Farklı kesimlerin enflasyon beklentilerinin düştüğünü gözlemliyoruz. Buna rağmen reel sektörün ve vatandaşın beklentilerinin, 12 ay sonrası için, hâlâ yüksek kalması dikkat çekiyor.

Beklentiler, enflasyonla mücadelede yönetimin hala güven sağlayamadığını da açıkça gösteriyor. 

Merkez Bankası anketine göre, 2025 yılı ocak ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcılarında 1.7 puan azalarak yüzde 25.4’e, reel sektörde 3.8 puan azalarak yüzde 43.8’e, hanehalkında ise 4.3 puan azalarak yüzde 58.8’e geriledi. 

Hanehalkının yani vatandaşın enflasyon beklentisi konusunda, objektif olmayı önleyen bazı kriterlere dikkat çekiliyor. Vatandaşın yaşadığı mevcut duruma dayanarak yüksek oran vermesinin doğal olduğu, ekonomi okur yazarlığı düşük olduğu için, rasyonel bir beklenti oluşturmasının güçlüğü ortada. O nedenle yüzde 58.8’e inen beklentinin, abartılı bir oran olduğu söylenebilir. 

Piyasaların beklentilerine gelince; burada da belli sıkıntılar var. Piyasalar sıkı ilişkide bulundukları Merkez Bankası’nın koyduğu hedeflerle uyumlu olma kaygısı taşıyor. Son 5-6 yıl içinde, Merkez Bankası ve BDDK’ya aykırı  tahminlerde bulunan piyasa oyuncularının cezalandırıldığı, hâlâ unutulmadı. O nedenle ankete katılan piyasa oyuncusu sayısı çok azalmıştı. 2 yıl öncesine kıyasla şimdi baskı olmadığı söylense de, kritik bir süreçte kritik bir rakam için anket beklentilerini aktaran piyasa oyuncularının, iyimser davranması doğal. 

Piyasanın enflasyon beklentisi, bir önceki ankete göre 1.7 puan düşüşle, yüzde 25.4’e indi. Bu oran 2025 yıl sonu için Merkez Bankası tahmininin üst sınırı olan yüzde 26 rakamı ile uyumlu. Yıl sonu yüzde 26’ya, 2026 Ocak sonunda yüzde 25.4’e inecek demeleri, piyasa oyuncuları için güvenli bir tahmin. Konuştuğumuz bankacıların ise yüzde 30 civarında bir tahmin yaptıklarını söyleyelim.  Burada en önemli kesim ise reel sektör. Çünkü reel sektörün enflasyon beklentisi, önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon davranışlarını, tüm kesimlerden daha fazla etkileyecek özellikte. O nedenle bu rakamın 12 ay sonrası için yüzde 44 göstermesi, bu kesimin fiyatlama davranışlarının bu orana göre olacağını, gerçekleşen enflasyonu önemli ölçüde etkileyeceğini söylemek gerekiyor. Bu kesimin son dönemde beklentilerini düşürdükleri ama bunun hâlâ hedeflerle uyumlu olmadığı ortada. 

REEL KESİM BEKLENTİSİ FİYATLARI BELİRLİYOR 

Reel kesimle ilgili bu oranların, gerçek beklentilerinin üzerinde olduğunu söyleyen iktisatçılar var. Birebir konuşmalarımızdan edindiğimiz izlenim ise bu oranların altında, reel kesimin ortalama enflasyon beklentisinin yüzde 35 civarında olduğu yönünde. 

Anket sonuçlarının kesimler itibariyle değişik hata payları taşıması normal. Ancak bu düşüşe rağmen, rakamlar bize gösteriyor ki; ekonomi yönetimi enflasyonla mücadelede hala güven sağlayabilmiş değil. Aslında “siyasi iktidarın güven veremediğini” söylemek daha doğru olabilir. Çünkü rasyonel politikalara dönüldü derken, faiz indirimlerinde yeniden başlayan siyasi baskının işaretlerini alıyoruz. 

Her açıdan yaşanan yönetim zaaflarını açığa çıkaran otel yangını felaketi, yargının siyasallaşması ve baskı ikliminin geniş kesimlere yayıldığını gösteren son haftadaki örnekler, siyasi çatışma kaygılarını artırırken, ekonomiyle ilgili beklentileri de olumsuz etkiliyor.