DEM’in İstanbul adayı Meral Danış Beştaş’ın önceki akşam Habertürk yayınında kurduğu şu cümleler önemli: “Gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim, İstanbul seçmeni o pusulada Başak Demirtaş’ı da görse Meral Danış Beştaş’ı da görse mührü basacak. Bizim aramızda ayrım yok. Bu tartışmaları yürütenlere bunu söylemek istiyorum.”

Peki DEM koridorlarında durum Beştaş’ın dediği gibi mi?

31 Mart yerel seçimlerinde artık son düzlüğe girilirken hem adayların hem de siyasi gözlemcilerin dikkatleri, sonucu değiştirebilecek seçmen kümelerinde. İstanbul’da sonucu değiştirebilecek en büyük seçmen kümesi ise DEM Parti’nin seçmen tabanı.

Peki, alanda DEM Parti seçmeninin durumu ne? DEM’in İstanbul adayları Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni’nin seçim kampanyasının hedefi ne?

Önce alandan başlayalım.

Öncelikle DEM seçmeninin homojen bir yapıda olmadığını belirtelim.

Mesela kendisini DEM seçmeni olarak tanımlayan ancak;

Laiklik ile ilgili kaygıları daha baskın olanlar var.   

Kürt kimliği ile ilgili talepleri daha önde tutanlar var.

Ekonomideki kötü gidişten dolayı geçim sıkıntısı çekenler var.

Dolayısıyla DEM seçmeninin tercihlerinde tek bir unsur belirleyici olmayacak. Peki, parti aidiyeti güçlü, hatta parti ile organik bağı olan DEM’liler ne yapacak? Burada da iki unsur öne çıkıyor.

Birinci unsur; DEM Parti İBB için İstanbul’da neredeyse hiç çalışma yapmıyor. Adayları, kendi siyasi gündemlerine göre sözlerini söylüyorlar. Fakat, Meral Danış Beştaş ile Murat Çepni’nin belli bir oy hedefini belirleyip buna yönelik bir kampanya yürüttüklerini söyleyemeyiz. Zaten alana çıkan herkes de bunu rahatlıkla gözlemleyebilir. Alanda mahalle çalışmalarında, esnaf ve ev ziyaretlerinde DEM’in adaylarının bir çalışma yaptığının izlerini göremiyoruz.

İkincisi unsur ise alandan görüldüğü kadarıyla DEM Parti yönetimi eskisi kadar tabanına hakim değil.

Seçmen İstanbul’da serbest mi bırakılacak?

DEM koridorlarında konuşulanları aktarmaya devam edelim:

DEM parti seçmeninin en azından 2019 ve 2023 seçimlerindeki kadar genel merkezin işaret ettiği noktaya bakmadığı görülüyor.

Alanda, bunun nedenlerini sorduğumuzda çıkan sonuçları şöyle sıralayabiliriz:

DEM Parti yönetiminin kendi içindeki tartışmaları, kafa karışıklığı ve yetersizlikleri seçmene yansıyor.

DEM seçmeni hedefsiz kaldı. “Daha önceki seçimlerde CHP’yi destekledik de ne oldu” anlayışında olanlar var.

Seçmendeki umutsuzluk, bıkkınlık ve yorgunluk...

Güncel bir örnek verecek olursak:

DEM yönetimi, CHP’nin Afyonkarahisar adayı Burcu Köksal’ın tepki çeken sözleri nedeniyle CHP’nin üzerine gitmedi. Olayı büyütmedi. Ancak buna rağmen alanda bazı DEM partili seçmen kümelerinde beklenenden de öte Burcu Köksal’ın sözlerinden dolayı tepki var. Belli ki Sırrı Sakık gibi CHP’ye karşı tepkileri çok sert şekilde dile getiren bazı DEM’lilerin alanda etkileri olmuş. Peki, sonuç olarak ne olacak?

DEM seçmeni 31 Mart günü sandıklarda ne yapacak?

Özetle yazacak olursak; DEM yönetimi ve DEM seçmenindeki genel eğilim,  İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun kazanması yönünde. Bu eğilim sonucu olarak İstanbul’da DEM Parti, seçmenini fiilen serbest bırakmış durumda. DEM Parti, İstanbul adayları Meral Beştaş ve Murat Çepni’nin alacağı oyların düşük kalmasını sorun etmiyor. Ancak DEM seçmeninin önceki seçimlerde olduğu gibi büyük bir motivasyon ile hareket etmeyeceği de belli. O zaman şunu söyleyebiliriz. DEM seçmeni minimum düzeyde kendi adaylarına oy verecek. En az yarısı İmamoğlu’na oy verecek. Bir kısım DEM seçmeni ise sandığa gitmeyecek. Alanda DEM seçmeninin kafasındaki sorulardan biri de seçimlerin son haftasında İmralı ya da Edirne’den seçimlere yönelik mesajlar gelebilir mi? 2019 seçimlerinde gerek Öcalan’ın gerekse Demirtaş’ın seçim gündemine aktif olarak dahil olmaları nedeniyle kafalarda bu sorular var. Ancak genel eğilim bu sefer seçmenin serbest bırakılması tavrına müdahale olmayacağı yönünde.

İSTANBUL’U KİMİN YÖNETMESİNİ İSTERSİNİZ?

Ekrem İmamoğlu: 56.8 / Murat Kurum: 43.2

“Bu seçim iki turlu olsaydı, ikinci tur sonucu bu olurdu. Muhalefet seçmenlerinin bir kısmı kendi partilerinin adaylarına yönelse de (bir anlamda ilk turda kendi partilerini tercih etse de) büyük bir mutabakatla İstanbul’u İmamoğlu’nun yönetmesini istiyor.”

Bu değerlendirme dün görüştüğüm Ekrem İmamoğlu’nun seçim çalışma ofisinden yapıldı. Neden böyle bir değerlendirme yaptıklarını sorduğumda da TEAM Araştırma’nın son saha çalışmasını örnek verdiler.

TEAM’in sorusu şu: “İstanbul’u kimin yönetmesini istersiniz?”

Ankete göre rakamlar şöyle:

Ekrem İmamoğlu diyenler yüzde 56.8, Murat Kurum diyenlerse yüzde 43.2. Arada 13.4 fark var. Sonuçlara göre; AKP’lilerin yüzde 12.3’ü, MHP’lilerin yüzde 20.4’ü, Yeniden Refah Partililerin yüzde 38.4’ü, İYİ Partililerin yüzde 86.3’ü, DEM Partililerin yüzde 89.8’i, TİP’lilerin yüzde 93.6’sı, Zafer Partililerin yüzde 66.8’i İmamoğlu’nun İstanbul’u yönetmesini istiyor.

Bu çalışmayı paylaşan İmamoğlu’nun ekibi, “Aslında seçmen İmamoğlu’nun yönetmesinden yana ancak oy vermeye giderken parti aidiyeti öne çıkıyor. Buna rağmen İstanbul’da öndeyiz” değerlendirmesi yapıyor. Bu arada 2019’dan farklı olarak da bu seçimde sahanın çok “pozitif” olduğunun da altını çiziyorlar.