Geldiği günden beri başarılı koçluğu kadar etik dışı davranışlarıyla da gündem olan Beşiktaş koçu Dusan Alimpijevic, geçen hafta sonu eski takımı Bursaspor’a karşı oynadıkları maç sırasında rakip takım yedeklerine doğru cinsel organını tutttu. Bu hareketle tüm sporseverleri hayretler içinde bıraktı.

Aslında Alimpijevic’in yaptığı bu kabul edilemez terbiyesizlik dışında, geldiği günden beri gösterdiği kural tanımamazlık rahatsızlık veriyordu. Son hareket hepsinin üzerine madalya olarak tüy dikti!

Hatırlayabildiklerim şöyle: Bursaspor’da sezona başlamadan bir hazırlık maçında koridorda hakemin üzerine yürüyüp tartaklamak gayesi ile itmesi... Darüşşafaka’nın beyefendi koçu Yakup Sekizkök’ün parmaklarını tutup çevirerek kötü sözler sarf etmesi... Erşan Kartal olayında baş aktör olması... Bahçeşehir’e Dejan Radonjic koç olunca, bu takımda daha önce görev yapan Türk koçları küçümseyip kendi vatandaşını övmesi... Ayrıca... O küçümsediği koçları göreve getiren kişinin, şu an Bahçeşehir’in kurucusu, halen Beşiktaş’ın İkinci Başkanı Sayın Hüseyin Yücel olduğunu bile umursamaması!

Örnekler çoğaltılabilir. Ancak bu durum bize gösteriyor ki; ülkemizde yabancıların koçluk yapma kriterlerine bu tip terbiye, etik ve tekrar eden düzen bozucu davranışlarla ilgili bir madde ilave etmek gerekiyor. Yoksa bu şımarıklıkla burayı arka bahçelerindeki oyun alanına çeviren bu tipler, Türk insanın onuru ile alay etmeye devam edecek.

Merak ediyorum; bu şahıs aynı hareketi kendi ülkesinde, Kızılyıldız-Partizan maçında yapabilir mi? Ya da bir Türk koç, Sırbistan’da aynı hareketi yapabilir mi? Cevabını vereyim: Yapamaz tabii ki, adamı parkeye gömerler!

Dusan Alimpijevic en ağır ceza verilerek evine yollanmalı ki, Türk gençliğine doğru mesaj verilsin.

SEBA'YI UNUTMAYIN

2003 yılında Pascal Nouma benzer bir hareket yapmış; bedelini 7 ay ceza ve Beşiktaş’tan kovularak çok ağır bir şekilde ödemişti. Nouma olayı sonrası efsane başkan rahmetli Süleyman Seba’nın açıklamasını hatırlamakta fayda var:

“Pascal Nouma, Beşiktaş’a yakışmayan bir hareket yaptı. Yönetim de kendine yakışan bir hareketle mukavelesini feshetti. Atatürk’ün ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ sözü vardır. Bu adam, bu sözlerin hiçbirine yakışmıyordu. Yönetimi tebrik ederim. Beşiktaş’a yakışanı yaptılar. Bu karar diğer futbolculara da örnek olacak. Bu tip adamın Beşiktaş’ta ne işi var?”

Başka söze gerek var mı?