CHP Kurultayı’nın yapılacağı 4 Kasım sabahına kadar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi 300-400 oy farkıyla kazanacağı konuşuluyordu. Kılıçdaroğlu “Beni sırtımdan hançerlediler” dediğinde, “Vefasızlıktan” söz ettiğinde salonda, kendisi lehine müthiş bir tezahürat yapıldı. Konuşmasında, vicdanları da okşayan sözleriyle seçimi “Kesin olarak alacağı” söylendi.
İyi bir hitabet gücü olan Genel Başkan Adayı Özgür Özel de gerek bundan sonra yapacaklarını, gerekse kendisine dönük suçlamaları cevaplandırmasıyla aynı şekilde delegeden destek aldı. Oylama başlayana kadar, Kılıçdaroğlu’nun az farkla da olsa seçimi kazanacağı belirtildi. Ancak oylama başladığında yavaş yavaş durum değişmeye başladı. Oylama devam ederken, iki tarafta seçimi 5-10 oy farkıyla kazanacaklarını söyledi. Nitekim ilk tur bunu doğruladı.
AKIL VEREN ÇOK OLUR
Kılıçdaroğlu’nun ilk turda geride kalması, delegeler arasında “Seçimi Özgür Bey kazanacak” havasını güçlendirdi ve ilk turda Kılıçdaroğlu’na oy verenlerin bir kısmı Özgür Özel lehine oy kullandı. Sonuçta kazanan Özgür Özel oldu. Hayırlı olsun. Partisinde bugüne kadar grup başkanvekili, grup başkanı olarak görev yapan Özel’in önünde daha önce planlanan Tüzük Kurultayı var. Belediye başkan adaylarının önseçimle yapılacağını açıklamıştı. Bu gerçekleşmezse, imza toplanıp olağanüstü kurultaya gidilebilir. Özel, bütün gücünü 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimleri kazanmak için kullanacaktır. Bunu için parti içinde dargınlıkların bir an önce son bulması gerekiyor.
Hangi konuda olursa olsun bir yenilgi aldığınızda akıl veren çok olur. Bugün, “Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiği gün Kılıçdaroğlu hemen o akşam televizyonlara çıkıp, ‘Çok çalıştık ama başaramadık. Ben genel başkanlık görevinden ayrılıyorum’ deseydi çok büyürdü. Hatta evinin önüne, parti genel merkezine binlerce kişi toplanıp ‘Bizi bırakma Kemal Bey’ derlerdi. Ama bunu yapmadı. Değişime izin vermedi. Böyle bir gidişi kendisi hak etti” diyenler az değil.
4 Kasım’da kurultayda yaptığı konuşma için “Kılıçdaroğlu, o gün konuşmasını yaparken, son bölümde, ‘Arkadaşlar ben aday değilim’ dese çok iyi olurdu. Ama bunu yapmadı. Hiç değilse, ilk tur sonucunu gördükten sonra çekilmeliydi. Bunu da yapmadı. Böyle kötü bir gidişi kendisi hak etti” diyen milletvekilleri de bulunuyor.
O GÜN YAPILANLARDAN BİLE AĞIR
CHP Genel Başkanlığı döneminde sanki Kemal Kılıçdaroğlu hiçbir şey yapmamış gibi şimdi linçe tabi tutuluyor. Hiçbir şey yapmadıysa bile İstanbul, Ankara, Adana, Mersin’in de aralarında bulunduğu 11 büyükşehir belediyesini aldı. Bugün o illerde bir özgürlük havası varsa bunda Kılıçdaroğlu’nun payını kimse inkar etmesin.
Kılıçdaroğlu, bölücü terör örgütünün suikast girişimine uğradı. Ankara-Çubuk’ Akkuzulu köyünde linç girişimi yaşadı. Paramiliter gruplara meydan okudu. O kritik zamanlarda milletvekilleri, partilileri yanındaydı. O linç girişiminden kurtulan Kılıçdaroğlu, şimdi çok ağır sözlü linçle karşı karşıya. Sanki bütün kararları tek başına almış, sanki parti yönetiminin yenilgilerde hiç sorumluluğu yokmuş gibi gösteriliyor. Yıllardır Kılıçdaroğlu ile birlikte olan, genel başkan yardımcılıklarında bulunan bazı isimlerin, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesi üzerine birbirlerine sevinçle koşarak sarılmalarına ne demeli? Sahi, seçim yenilgileri alındığında siz nerelerdeydiniz?
Kılıçdaroğlu’nun eleştirilecek yönleri olabilir. Bunu en iyi parti içinde görev alanlar bilir. Ama biraz da vefa lazım. Bu vefasızlık partililere de kötü örnek oluyor. Giden Kemal Kılıçdaroğlu, gelen Özgür Özel. İkisi de bu partiye gönül vermiş, daha ileriye taşımak için uğraşan isimler. Özgür Beyin, 7. Genel başkana gösterdiği saygıyı, geçmişte sorumluluk makamında olanların göstermesi kendilerini büyütür, partililerin birbirine olan sevgisini, saygısını artırır. Yani Kılıçdaroğlu, bugüne kadar yaptıklarıyla bir teşekkürü hak etmedi mi?
TÜRKAN HANIMIN VEFASI
Türkan Elçi, acılı bir kadın. Diyarbakır Baro Başkanlığı döneminde, çatışmaları durdurmak için uğraşan rahmetli Tahir Elçi’nin eşi. Son seçimde Kılıçdaroğlu’nun önerisiyle milletvekili adayı gösterildi ve seçimi kazandı. Genel başkanlık seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındaydı. Onun gidişinin ardından vefasını gösterdi ve arkasından şunları yazdı:
“Evet, ben her halükarda Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekledim, çünkü malumunuz bir siyasi partide mücadeleme devam etmem Sayın Kılıçdaroğlu’nun daveti ile başlamıştı. Kendilerinin mütedeyyin, sol dünya görüşlü fark etmeksizin, hiçbir etnik köken ayırımı yapmadan demokrasi çatısı altında bizleri bir arada buluşturma gibi bir tahayyülü vardı. Demokrasi ve hukuka inanan, şiddet karşıtı biri olarak, bu tahayyülün benim de tahayyülüm olduğunu ve bunu desteklediğimi belirtmekte beis görmüyorum.
Gün geçtikçe ayrışan, farklı kutuplara doğru bölünen toplumu bir araya getirme amacımızın karşılık bulamamasını esefle karşıladığımı belirtmek isterim. Aynı zamanda yaşanan yenilgilerin, yıllarca yapılan değerli çalışmaları da değersizleştirmeyeceğini, bir hakkın teslimi konusunda vefa sahibi biri olarak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkürlerimi bildiriyorum.
Bulunduğum mecrada inandığım değerler için mücadeleme devam edeceğimi belirtir, genel başkanlığa seçilen Sayın Özgür Özel’i kutlar, yeni görevinde başarılar dilerim.”
CHP’nin merhum genel başkanı Deniz Baykal’ın, partililere ‘dostlarınızı satmayın, yok saymayın. Siyaset, güven, vefa işidir’ öğüdü de unutulmamalı.