SÖZCÜ / ANKARAElektrik Mühendisleri ise yaşanan sistem çöküntüsünün üzerinin örtülmeye çalışıldığı uyarısında bulundu.
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, şirketlerin sistemin çökmesine yol açacak fiyat artış talebini hayata geçirmek üzere bir manipülasyon içinde olup olmadıkları sorusunu gündeme getirdi ve arıza kayıtlarında soru işaretleri olduğunu bildirdi. Bakanlığın sistemin neden çöktüğünü bulamadığını belirten Yeşil, sorunu bulabilecek yeterlilikteki personelin de ‘kızakta’ olduğunu açıkladı. Yeşil, şöyle konuştu:
“EMO’nun santralların piyasadaki fiyatları düşük buldukları için elektrik üretmek istememiş olabileceklerine ilişkin değerlendirmelerine karşı daha 2006 Temmuz’unda 13 ilde 6 saat elektrik kesintisine yol açan santralin fiyatı beğenmeyerek devreye girmediği gerçeğine gözlerini kapatanlar, ön yargılı bir yaklaşımla kamuyu suçladı. Kestirmeci bir yaklaşımla özel sektörü aklamaya kalkmışlardır. Bakan ise ideolojik körlükte daha ileriye giderek, EMO’nun ‘fiyatları düşük bulduğu’ iddiasıyla suçlayabilmiştir. Şirketlerin sistemin çökmesine yol açacak fiyat artış talebini hayata geçirmek üzere bir manipülasyon içinde olup olmadıkları sorusudur. Nitekim yılbaşından bu yana TETAŞ’ın toptan satış fiyatlarında yaptığı indirim tüketicilere yansıtılmayarak yaklaşık 300 milyon TL dağıtım şirketlerine aktarılmıştır.
NEDENLER SIR: Sistemin neden çöktüğünü bulamıyorlar. Ama ‘Sistemi 10 saatte ayağa kaldırdık. Ne kadar başarılıyız’ diyorlar. Güç Kalitesi Milli Projesi kapsamında Türkiye’nin büyük bir bölümündeki hatlar üzerinde hangi kapasitede yük olduğu, hangi hattın hangi fazının devre dışı kaldığı, hangi santralin hangi frekansta olduğu mikro saniye seviyesinde senkronize bir şekilde izlenebiliyor. İlgili kayıtlar Bakanlık sisteminde anlık olarak işleniyor. Bu kayıtlar kamuoyu ile paylaşılmalı.''
O MEMURLAR KIZAKTA: “Burada yapılan olasılık hesabı hatların tesadüfen 1’er saniye arayla açtığını ifade etmektedir. Oysaki elektrik sisteminde tesadüfler değil, şebekedeki yükler ve üretim santralları ilişkisi sonucunda hesaplanabilir ve ölçülebilir sonuçlar ortaya çıkar. Bilimsel olarak bu sistem çökmesinin de matematiksel modeli oluşturulabilir. Böyle bir modellemeyi yapacak yazılım ve personel Bakanlık bünyesinde bulunmaktadır. Ancak bu personelin büyük bir bölümü kızak görevlere atanmıştır. Kamuda liyakate ve bilimsel bilgiye dayalı görevlendirme ve atama yapılmaması sonucunda milyonlarca lira harcanarak yetiştirilen mühendisler ve teknik elemanlar sistem dışında bırakılarak sistem kaderine terk edilmiştir.
HARAKİRİ YAPMA AMA İSTİFA ET: Ülkemizin yaşadığı bu karanlık gün, AKP iktidarının uyguladığı enerji politikalarının çöküşünün belgesi olmuştur. Bugüne kadar Soma Faciası’ndan Ermenek’e varıncaya kadar pek çok facianın gerçekleştiği bir dönemin Enerji Bakanlığı’nı yapan Taner Yıldız’ın, hiç olmazsa bu kez sorumluluğunu yerine getirerek, istifa etmesini bekliyoruz. Japon mühendis gibi harakiri yapmasını istemiyoruz, istifa etmesini istiyoruz. Kamuoyuna ‘siber saldırı, kedi trafoya girdi, milli enerjimiz nükleer’ gibi büyüklere masallar anlatılmasına son verilmesini istiyoruz. ‘Öngörülemeyen bir şekilde 1 dakikayı bile bulmayan saniyeler içinde hatlar açtı’ gibi masalsı olağanüstülük havaları yaratmak üzere, mesleki terimlerimizin, kavramlarımızın siyasal çıkarlara alet edilmesine de tepki gösteriyoruz. Gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılmasını, karanlığın aydınlatılmasını talep ediyoruz.”
BÜROKRATLARI BAKANI YALANLADI: Yeşil, enerji bürokratlarının sisteme saliselik bir zaman diliminde 3 ayrı yerden aynı anda müdahalenin mümkün olmadığını anlatarak, Enerji Bakanı’nı ve Başbakan’ı yalanladığına dikkat çekti. Yeşil, karanlık günün Japonya ile nükleer anlaşmanın TBMM’den geçirilmeye çalışıldığı, kayıp ve kaçak bedelini yasalaştırmak üzere olan tasarının görüşüldüğü ve Akkuyu nükleer reklamlarına karşı Reklam Kurulu’na başvuru yapıldığı bir zamana denk gelmesini de manidar bulduğunu sözlerine ekledi.