Türkiye’de son yıllarda enteresan cümleler ve karşılıkları var. “Bu şike yaptı” diyorsun, cevap: “Kim yapmıyor ki!” “Bu uyuşturucu kullanmış” diyorsun, cevap: “Kim kullanmıyor ki!” Geldiğimiz bu nokta çok tehlikeli. Bak Sadettin Saran, çok büyük bir kulübün başkanısın. Sana yapılan suçlama da çok büyük. Tapeler var ve sen saç örneği veriyorsun. Saç örneğinde de yasaklı madde çıkıyor. Türkiye’ye geldiğin birinci gün kameralar sana döndü, sen hiçbir şekilde maddeden bahsetmedin, “Benim böyle bir şeyle işim olmaz, Fenerbahçe yıl sonu şampiyon olacak” dedin, adliyeye gittin. Sonra saç örneğinde madde çıktı, yine yuvarlak laflar ettin. Sonra, “Özel bir yerde tekrar baktıracağım” diyerek gidip numune verdin. Bu süreçte çok büyük hatalar yaptın.

Sana evinde bulunan kalıntılar soruldu, “Kadın basket takımını ağırladım, sinek böcek geldi diye lavanta yaprakları yakılmış” dedin. Bunun başka şey olduğu anlaşılınca da “Çok misafir ağırlarız, kızımın düğününe 400’den fazla davetli geldi onlardan kalmış olabilir” dedin. Yahu kardeşim bir halt yediysen çık adam gibi konuş, sana kimse bişey demez. Bu senin özel hayatın. Ama sen Fenerbahçe başkanıysan hesabı ağır olur. Sana değil, Fenerbahçe’ye ağır olur. Daha niye hâlâ orada duruyorsun anlamak mümkün değil. Hemen başladılar Beşiktaşlılar, Galatasaraylılar sana besteler yapmaya. Fenerbahçe’yi kalkan yapma. Birinci gün diyecektin ki “Fenerbahçe başkanlığını dondurdum, ben bu işi temizleyip devam edeceğim” ama diyemedin. Seninle benzer şekilde suçlananlar içerdeler. Sen dışarıdasın. Bunu bile fark edemiyorsun. Fenerbahçe’yi kullanma. Ben Fenerbahçeli değilim ama Fenerbahçe namına üzülüyorum. Takım kaptanı hapiste, başkanı Escobarlıkla suçlanıyor. Vah ki vah.

BİZİ APTAL YERİNE KOYMUŞLAR

BAKINIZ, şike sigara dumanı gibidir, görürsünüz ama yakalayamazsınız. Çocuk yaşımdan beri bu alemin içindeyim. Futbolculuk, hakemlik, gazetecilik, televizyonculuk. Çok şey yaşadım, hâlâ da yaşıyorum. Bu alemde temiz insan az var. Kimse kusura bakmasın. Asıl enteresanı, herkes diğerinin ne halt yediğini biliyor ama söylemiyor. Çünkü işlerine öyle geliyor. Bahis-şike olayında bence devlet doğru yapıyor. Neden? Bahisten yürüyecekler, şikeye gidecekler. Düşünün Kasımpaşa-Samsun maçı. Samsun, AYNI OYUNCUYLA iki penaltı kaçırıyor ve ilk yarı 1-0 Kasımpaşa’nın üstünlüğüyle bitiyor. İkinci yarı oynanıyor, bir anda maç değişiyor bu sefer 4-1 Samsun galip. Oynanan bahis miktarı inanılmaz büyük. Bunla ilgili şahıslar şu anda gözaltındalar. Bunlar doğru öterlerse ne olur? Çünkü böyle bir maçın içinde futbolcu olmazsa, teknik adam olmazsa, hakem olmazsa bitiremezsiniz. Haaaaaa bunların hangisi masum, hangisi yakalanacak? Önemli olan bunlar. Şöyle söyleyeyim bunlar insanı aptal yerine koymuşlar, göstere göstere gözümüze sokmuşlar. Allah’tan başka yerler müsait değil.

NECİP’E AYIP ETTİNİZ

Necip Uysal Beşiktaş’ta yetişmiş, her şeyini Beşiktaş’a vermiş simge bir oyuncu. Beşiktaş forması giyerken büyük de bir sakatlık geçirmiş. Çok iyi bir oyuncu muydu? Hayır. Ama sahada vazifesini yapan, profesyonel bir oyuncuydu. Beşiktaş da önceki gün kısacık bir açıklamayla Necip’i kapının önüne koydu. Hem de devre arasında. Mert Günok, vazifesini yaptı hem de kötü de yapmadı. Başka takıma gidecektir, ona bir şey diyemem. Ama Beşiktaş yönetimi, Necip olayında yakanıza yapışırım. Ayıp ediyorsunuz. Serdal Adalı, sen Beşiktaş’ta yokken Necip vardı. O kadar kolay yollayamazsınız. Bilmediğimiz bir şey varsa onu da açıklamalısın. Bazı işler bu kadar kolay olmamalı.