AKP iktidarı, muhalefete yargı yoluyla uygulanan baskı ve çözüm sürecindeki gelişmeler nedeniyle, anketlerdeki oy kaybını sürdürüyor. Bunu gören iktidarın, artık toplumsal taleplere karşı daha duyarlı olmaya çalıştığı gözleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta bazı yasal düzenlemeler konusunda verdiği talimatlar, büyüyen oy kaybı nedeniyle, taleplere artık fazla kulak tıkayamadığını gösterdi. Bu kapsamda ekonomi yönetimi ve işverenlerin, yüzde 25’i geçmemesi konusunda ısrarlı oldukları asgari ücret zammının, Erdoğan tarafından yükseltilmesi ihtimali artıyor.
Çözüm süreciyle ilgili haberler, MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin ısrarına rağmen, iktidar açısından sıkıntılı bir sürecin yaşandığını gösteriyor. Erdoğan’ın kendisini çözüm süreciyle ilgili zorunlu hissettiği, ancak bunun yarattığı oy kaybını da gördüğü için, çok ihtiyatlı davranmaya çalıştığı görülüyor.
CHP’nin TBMM’de kurulan komisyonun İmralı’ya gitmeme kararını, tabandan gelen tepkilerin büyük olması nedeniyle aldığı açık. Bu kararın CHP’nin oylarını artırdığı, buna karşılık AKP’nin oylarını azalttığı, son anketlerde ortaya çıktı.
İşte bu nedenle, TBMM gündemindeki bazı yasal düzenlemelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla değişiklikler yapıldı. Bunlardan biri “çözüm süreci kapsamında, daha önce çıkarılan pandemi affının genişletilerek, tahliye edilecek mahkum sayısının artırılması” düzenlemesinde yaşandı. Gelen tepkiler üzerine, Erdoğan’ın talimatıyla; çocuk ve kadınlara şiddetten mahkum olanların bu haktan yararlanmaları önlendi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda son anda, kamudaki yöneticilere ve uzmanlara aylık 30 bin TL’yi bulan seyyanen zam maddesi eklenmişti. Bu değişiklik üzerine memur ve emekli sendikaları, bu seyyanen zammın herkese uygulanması yönünde protestolara başladılar. Tepkilerin artması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seyyanen zammın iptal edilmesini istedi.
ASGARİ ÜCRET HESAPLARI
Emlak vergileriyle ilgili planlanan düzenlemenin çok yüksek artışlara neden olması da tepki çekmişti. Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla bu artış frenlendi, en fazla artışın bir katına çıkabileceği düzenlemesi getirildi.
Bu arada mesken kira gelirlerinde, işyerlerinde olduğu gibi, stopaj uygulaması planlanırken, yine Erdoğan’ın isteğiyle bu düzenleme de iptal edildi, kira gelirlerinin vergilendirilmesinde, bazı istisnaların kaldırılmasıyla yetinildi.
Özetle; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, alışık olduğumuz “toplumsal taleplere fazla kulak asmama tavrının değişmeye başladığını” görüyoruz. Zaten enflasyonla mücadelede yeterince başarı sağlanamaması ve yoksullaşmanın artması nedeniyle büyüyen hoşnutsuzluklara, siyasi nedenlerle oy kayıplarının da eklendiği ortada. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu nedenle sert tutumunu yumuşatmak zorunda kaldığı konuşuluyor.
Bu tavır değişikliğinin asgari ücret zam oranının belirlenmesi tartışmalarını da etkilemesi beklenebilir. Ekonomi yönetimi ve işverenler zam oranının en fazla yüzde 25’te kalması gerektiği görüşünde. Ancak son siyasi gelişmeler oranın Cumhurbaşkanı tarafından artırılma ihtimalini yükseltiyor.
Açlık sınırı kadar asgari ücret verilecek olsa bile, zam oranının yüzde 35’i aşması gerekecek. Buna karşılık ekonomi yönetimi, tutmayacağını bile bile, 2026’daki yüzde 16’lık enflasyon hedefi, belki bunun biraz üzerinde, zamla yetinmek istiyor.
Asgari ücret zammının 2026 yılı enflasyonunu etkilemesi kaçınılmaz. Ancak çalışanlar ve emeklilerin büyüyen yoksulluğu, yüksek oranlı zamla düzeltilmezse, iktidarı bekleyen tehlike de ortada.