KAAN uçağı yaptık. Cumhurbaşkanımızın damadı İHA, SİHA üretti. Karadeniz’de doğalgaz keşfettik. Dağda petrol bulduk. Uçak gemisini Marmara’da yüzdürdük. Türkiye’nin uzaya ilk astronotunu da biz gönderdik.
Evet!
Gökyüzüne keşfe gidildi.
Fakat!
Ev tutuşmuş yanıyordu.
★★★
Bu yangınla; faizler çıldırdı. İktidar destekçisi mutlu azınlık servet artırdı. Halkın çoğunluğu servetini kaybetti. Hane halkının sırtından şirketlere, yeni zenginler ile yurt dışı para sahiplerine “servet transferi yapan” bir “yalancı- yalama düzen” kuruldu. Yangın bu düzenin ürünüydü. Döviz üretimi ile döviz harcaması arasındaki fark (cari açık); devam ediyor, fakat Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı, “döviz rezervimizi artırdık” diyebiliyorlar.
Ne yüzle diyebiliyorlar?
★★★
Yeni övünme buldular.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, dünyanın en büyük elektrikli otomobil üreticisi Çin şirketi BYD Başkanı Wang’ı bir yanına aldı, öbür yanında Türk Sanayi Bakanı Mehmet Fatih durdu. Cumhurbaşkanı ortada fotoğraf çekildi; halka yeni övünme duyuruldu.
Çinli fabrika kuracak.
Yangın Çin işi sönecek.
★★★
Çinli şirket, Manisa’da kendisine verilen arazi üzerinde 1 milyar dolarlık yatırım yapıp, elektrikle çalışan otomobil fabrikası kuracak. BYD’nin Amerika CEO’su Stella Li ise olacakları açıkladı; “Türk Cumhurbaşkanı ve bakanlık yetkilileri ile yaptığımız toplantı harika bir uyum içinde geçti” dedi.
Ve devam etti:
Araziyi çok beğendik.
Yemekler de leziz.
Türkiye’yi “geleceğin teknoloji merkezi” yapacağız, Türkiye’yi geleceğin “inavason (girişimcilik) merkezi” yapacağız, Çinliler yılda 200 milyar doları turistik seyahate harcama zenginliğine ulaştılar, Çinli turisti Türkiye’ye yollayacağız; Türkiye’yi geleceğin “turizm merkezi” yapacağız.
★★★
Ağzını seveyim Stella!
Dilinden bal damlıyor:
12 model üreteceğiz.
Avrupa’ya satacağız.
Komşulara ihraç edeceğiz.
Türkiye dövize boğulacak.
★★★
Stella’nın ağzından bal damlıyor, fakat evi enflasyon ateşine tutuşmuş yanmakta olan Türkiye’de iktidarın en yeni medarı iftiharı (övünme aracı) TOGG’un geleceğini düşünenler ise karalar bağlıyor. Çünkü, Çin şirketi gelsin diye ona Meclis’in kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile yüzde 30 oranında teşvik sağlanıyor. İç pazara satışında yüksek vergi indirimi (OTV avantajı) avantajı sunulacak. Bu durumda Çinli, elektrikli otomobil iç pazarını TOGG’ un elinden alır. TOGG 1 milyon 800 bin TL’ye satılırken BYD’nin marka otomobili, 1 milyon 350 bin TL’ye Türk alıcıya sunulur. Türkler de zaten son 22 yıldır hem ucuzu hem Çin malını sevmeye alıştırıldı. TOGG’u bırakıp Çinlinin otomobiline binenler.
★★★
Stella’nın dilinden bugün damlayan bal, yarın TOGG’un tekerine çomak olur! Çin, tarihlerinde çomak yeme- yedirme deneyimini yaşadı, öğrendi. İngiliz sömürgeci tüccarlar, Çinlilerin afyon düşkünlüğünü keşfedip; Hindistan’dan ucuza afyon alıp, Çinlilere neredeyse 100 yıl boyunca pahalı sattılar. Çin iç pazarından sağladıkları yüksek afyon kazancı ile de Çin’in yerli üretim ipek kumaşlarını ucuza kapatıp Avrupa’ya ve dünyaya pahalıya pazarladılar. Çin’in afyon düşkünlüğü Çinlinin parası ve gümüşü elinden alınarak İngiliz zenginliğine altyapı oldu.
★★★
Çinli dün kendi yaşadığını bugün Türkiye’ye uygulayabilir. Çinli, Türkiye’deki iktidarın “övünme afyonunu” kendisinin ileri teknoloji ve yüksek girişimciliğe dayalı yayılma stratejisinin kaldıracı olarak kullanıyor olabilir.
Size not yazayım:
Bizim iktidar şimdi Çinli geldi diye yeni bir övünme düdüğü buldu, çalıyor ama dünyanın bütün iyi marklarını üretmekte olan Türkiye otomotiv sektörü geçen yıl (2023’te) 6.5 milyar dolar açık verdi. Yani ithalatı ihracatından 6.5 milyar dolar daha fazla oldu.
Fetullah Gülen’i getirip yargılama isteğinden vaz mı geçildi?
Fetullahçı Terör Örgütü mensubu 704 bin 554 kişi hakkında işlem yapıldı. FETÖ’cülerin yargılanması için 289 dava açıldı. 4 bin 891 darbeciye hapis cezası verildi. 85 eski general, 1.116 eski subay ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkum edildi. Fakat 8 yıl geçti; örgütün başı Fettulah Gülen ABD’den getirilip, mahkeme önüne çıkarılmadı. Türkiye’de yargılama isteğinden vaz mı geçildi? Okurlarım sormaya devam etmemi istiyorlar. Gılman Kahyaoğlu bana şunları yazmış: “Siz Fethullah Gülen’in gerçekten istendiğine (örnek verdiğiniz anne oğul gibi) inanıyor musunuz?” Diğer çok sayıda okur da; “NATO’nun ikinci büyük ordusu TSK’nın içine sızarak darbeye kalkışacak ve kendi halkına ateş edecek bir ordu haline getiren örgütün lideri, ABD’de yapılan son NATO toplantısında niçin konu edilip Türkiye’ye verilmesi istenmedi? NATO üyesi Türkiye’nin ordusunu darbeci durumuna düşüren adam, bir başka NATO ülkesi ABD niçin saklar, gizler, korur ve Türkiye’ye niçin vermez? Türkiye’deki iktidar da onu getirip yargılamaktan niçin vazgeçer?”