Bazı tarihler önemsiz-sıradan gibi görünür ilk başta. Mesela, 1979 senesi...
Halbuki o yıl dünya siyasetinde önemli dönem başladı.
Sovyetler Birliği’nin Afganistan’a girmesi sonunun başlangıcı oldu. Ki o yıl ABD’nin eli silahlı sözde “cihatçı İslamcıları” dünyaya bela etmesinin başlangıcıydı...
Keza: ABD bu amaçla Pakistan’da 1979’da aşırı dinci askerlere darbe yaptırarak demokrasi laiklik yanlısı Zülfikar Ali Butto’yu idam ettirdi...
O yıl Pol Pot devrildi, İdi Amin devrildi, Somoza devrildi... Sovyetler Birliği-ABD arasında “vekalet savaşı” vardı ve Soğuk Savaş sürecinin belki de dünyada en kanlı hegemonik savaşı o dönem yapıldı...
Uzatmayayım:
Bu yazımın konusu 1979 yılında iki ülkedeki köklü dönüşümü yazmak: İngiltere ve İran...
Her ikisi de dünyada halen tartışılıyor. Tesadüf yakın tarihte her iki ülkede genel seçim yapıldı...
★★★
Tarih: 4 Mayıs 1979.
Neoliberalizm, Margaret Thatcher/ Muhafazakâr Parti ile İngiltere’de iktidara geldi.
O yıla kadar İngiltere’de sağcılık, grev kırıcılığı, sendika düşmanlığı, emekçi karşıtlığı, sosyal devlet muhalifliği ahlaksızlık olarak değerlendiriliyordu!
“Demir Leydi” Thatcher, hepsini ezip geçti. Tüm “günahları” gözünü kırpmadan işledi. Özelleştirme politikası “Thatcherizm” diye anılmaya başlandı...
Bu sağcı muhafazakarlık Ronald Reagan ile ABD’de iktidara gelince dönemin hakim düşüncesi bu köklü reformlar oldu. Tarihin en büyük yalanını söylediler:
-Toplumsal yarılma çok para kazananlar ile az para kazananlar arasında değildi; geçinmek için çalışanlar ile devletten yarar sağlayanlar arasındaydı.
Sosyal devlet böyle biçildi...
Piyasa, her sorunu çözecek “tanrı” mertebesine böyle dönüştürüldü...
Bu, 1980’lerde entelektüel prestije sahip sol fikirlerin aleyhine yükselişe sebep oldu. Utanılan sağcılık “yeni muhafazakârlık” adıyla egemen görüş olmaya başladı. Sol partiler “dönek” oldu!
Halk, 23 yıl sonra İşçi Partisi’ni iktidara getirdi ve ancak Tony Blair/ “Üçüncü Yol” adıyla aynı politikaları sürdürdü. Halk sekiz yıl süren bu maskeyi kaldırdı. İktidarı yine Muhafazakâr Parti’ye verdi.
Ve seçmen 14 yıl sonra, bu 4 Temmuz 2024’te İşçi Partisi’ni yine iktidara taşıdı.
Peki, 1979’da başlayan “45 yıllık neoliberalizm iktidarı” bu yeni iktidar /Keir Starmer değiştirecek mi? Zor görünüyor; İşçi Partisi -bir önceki seçimde daha çok oy alan- Jeremy Corbyn gibi solcuları partiden uzaklaştırdı...
★★★
Dünya siyasetini derinden etkileyecek bir rejim yine 1979’da doğdu: İran İslam Cumhuriyeti!
1 Şubat’ta ülkesine dönen Humeyni, Tahran’da küçük sinema salonu sahnesine konan bir koltukta açıkladı yeni rejimi! Devletin dini ve siyasi lideri oydu...
Yanında Mehdi Bazergan, İbrahim Yezdi gibi reformist demokrasi yanlıları vardı. Ama süreçte Humeyni rejimi sadece solcuları değil kendine bağlı isimleri de tasfiye etti...
İlk cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan reformist Beni Sadr canını kurtarmak için Paris’e kaçtı.
En son 5 Temmuz 2024’te İran’da yapılan seçimi reformist Mesut Pezeşkiyan kazandı. (Azerbaycan dönüşü helikopterinin düşmesi sonucu hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yerine pek favori görülmeyen Pezeşkiyan’ın seçilmesi ayrı yazı konusu.)
Seçmenleri gerek Keir Starmer’den gerek Mesut Pezeşkiyan’dan umutlu kuşkusuz... Umarım hayal kırıklığına uğramazlar.
Üzerinde durmak istediğim son nokta:
Dünyadaki 1979 yılı dönüşümlerinin ana nedeni petrol krizi idi. Bugün yaşanılan iktidar değişikliklerin sebebinin neoliberalizmin 2008 finans krizidir. İktidar değişimlerini sağ-sol demeden böyle analiz etmek akılcı olur...