CHP’nin önce Parti Tüzüğü değişecek. Parti Programı üzerindeki çalışmalara da zaman geçirilmeden başlanacak. Her iki konuda da CHP arşivinde çok kıymetli çalışmalar var. Buçalışmaların başlaması, CHP’de genel başkan değişikliğiyle ilgili değil. Kemal Kılıçdaroğlu da bu görevde bulunsaydı, Tüzük Kurultayı toplanacaktı. Nitekim, bununla ilgili olarak 16 batı ülkesinde aday belirleme, milletvekilliği, belediye başkanlığı için dönem sınırlaması getirilip getirilmemesi üzerinde de araştırma yapılmıştı. Sonuçta partide devamlılık ilkesi yürüyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önceki CHP Genel Başkanlarından tüzük değişikliği konusunda görüş aldı. 85 kişiden oluşan “Tüzük Komisyonu” 8 bin civarında kişi, sivil toplum kuruluşu, sendika ve derneklerden gelen önerileri değerlendiriyor. Benzer öneriler birleştiriliyor. Gelen önerilerde ortak nokta, “Ön seçim” yapılsın, “Dönem sınırlaması getirilsin” oldu. Bu konular da, diğerleri gibi Tüzük Kurultayında tartışılacak.

ÖNSEÇİMDE AKTİF ÜYELER OY KULLANSIN

Seçim döneminin sancıları bilinir. CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, milletvekili, belediye başkanı adaylarının nasıl belirlenmesi gerektiğini sordum. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Partinin arşivinde tüzük konusunda yapılmış çok sayıda çalışma var. Tüzükle ilgili yaptığımız çalışmayı da belli bir noktaya getirmiştik. Partimizin seçim ve hukuk işlerinin o dönem yürüttüğü çalışmaların yanı değişiklik önerileri de gelmişti. En çok da ‘Dönem kuralı’ öneriliyordu. Yine önseçim talepleri var. Parti üyeliğini ‘aktif” ve ‘pasif’ üyelik olarak ikiye ayrılmalı. Bunun da kuralları var. Ön seçime, üyelik gereklerini yerine getiren aktif üyeler katılmalı. Milletvekilliği, belediye başkanlığı, il genel meclis üyeliği, belediye meclis üyeliği seçiminin aktif üyeler tarafından yapılmasıyla ilgili tüzük değişikliğini getirmiştik. Ama kurultay reddetmişti. Şimdi anladığım kadarıyla kurultaya aynı konuda delegelerin önerileri var. Bu önerinin mutlaka kabul edilmesi yönünde görüş birliğinin çıkması beni sevindirdi. Ön seçimin olması, bir anlamda üye ile parti arasındaki aidiyeti sağlıyor. Düzenli aidat ödemeleri, parti çalışmalarına katılmaları partiye artı getirir. Adaylar, merkez yoklamasıyla değil, önseçimle aktif delegelerin oylarıyla belirlenecek.

DÖNEM KURALI OLMALI MI?

Milletvekilliği, belediye başkanlığı için ‘Dönem kuralı’ getirilmesiyle ilgili öneriler var. Milletvekilliğinin iki dönemle, üç dönemle sınırlandırılmasını isteyenler var. Bu öneriler yine partinin yetkili organlarında büyük bir ihtimalle tartışılır, bundan sonra da Tüzük Kurultayında ele alınır.”

Kılıçdaroğlu’na, CHP’nin araştırma yaptırdığı 16 batı ülkesinde, milletvekilleri için “Dönem sınırlaması olmadığını” hatırlattım. Şunları söyledi:

“Artık merkez yoklaması sadece genel başkanın, seçim yasasında öngörülen yüzde % 5’le sınırlı kalırsa dönem kuralına gerek kalmaz. Çünkü gerçekten halk istiyorsa bir milletvekilini seçer; istemiyorsa zaten seçmeyecektir. Onun çalışmasına bakacaktır, verdiği mesajlara bakacaktır, bölge ile ilgili yaptığı çalışmalar nedir, ne değildir, bölgenin sorunları, parlamentoda bunları dile getirip getirmediğine bakacaktır. Dolayısıyla o kendi içinde değerlendirilir. Sağlıklı bir tartışma zemini yarattıktan sonra bu büyük bir ihtimalle kurultayın önüne gelecektir.  

Partinin arşivinde tüzük değişikliğiyle ilgili çok sayıda öneri var. Onların oturulup akılcı bir politikayla alt alta yazılıp bir ön çalışma yapılması lazım. O, daha sonra da tüzük maddesi haline gelir, kurultay delegelerine sunulur. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak.”

PARTİ PROGRAMI YENİLENMELİ

Tüzük Kurultayının hemen ardından, Parti Programı üzerinde de çalışma başlayacak. Kılıçdaroğlu, “Evet, parti programında da değişiklik yapılması gerekiyor” dedi ve konuyuşöyle açtı:

“Parti programıyla ilgili de yapılmış çalışmalar var. Onlarda partinin arşivinde. Parti programını da yenilenmesi gerekiyor. Değişen, gelişen koşullara göre parti programının da yeniden ele alınması gerekiyor. CHP’nin programından önce ‘Demokratikleşme’ dediğimiz, yani ‘Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması’ dediğimiz ilkesinden hareket etmeliyiz. Bugün ‘Demokrasi’ dediğimiz şey tamamen sözde kaldı. Anayasa uygulanmıyor, yasalar uygulanmıyor. Dolayısıyla biz parti programında demokrasiye öncelik veren, demokrasinin ne olduğunu anlatan ve CHP’nin bu konuda neleri, hangi hamleleri atması gerektiğini belirleyen kurallar koymak gerekiyor. Parti programının bununla ilgili çalışmalar yapılır. Uluslararası ilişkilerle ilgili Sosyalist Enternasyonal veya Avrupa Birliği, diğer uluslararası ilişkilerle olan bağlantılara CHP’nin bakış açısı yine parti programına bir şekilde yansımak zorundadır. Çok boyut ekonomide izlenecek politikaların neler olduğu, onun temel ilkeleri parti programına konmalı.”

ALTI OK’UN DURUMU

Parti programında bir değişiklik yapılırsa, partinin amblemi olan Altı Ok’un ilkelerinin yorumlanmasında bir değişikliğe gidilir mi? Kılıçdaroğlu bu konuda şunları söyledi:

“Her halükarda zaten Altı Ok’un gelişen dünya ile birlikte yorumunun yine parti programında yer alması lazım. O zaten bütün parti programlarında var. Yeni hazırlanacak parti programında da Altı Ok’la ilgili yeni yorumun, çağdaş yorumun konulması gerekiyor.”  

CHP’de üç dönemden fazla milletvekilliği, belediye başkanlığı yapanları en çok dönem koşulu olup olmayacağı ilgilendiriyor.