Bu tarih tesadüfen seçilmemişti. Kurtuluş Savaşı’nın son evresi olan 1922’deki Büyük Taarruz’un başlangıç tarihiydi. Kurtuluş Savaşı sona ermiş, Cumhuriyet ilan edilmişti. Şimdi, yeni Türkiye devletini, aşılması gereken ekonomik ve sosyal sorunlar bekliyordu. Bu dönemde tasarrufu teşvik ederek toplanacak fonlarla bütün ekonomik faaliyet kollarını finanse edebilecek, gerektiğinde çeşitli alanlarda sanayileşme hareketinin başlatılmasına kendi kaynaklarıyla katılabilecek milli bir kuruluşun doğması ve milli bankacılık sisteminin oluşturulması ihtiyacı derin bir şekilde hissediliyordu. Atatürk, 1924 yılında bir gün İzmir’deki evinde otururken bakan Celal Bayar’ı huzuruna çağırarak görevlendirdi ve İş Bankası ilk Genel Müdürü Celal Bayar’ın liderliğinde iki şube ve 37 personel ile hizmete başladı. Nominal sermayesi 1 milyon TL’ydi. Bu sermayenin fiilen ödenen 250 bin TL’lik bölümü ise bizzat Atatürk tarafından karşılanmıştı. Bankanın inşasının temel harcı niteliğinde olan 250 bin lirayı Atatürk koymuştu ama mütevazı bir bankanın kurulması için bile bu para yeterli değildi.

“1.000’ER LİRAYI BÖYLE TOPLADIM”

Para bulmak için neler yapıldığını Celal Bayar şöyle anlatıyor: “Sermaye 1 milyondu. 250 bin lira hazırdı. O nispeten fazla para, dışardan on para yok. Müessis hissesi, bir hisse 1.000 liraydı. Müessisler bulacağız ve meclis-i idareyi kuracağız. Hiç kimse yanaşmıyor. Diyorlar ki ‘Ne kadar böyle bir işe girdiysek, hiçbirinin neticesi çıkmadı, bu da onların devamı’... Ecnebi bankalar nezdinde, Banque d’Athens var, İtalyanların bankaları var, Fransızların bankaları var. Onlar bizim Türklere, hatır için, Kızılay’a 1.000 lira teberruda bulunur gibi, müessis hisselerini verdiler. Ben de şahsımı kullanarak, hatta Atatürk’ün nüfuzunu kullanarak 1.000’er lirayı böyle topladım.”


Limonata ve pasta ile açılış


iş Bankası 26 Ağustos 1924 yılında kurulsa da Ankara İstasyon Caddesi üzerindeki ilk şubenin açılışı 9 Eylül 1924 tarihinde yapılıyor. Davete 150 kişi çağırılıyor fakat o tarihlerde 150 kişinin ağırlanacağı salon Ankara’da yok gibi. O yüzden davetliler şube içinde grup grup ağırlanıyor. Mütevazı törende katılanlara pasta ve limonata ikram ediliyor. Bunun için yapılan 120 liralık masraf hemen deftere geçiriliyor.

Mustafa Kemal Atatürk, vasiyetinde İş Bankası hisselerinin mülkiyetinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne bırakılmasını istemişti. Bu hisselerden oluşan kârlar ise Atatürk’ün vasiyeti üzerine Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na aktarılıyor.