Türk futbolunda, her sabah yeni bir skandalla gözümüzü açıyoruz. Rezaletlerin sayısı o kadar arttı ki, artık yaşananları 'skandal' diye tanımlamak bile anlamsız hale geldi. Futbolumuzu yönetenler, bir günü bile boş geçmiyor ve hayatımızın olağan akışı içine mutlaka bir rezillik sıkıştırmayı başarıyorlar.
1 Mart'taki hakem toplantısının sızdırılması ve orada konuşulanlar, 'görünmez bir el' tarafından servis edildi. Bu sızmanın gerçek amacının ne olduğuna dair herkes kendi penceresinden bir komplo teorisi yaratacak. İnsanlar yine gerçeği görmek yerine, bu videoyu sızdıranların oyuncağı gibi manasız ve hiçbir amaca hizmet etmeyen tartışmaların içine girecek.
Videoyu kimin, ne amaçla sızdırdığı, adli mercilerin soruşturması gereken bir süreç. Futbol ailesi olarak, dikkat kesilmemiz nokta videonun içeriği. Çünkü Türk futbolunun gerçek sorunları, bu videodaki hakemlerin akılalmaz açıklamalarında yatıyor.
VAR odasındaki hakemlerimiz, pozisyonları incelerken gördüklerine göre değil, "hissiyatlarına" veya "o anki düşüncelerine" göre karar verdiklerini anlatıyor. O da yetmiyor, bir de orta hakemi çağırıp VAR monitöründen pozisyonu izletiyor. Görüntüde olmayan bir gerçeğe inandırıp, yanlış karar vermesini sağlıyor. Orta hakemlerimiz de, 'aman başım ağrımasın, VAR öyle diyorsa doğrudur' diyor.
Durumun vehametini görmüyor musunuz?
Bir başka maçta, verilen penaltı için VAR odasında görevli hakem, "İtiraz eden oyuncular vardı, beklentiye baktım" diyerek, kararı kurallara göre değil omuzlarında yüklü baskıya göre verdiğini itiraf ediyor. Yani, tüm bunları bir kenara itip, hâlâ arsızca "benim penaltımı vermemişler", "sana haksız penaltı vermişler" diye tartışanları gördükçe gözlerime inanamıyorum. Arkadaşlar, siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz? Olanları, durumun vehametini görmüyor musunuz? Adamlar Fenerbahçe veya Galatasaray'a değil, futbola düşman. Bir maçı, sağlıklı yönetebilecek kabiliyete ve mental güce sahip değiller.
Size bu hakemler bile fazla!
Israrla anlamak istemiyorsunuz ama, sorun, şampiyon olup olamamanızdan daha büyük. "Elit" kategoride olmasına rağmen, İngilizce iki cümle kuramayan ve Türk futbolunda karar merkezi olan hakemlerimiz, doğrulara göre değil, "hissiyatlarına" veya "futbolcuların beklentilerine" göre karar verecek kadar sağlıksız durumda olduklarını söylüyorlar. Ve siz hâlâ kamuoyunu, sorunun sadece kendinize yapılan haksızlık olduğuna mı ikna etmeye çalışıyorsunuz? Bu zihniyette devam ederseniz, size bu hakemler bile fazla gelir. Normal şartlarda, kulüpler bir araya gelerek, bu rezilliğin son bulmasını sağlayacak adımlar atmalı. Ama ülkemizde, herkes kendi çıkarına yarayacak kısmı alıyor, taraftarını konsolide edip kamuoyu yaratma çabasına giriyor.
Hem ateşe ver, hem de 'yandım anam' de!
Peki, hakemlerin bu durumda olmasında, her maçtan sonra ortalığı yangın yerine çeviren ve sosyal medyayı paralı trolleriyle nefret kusma aracı haline getiren yöneticilerin hiç mi suçu yok?
Sen hem futbolu ateşe vereceksin, hem de "yandım anam" diyeceksin. Ne âlâ memleket be! Kulüp başkanlarının siyasi güçlerini kullanarak, hakemlere düdük astırmakla övündüğü yerden, neyin adaletini bekliyorsunuz? Buna ses çıkarmayan, itiraz etmeyen TFF Başkanı, hakemlerin aklıselim ve hür iradeyle maç yönetmesini nasıl bekler?
Siyasetin dönüştürdüğü futbol
Ülkede herkes mafya artığı, Ali kıran baş kesen olursa, bu rezaletlerin biri biter, diğeri başlar. Herkes adalet diye bağırıyor ama kimse kapısının önündeki pisliği temizlemiyor. Kimsenin adalet falan istediği yok. Herkes kendi üzerindeki çamuru, başkasına atma peşinde. Bu zehirli ortamdan kimseye bir fayda gelmez.
Siyasetin el attığı ve kendi tezgahına uygun hale getirmeye çalıştığı Türk futbolu, işte bu kadar olur.