İYİ Parti lideri Meral Akşener, CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel’le nihayet yüz yüze görüştü.

Öncelikle bu görüşmenin görsel sembollerine dair izlenimlerimi paylaşayım:

Öncelikle, İYİ Parti görüşmede biraz “gelin evi” gibi davrandı.

Bilirsiniz, Anadolu’da “gelin evi naz evi” derler.

Nereden mi çıkarıyorum?

Arz edeyim:

- Akşener, Özel’le görüşmesini gazetecilere anlatırken, “Randevu istediler, verdik” ifadesiyle “Bizim için olsa da olur olmasa da...” izlenimi yarattı.

- Görüşme İYİ Parti’de gerçekleşince Akşener için “ayağına getirdi” görüntüsü oluştu.

- Akşener, Özel’i kapıda karşılamayıp kurmaylarına karşılattı (Altılı Masa toplantılarında Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer parti liderlerini kapıda karşıladığı olmuştu.)

- Akşener, Özel’le beş kişilik kalabalık bir heyetle görüştü.

★★★

İkinci olarak, normal şartlarda yeni bir kurultay kazanmış, Anamuhalefet Partisi’nin Genel Başkanı olmuş, Atatürk’ün koltuğunda oturmuş bir isim açısından bu kadar çok olumsuz sembol ters tepebilirdi.

Özel, CHP tabanından gelen “fazla naz aşık usandırır” eleştirilerini ciddiye alıp iş birliği arayışlarına son verip “Herkes boyunun ölçüsünü alsın o zaman” diyebilirdi.

Buna karşın Özel son derece sağduyulu davrandı ve hepsini alttan aldı.

Yeni Genel Başkan olmuş biri olarak bir “Hayırlı olsun ziyareti” beklemek yerine “Olsun, memleket meselesi söz konusu, biz gidelim” dedi.

Akşener’in görüşme konusundaki bütün şartlarını kabul etti.

★★★

Akşener, neden beş kişi ile görüşme yaptığını, görüşme sırasında şöyle anlatmış:

“Her şey şeffaf olsun. O nedenle beş kişilik bir heyetle karşınıza çıktık. Konuştuğumuz şeyler herkesin önünde konuşulursa geçmişteki görüşmelerde olduğu gibi yalan yanlış iddialar üretilemez.”

Özgür Özel, lafı dolandırmayarak basın toplantısında söylediğinin aynısını söyledi: “Genel İdare Kurulu toplantısında aldığınız kararı saygıyla karşılıyoruz. Ancak bu kararı yeniden değerlendirmenizi istiyoruz.”

Akşener, Özel’in bu net ifadelerini duyunca toplantıya katılan kurmaylarına tek tek sordu:

“GİK’te yeniden konuşalım mı?”

Toplantıya katılan İYİ Parti kurmaylarından bazıları “Geçmişteki yaşanmışlıkları unutamayız. İYİ Parti’nin çok üstüne gelindi. Çok rencide edildik. Kararımız değişmemeli” görüşünü dile getirdiler.

Ancak katılımcıların çoğunluğu, “Yeni bir durum ortaya çıktı, yeniden değerlendirme yapmak faydalı olabilir” görüşünü dile getirdi.

★★★

Toplantının sonucunda İYİ Parti’nin Genel İdare Kurulu toplantısında konunun yeniden değerlendirmesi yönünde karar alındı. İYİ Parti, GİK pazartesi günü toplanarak konuyu yeniden masaya yatıracak.

Toplantıya katılan CHP’li bir yetkiliye “İşbirliği yapılmaması halinde ortaya çıkabilecek tabloya ilişkin bir çalışmanız var mı? Varsa bunu İYİ Parti’ye sundunuz mu?” sorusunu yönelttim. Şu yanıtı verdi:

“Evet çalışmamız var. İlleri “kolay”, “orta kolay”, “en kolay” ya da “zor”, “orta zor” ve “en zor” olarak sınıflandırdık. İş birliği yapılmadığında kaybedeceğimiz iller var. İş birliği olmamasına karşın kazanacağımız iller var. Ancak bu çalışmayı paylaşmadık. Önce İYİ Parti’nin GİK’te karar almasını ve iş birliği yapmak istemesini bekledik. İş birliği yapılmayacaksa bu çalışmaların bir önemi olmayacağı için şimdiden sunmak istemedik.”

★★★

İYİ Parti, CHP ile iş birliğinin kendilerini bir defa daha HEDEP’le yan yana göstermesinden endişe ediyor.

İYİ Parti’nin yabana atmadığı bir beklenti de AK Parti ile MHP’nin seçimlere ayrı ayrı girmesi ihtimali (AK Parti ile MHP arasında yapılan görüşmelerden de henüz tam bir “ittifak” görüntüsünün ortaya çıkmaması İYİ Parti’yi son dakikaya kadar beklemeye teşvik ediyor.)

Diğer taraftan AK Parti’nin HEDEP’le arka kapı diyaloğunun devam etmesi Cumhur İttifakı’nda çatlak yaratabilir beklentisi var.

HEDEP yöneticilerinin Adalet Bakanı’yla görüşmesinden sonra, geçmişte görevden alınan ve yerlerine kayyum atanan Patnos Belediye Eşbaşkanları Emrah Kılıç ve Müşerref Geçer’in eylülde tahliye edilmesi ve önceki gün görevlerine iade edilmesi, son derece ilginç bir gelişme oldu.

★★★

Kişisel tahminim, İYİ Parti kadrolarının bu ekonomik kriz koşullarında iktidarın büyükşehirleri geri almasına göz yummak istemeyeceği ve İYİ Parti ile CHP’nin il bazında iş birliğine vize vereceği yönünde.

CHP’deki yönetim değişikliği ve Özel’in pozitif tavrının da İYİ Parti’nin elini rahatlatacağı anlaşılıyor.