediği konuşuluyor.

İddiaya göre Paçacı da milletvekillerinden, adaylık karşılığında kayıt dışı para alındığı iddialarından rahatsızlık duyuyor.

Paçacı’nın yerel seçimde aday çıkarmaya karşı olduğu ifade ediliyor. CHP ile yolları ayırmak gerektiğini düşünen Paçacı’nın “Ama tartılacağımız yer seçim ortamı olmamalı. İyi Parti yüzde 10’un altına düşerse çok ciddi problemlerle karşılaşırız” dediği ileri sürülüyor.

İKİ AYDIR GÖRÜŞMÜYORLAR

Önceki gün Paçacı’yı arayarak, Akşener’le arasındaki gerilimi sordum.

Partide bir dedikodu kazanı olduğundan söz ederek, şöyle dedi:

“Bunu bitirmenin yolu, tarafları cezalandırmak değil, herkesi dinleyen bir yapı oluşturtmaktır. Bu şimdi yapılıyor mu? Hayır. Daha sakin ve akılcı hareket edilmeli.”

Paçacı, Akşener’le iki aydır görüşmediklerini doğruluyor.

Nedenini sordum.

Şöyle dedi:

“Görüşme talebinde bulunmadım. Genel başkanın söyleyeceği varsa, talimatı olacaksa arar, çağırır, konuşur. İhtiyaç duyulduğunda görüşürüm. Şahsi meselem için gidip ‘Böyle mi söyledin’ demem.”

Sordum:

“İlişkiniz böyle miydi?”

Şu yanıtı verdi:

“İlişkimiz abi-kardeş ilişkisi. Ama siyaseten genel başkanımdır. Abilikten doğan ayrıcalığı asla kullanmadım.”

“Abi-kardeş ilişkisine rağmen iki aydır görüşmemeniz şaşırtıcı değil mi?” diye sordum.

Güldü.

“Tabi normal değil” diyerek, beni tasdik etti.

Paçacı, sözü yeniden Dikbayır ve Poyraz’la başlayan dedikodu kazanına getirerek, şu uyarıda bulundu:

“Poyraz ve Dikbayır genel başkanın en yakınındaki iki kişiydi. Her gün genel başkanla beraberdiler. Böyle bir noktaya gelinmiş olması çok ciddi rahatsızlık yarattı.”

POYRAZ KIRGIN

Dünkü grup toplantısına dikkat ettim.

Paçacı ve Poyraz yan yanaydı.

Paçacı ne kadar rahatsızsa Poyraz da o kadar kırgın.

Akşener, geçen hafta adlarını anmadan Dikbayır ve Poyraz’ı ‘kendisini arkadan hançerlemekle’ suçlamıştı.

İyi Parti’de kaynayan kazanı ertesi gün Sözcü’de kaleme aldım.

Akşener, haberimi yalanlamadı.

Ancak kendisini Dikbayır’dan ayrı tuttuğunu göstermek için Poyraz’ı Anıtkabir’deki törenlere ve genel merkeze davet etti. Fakat bu davet Poyraz’ın kırgınlığını gidermedi.

BEKER VE DİKBAYIR KATILMADI

Grup toplantısına iki milletvekili katılmadı.

Biri, Dikbayır.

Diğeri Ankara Milletvekili Adnan Beker.

Beker’in Dikbayır ve Poyraz’la yakın arkadaşı olduğu, Akşener’le arasına soğukluk girdiği ve partiden uzaklaştığı belirtiliyor.

Akşener’in adı geçenleri kastederek “Defolup gitsinler!” dediği iddia ediliyor. Hatta parti binasındaki sabit telefonların dinlendiği ileri sürülüyor. İddiaların odağında, milletvekili adaylarından birer milyon TL alındığı söylentisi var.

İyi Parti’de sular durulmayacak, öyle görünüyor.

Bir istifa dalgası kıyıya vurabilir.

DİKBAYIR: İSTANBUL VE ANKARA’DA AYRI ADAYI DOĞRU BULMUYORUM

Geçen hafta Ümit Dikbayır’ın Akşener tarafından ‘banka hesaplarını inceletmek ve belediyelerle maddi ilişki kurmak’la itham edildiğini yazmıştım. Dikbayır, bu haberimden sonra suçlamaların araştırılması için İyi Parti’nin TBMM Grubu’na ve Disiplin Kurulu’na dilekçe verdi.

Henüz ses çıkmadı.

Akşener de Dikbayır’ı o gün bugündür aramadı.

Dikbayır, gelecek haftaya kadar bekleyeceğini, gelişme olmadığı takdirde savcılığa başvurarak, iddiaların incelenmesini isteyeceğini ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye dilekçe vereceğini ifade ediyor.

Dikbayır, öfkeli:

“Parti dedikoduyla ve iftirayla yönetilir mi? İntikam duygusuyla parti yönetiyorlar. Benim alnım açık, başım dik.”

“Akşener iddialara inanıyor mu?” diye sordum.

“İnanmış. Nasıl inandığını ben de anlamıyorum” diyor.

Sordum:

“Size ‘Git’ diyor, anladığım kadarıyla.”

“Ben partinin kurucusuyum. Durur muyum, durmaz mıyım; bu sürecin sonuçlarına bakacağım” şeklinde konuşuyor.

Yerel seçimde aday göstermeyi doğru bulmadığını kaydediyor.

Dikbayır:

“Biz Yavaş ve İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı yardımcısı olarak çıkardık. ‘İstanbul ve Ankara başarılı’ dedik. Şimdi nasıl anlatacağız? Dört sene Yavaş’ın yaptıklarını anlattım Sakarya’da. Nasıl olacak? Doğru bulmuyorum. Kararı illere bırakabilirdik. İller aralarında anlaşırdı. Hırsla, intikam duygusuyla, sinirle parti yönetilir mi? Yazık günah! Soruyorum: Ankara, İstanbul... Bu belediyeler Millet İttifakı’nda olmasa 29 Ekim böyle kutlanabilir miydi?”

Dikbayır, aday çıkarılması halinde İyi Parti’nin büyükşehirlerde oy kaybı yaşayabileceğine işaret ediyor.

İYİ PARTİ, YÜZDE 7’NİN ALTINA DÜŞERSE...

Akşener, grup konuşmasının yarısını yerel seçimlere ayırdı. İyi Parti’nin 11 ilkesini saydı ve aday çıkarma gerekçelerini sıraladı.

Maltepe, Arnavutköy ve Güngören de başkan adayları ilan edildi.

Böylece Akşener, aday çıkarmakta kararlı olduğunu gösterirken; sıranın büyükşehirlere geleceğini işaret ediyor.

Şu günlerde, Akşener’in ittifaktan ve ortak adaylardan söz edenlere bilendiğini duyuyorum.

İyi Parti, seçmenlerini razı edebilir mi?

Mümkün görmüyorum.

Sorarlar...

Cumhurbaşkanı adaylığı teklif ettiğiniz ve bu olmayınca cumhurbaşkanı yardımcısı yapmak istediğiniz İmamoğlu ve Yavaş’ı neden belediye başkanlığında desteklemiyorsunuz?

Bu soruya ikna edici bir yanıt verilmiyor.

Cihan Paçacı, Ümit Dikbayır ve Bahadır Erdem’in kabul etmediği, eski Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu ve Akşener’in Basın Danışmanı Murat İde’nin karşı çıktığı bu hamle seçmende karşılık bulmayacaktır.

İyi Parti seçmeni İmamoğlu ve Yavaş’ı kendisine yakın buluyor. Büyükşehirlerde İyi Partililerle CHP’liler arasındaki sınırlar kayboluyor.

Büyükşehirlerde oylar AK Parti karşısında en güçlü adaya yönelir. O takdirde İyi Parti’nin oyu yüzde 7’lik barajın altında kalabilir. Oyu psikolojik eşiğin altına inen İyi Parti’nin, seçmenini bir arada tutması zor olacaktır.

Akşener bile koltuğunu koruyamaz.