Askeri liseleri kapattılar… Harp okullarını değiştirdiler… Fakat istedikleri hedefe ulaşamadılar!

Olmadı ve olmuyor!

Yeni mezun teğmenlerin hâlâ “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek Cumhuriyet’e bağlılıklarını göstermeleri, iktidar çevrelerini fena halde kızdırmışa benziyor!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “O kılıçları kime çekiyorsunuz? Oradaki birkaç tane kendini bilmez de temizlenecek. Bunlar kaç kişi olursa olsun ordumuzda bulunması mümkün değildir. Bunların süratle temizlenmesi için adımlarımızı atacağız!” diye teğmenleri hedef alması olayı siyasal platforma çekiyor.

22 yıldır, iktidarın büyük çabalarına rağmen, milletin Atatürk’e olan bağlılığı yok edilemiyor. Durum böyle olunca da, rahatsızlık büyüyor!

★★★

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmak için 8 gün beklemesi, Cumhur İttifakı’nın ortağı Devlet Bahçeli’nin bu konuda ne düşündüğünü, ne söyleyeceğini duymak istemesinden kaynaklanıyor olabilir.

Bu süre içinde AKP Sözcüsü Ömer Çelik tutarlı davranarak teğmenleri savunmuş, fakat Erdoğan’ın suçlayıcı, sert açıklamasından sonra o da ağız değiştirmek zorunda kalmıştır.

Aynı ters düşme MHP için de geçerlidir… Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Özdemir teğmenlere sahip çıkmış, ancak Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin suçlayıcı konuşmasıyla durum tersine dönmüştür.

Ortada gerçekten garip bir durum var. Milliyetçi parti MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözlerinden rahatsız olması şaşırtıcıdır!

Teğmenler kimin askerleri olacaklardı ki?

İktidar kanadının, yeni mezun teğmenlerin yurtsever davranışlarına ve kılıç kaldırıp yemin etmelerine neden başka anlamlar yüklenmek istediğini anlamaya çalışıyoruz.

Kılıç kaldırıp subaylık yemini etmek geleneksel bir törendir, ülkenin savunmasının bir güvencesidir. Fakat iktidar yandaşları nedense öyle düşünmüyor!

İşin daha da tuhafı, hiç görevi olmadığı halde Diyanet İşleri Başkanı’nın kılıç kuşanmasına iktidar tarafından kimse bir şey demiyor, üstelik destekleniyor!

★★★

AKP’lileri en çok rahatsız eden, sanırım, 22 yıldır iktidarda olmalarına rağmen, diledikleri kadar muktedir olamamaları, Mustafa Kemal Atatürk’ün hâlâ “Başkomutan” olarak kabul edilmesi ve Türk ulusunun onu çok sevip, büyük saygı göstermesidir.

“O kılıçları kime çekiyorsunuz?” sorusunun cevabına gelince… Kılıçların kime çekildiği zaten yeminin içinde vardır.

Yeni mezun teğmenler kılıçlarını “Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına ve aziz vatanın bir karış toprağına el uzatanlara” çekmişlerdir.

Buna itirazı olan var mı?

Yoksa amaç başka mı?

Başta ekonomi olmak üzere, hemen her alanda zor durumda olan iktidar “tehdit altında” olduğu izlenimi yaratıp gündemi değiştirmek mi istiyor?

“AH ATATÜRK AH!

Atatürk’ü sevenleri ben de çok seviyorum. Bunlardan biri de Doğru Parti Kurucu Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu’dur. Atatürk için şöyle diyor:

“Ah Atatürk ah!

Bir insan bu kadar mı uzak görüşlü olur?

Bir insan yüz sene sonrasını bu kadar mı net görür?

Bir insan, vatanını, milletini, tarihini bu kadar mı sever?

Bir insan, tüm dünya milletlerinden bu kadar mı saygı görür?

Bir insan, dünyayı dize getirecek kadar yürekli ve bilgili mi olur?

Bir insan, tek kuruşa dahi tenezzül etmeyecek kadar mı dürüst olur?

Ah Büyük Atatürk ah!

Sen bu Türk askerini arkadan vuran Arap milliyetçilerini çok iyi tanımışsın.

Burası ‘Dar-ül harp’ kabul edilen bir ülkedir ve soyulması caizdir’ deyip, neden sen de vatanı soymadın?

Neden ülkenin borcunu 15 senede (1923-1938) dört kat arttırmadın?

Üstelik sen ne yaptın?

Osmanlı’nın borcunu son kuruşuna kadar ödedin ve 15 senede ülkeyi fabrikalarla donattın.

Sana kızmayalım da kime kızalım be mavi gözlüm?”

GÜNÜN SÖZÜ

Özgürlük olmayan bir ülkede ölüm ve çökme vardır (Atatürk)