Boğaziçi ön görünümünde bulunan tarihi yalılar için 2009 yılında  İl Özel İdaresi ve THY – Do & Co arasında restore edilerek otel olarak işletilmesi için 25 yıllık kiralama sözleşmesi imzalanmıştı.

İl Özel İdarelerinin kapatılmasıyla İstanbul Valiliği'nde kurulan “Devir Paylaştırma Komisyonu” kararı ile 2014 yılında mülkiyetleri İBB yönetimine devredilmişti. Geçen sürede restorasyon tamamlanamadı, otel yapılamadı.

Geçtiğimiz yıl eylül ayında da yalılar İstanbul Valiliği'nde toplanan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu kararı ile İBB’nin elinden alınarak Hazine’ye devredilmişti.

OYBİRLİĞİ İLE KABUL EDİLDİ

Yalılara el konulması üzerine kararın iptali için İBB yargıya başvurdu. İlk derece mahkemesinde İBB lehine yürütmeyi durdurma kararı çıktı ancak daha sonra dava reddedildi.

İstanbul 8.İdare Mahkemesi’nin verdiği karara karşı İBB’nin istinaf talebi de reddedildi. Karar kesinleşti.

İBB de bunun üzerine aynı konuda bölge idare mahkemeleri tarafından alınmış farklı kararlar bulunduğu için “aykırılığın giderilmesi” talebi ile tekrar yargıya başvurdu. Bursa Bölge İdare Mahkemesi’nin Eskişehir Belediyesi’nin lehine verdiği karar emsal gösterildi.

İBB’nin başvurusunu değerlendiren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulu, başvuruyu kabul etti. Dosyanın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na gönderilmesine 3 Ekim 2023 tarihinde oybirliği ile karar verdi.

İMAMOĞLU TEPKİ GÖSTERMİŞTİ

Ortaköy sahilinde bulunan, toplam değerleri yaklaşık 7 milyar TL olarak tespit edilen Fehime Sultan ve Hatice Sultan yalıları, İBB’den alınıp Hazine’ye devredilmesine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu çok sert tepki göstermişti.

Yıllardır  çürümeye terk edilen yalıları restore etmelerinin 9 aydır kolluk güçleri marifetiyle engellendiğine dikkat çeken İmamoğlu yalıların önünde bir tekne üzerinde düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullanmıştı:

-Gözümüzün önünde işgale uğramış, zarara uğratılan ve zarar verilen binamıza, İBB mülk sahibi olarak alınmıyor.

-Ne içeri girebiliyoruz ne binayı teslim alabiliyoruz. Yaşanan hukuksuz işlemler nedeniyle ardı ardına açtığımız davalar, girişimlerimiz de ne yazık ki bekletiliyor. Yargıda hüküm verilmiyor.

-Burada 16 milyon vatandaşımızın hakkı ve hukuku var. 13 yıllık zararı var.

-Bunun gibi, İstanbul'da yeniden hayata geçirdiğimiz, yok olmaya yüz tutmuş alanları yeniden yaşamla buluşturduğumuz, çürüyen binaları yurda çevirdiğimiz ya da bertaraf edilen kaynakların kreşe döndüğü, bu şehrin çocuklarının, fakirin, fukaranın, yoksulun evine yapılacak bir lira dahi daha fazla yardımın ya da yardımlaşmanın çabası içerisinde bir olan yönetimin burada kaynaklarının nasıl gasp edilmeye çalıştığının bir örneğidir.