“Kakofoni” sözcüğü Yunanca’dan gelir. Kötü anlamındaki Kakos ile ses anlamındaki fone sözcüklerinin birleşmesinden oluşur.
Bizim dilimizde de şu anlama geliyor:
“Bir araya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşamayarak kulağa hoş
gelmeyen bir etki yapması hali...”
Bugünlerde iktidar ittifakının açıklamalarını dinlerken tam bir kakofoniye şahit oluyoruz.
★★★
Cumhur İttifakı’nın (AK Parti ve MHP’nin) desteğiyle TBMM Başkanı seçilen Numan Kurtulmuş şöyle diyor:
“Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz. Bu metin, ‘Milletin devleti ve ülkelisiyle bölünmez bütünlüğü’ şeklinde ifade edilmelidir. Bu seçkinci, devletçi anlayışın da yeni anayasada milletin gücü üzerine yükselen bir devlet anlayışıyla yeniden ele alınmasının önemli olduğunu düşünüyorum.”
Cumhur İttifakı’nın önemli ortağı ve Numan Kurtulmuş’un TBMM Başkanı seçilmesini sağlayan MHP’nin lideri Devlet Bahçeli ise şöyle diyor:
“Devlet millettir, millet de devlettir. Devlet, ülkesi ve milletiyle bir ve bütündür. İkisini birbirinden ayırmak, ayrı değerlendirmek, zaman zaman da çatıştırmak fahiş bir yanlış olmanın yanı sıra devlet onurunu hazmedemeyen nev zuhur demokrat yobazların handikap ve hüsranıdır.
Devleti milletten ayırmak, milleti devletten ayrıştırmak su katılmamış bölücülüktür ve çok tehlikelidir.”
Dürüst olun!
Bahçeli’nin sözlerinin Kurtulmuş’un sözlerine yanıt olmadığını söylemek mümkün mü?
★★★
Bahçeli, AK Parti’ye destek vererek seçtiği Numan Kurtulmuş’un sözlerini değerlendirirken “demokrat yobaz”, “bölücülük”, “çok tehlikeli” gibi ifadeler kullanıyorsa, insanın aklına ne gelir?
Benim aklıma, Bahçeli’nin o sözlerinden sonra Kurtulmuş’un görevine devam edemeyeceği gerçeği geliyor.
Hele hele bu açıklamadan sonra Kurtulmuş Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gidiyor ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşüyorsa, Cumhurbaşkanlığı da kamuoyuna ikisinin de mutsuz göründüğü aşağıdaki fotoğrafı servis ediyorsa, insan bunun kaçınılmaz sonuç olduğuna inanıyor.
★★★
Ancak öyle olmuyor.
Kurtulmuş olayı soğutmak için sessizliğe bürünüyor. AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkanvekili Efgan Ala ziyaret ederek kendisine moral vermeye çalışıyor.
Kurtulmuş’un ziyaretçilerinden Abdullah Güler’e telefon görüşmemizde Bahçeli’yle Kurtulmuş’un görüş ayrılıklarını sordum.
“İkisi Anayasa konusunda kendi sınırlarını, fikirlerini ortaya koyuyor. Numan Bey de bu kavramlar açısından ayar çizgisini koyuyor. Ben Sayın Kurtulmuş’la Bahçeli’nin ayrı görüşte olduğunu düşünmüyorum” karşılığını verdi.
Bana pek öyle gelmiyor ama siz karar verin.
★★★
Şimdi gelin Cumhur İttifakı’ndaki başka seslere bakalım:
MHP lideri Devlet Bahçeli şöyle diyor:
“Türkiye’ye getirilirken, ‘her türlü hizmete hazırım’ diyen terörist başı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.
Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin.”
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen DSP Genel Başkanı Önder Aksakal da önündeki kağıttan okuyarak şöyle diyor:
“Ne zamandan beri terör örgütlerinin tasfiyesi örgütlerin ele başlarına bırakıldı. Bu görev tam anlamıyla ve tamamen devletin sorumluluğu ve görevi değil midir? Şuna inanıyorum ki şehitlerimizin kemikleri sızım sızım sızlıyordur. Gözü yaşlı anaların içi titremektedir. Siyasette bu kadar savrulma normal midir? Katille barış olur mu?”
Dürüst olun!
Aksakal’ın sözlerinin Bahçeli’ye yanıt olmadığını söylemek mümkün mü?
★★★
Gördünüz mü?
İktidar ittifakından konuşan herkes, edebiyattaki “mütenafir” sözcükler gibi...
İkisini aynı ittifakın üyelerinden gelen cümleler gibi peş peşe veremiyorsunuz.
Onları dinleyen insanlarda “bunlar nasıl bir arada durabiliyor” hissi yaratıyorlar.
Sonuçta da ortaya böyle bir tablo çıkıyor.
Biz de biri çıkıp “bunlar siyaseten söylenmiş şeyler” diyene kadar “ne demek istediler” diye analiz etmeye uğraşıp zaman kaybediyoruz.
En iyisi nedir biliyor musunuz?
İktidardaki ittifakın bir “Kakofoni İttifakı” olduğunu baştan kabullenip, ittifakı oluşturanların söylediklerine çok kafa yormamak.
Not:
Mütenafir:
- (Osmanlıca) Birbirinden nefret eden, ürken. Birbirini görmek istemeyen.
- (Osmanlıca) Edebiyatta: Yan yana gelişleriyle söylemede zorluk çıkaran kelime veya harf.