Çok güzel görüntülerdi. Geleceği kucaklayan, umut yükselten haberdi: Üç harp okulunun birincisi; Karacı Teğmen Ebru, Havacı Teğmen İkra, Denizci Teğmen Şeyda, TSK’da bir ilki yaşattılar. İlk kez 3 harp okulunun birincisi kadın subaylardan çıktı.
Amiral.
General.
Jandarma komutanı.
Kadın subaylarımız.
Görevleri başındalar.
★★★
Ülkemizde erkeklerle eşit koşullarda yarışta kadınların öne geçişini hemen her alanda yaşıyoruz. Kadın ve erkekler birlikte; ileri demokratik sivil uygarlığı kararlılıkla istemekten başka bir çözüm olmadığını keşfetti. Bu demokratik yarışın sonucu; yeni mezun erkek teğmenler dönem birincisi kadın teğmenle birlikte; “Atatürk’ün askerleriyiz” seslenişi yaptılar.
En içten sivil sesleniş!
★★★
Maçlarda.
Meydanlarda.
Bayramlarda.
Sivil halk; özellikle genç kuşak; “ileri demokratik günlere ulaşma umudunu” dile getirmek için “Atatürk’ün askerleriyiz” seslenişi yapıyorlar. Aynı sloğana yeni mezun teğmenler de sahip çıkınca; iktidar kanadının önde gelenleri, sözcüleri, medyadaki kalemleri; “Darbe dinamiği harekete geçti. AK Partiyi kapatmak, seçimle gelmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı indirmek istiyorlar. Bunlar batı emperyalizmi ile işbirliği içindeler” sonucunu çıkardı.
★★★
Netameli bir sonuç.
Gizli tehlike taşıyor.
Demeye getirdiler.
Yeni mezun teğmenlerin kılıç çatıp; “AK Partinin askerleriyiz” ya da “Tayyip Erdoğan’ın subaylarıyız” diye bağırmalarını mı bekliyordular ki, “Atatürk’ün askerleriyiz” seslenişini duyunca; “darbe yapma, vesayeti hortlatma arayışı yeniden başladı” diye konuşup yazıyorlar?
★★★
Dürüst olalım. Asker zaten 28 Şubat da “darbe yapmaktan- seçilmiş sivili indirme çözümünden” vazgeçmişti. 28 Şubat aslında; “sivil seçilmişlerin ülke yönetiminde yarattıkları sorunları yine siviller çözsün, asker bu işe karışmasın” noktasıydı. Altında dönemin Başbakanı merhum Necmettin Erbakan’ın imzası da bulunan 28 Şubat kararlarının alındığı sırada konuşmayı ve basında görünmeyi seven bir generalin ağzından çıkan; “post modern darbe” tanımına sarıldılar.
Politikacı kurnazlığı.
Ucuz siyasi cambazlık.
★★★
28 şubatı ve 15 Temmuz’u bahane edip; sözüm ona demokrasi yanlısı askerler yetiştirme arayışına geçtiler. Harp akademilerini, askeri liseleri, astsubay hazırlama okullarını, GATA’yı kapattılar. Bütün askeri okulları Milli Savunma Üniversitesi çatısı altında birleştirdiler ve “biz demokrasi yanlısı askerler yetiştireceğiz” diye demeç bile verdiler.
★★★
Sonra!
Benim generalim.
Benim kuvvet komutanım demeye başladılar. Genel Kurmay Başkanı emekli olunca da onu siyasetin içine çekip milli savunma bakanı yaptılar. Sivil halk ve özellikle gençler ise “Atatürk’ün askerleriyiz” diye yüzde yüz sivil bir seslenişi bağırmaya başladı.
★★★
Bu sesleniş; “Bütün güçleri tek adamda toplayan bugünkü anti demokratik gidişi durdurmak, parlamenter sisteme geçmek, tarafsız yargıç, bağımsız savcı, güçlü bir meclis, parti liderinin oyuncağı olmayan milletvekili, din istismarını bitirmek, eğitim sistemini tarikat tecavüzünden arındırmak, ekonomiyi düştüğü krizden kurtarmak, yoksulluğu durdurmak, zengin fakir uçurumunu kapatmak, rüşvetin, torpilin, hısım, akraba, dost, partili kayırmayı bitirmek” arzusunu dile getiriyor.
★★★
Türk halkı artık; seçilmiş politikacının yarattığı sorunu gelsin askerler çözsün diyecek kurtarıcı arama halini çok geride bıraktı. Yeni bir iktidar seçimle gelsin Türkiye’yi çağa yeniden bağlasın isteyenler; “Atatürk’ün askeriyiz” sloganını buldular. Yeni mezun teğmenler de en kalpten sivil sesleniş olan sloganı sahiplendi!
Atatürk’ün askerleriyiz.
Yüzde yüz sivil sesleniş.
Tek adama tapınma dönemi bitti!
Tek ses olmuşlardı; “Birileri var” diyorlar ve bugün yaşanan derin sorunlar yumağını o birilerine bağlıyorlar; “Tayyip Erdoğan iyi fakat çevresinden o birileri var ya işte onlar kötü” diyorlardı. AKP’de üç dönem milletvekilliği yapan Metin Külünk; “Cumhurbaşkanımızın hataları var... Millet 31 Mart seçimlerinde açık mektup yazarak; “kuralsız modelden bıktık” demiş oldu. Servet sahipleri paralarını AK Parti döneminde katladı. Şımarıklıkları dinle örtmemeye çalışmak toplumu rahatsız ediyor. Sokaktaki halk artık; ‘Cumhurbaşkanımız çok iyi etrafı çok kötü’ cümlesini aştı” dedi ve “Sayın Erdoğan zirvedeyken bırakmalı” çağrısı yaptı. Tek adama tapınma dönemi bitti.