Okuyucu soruyor:
-“Trabzonspor-Fenerbahçe olayları konusuna niçin değinmiyorsunuz?”
Genel okuyucu “kafasındakinin onaylanmasını” ister!
Maça döneceğim ama önce bu cümleye değinmek istiyorum.
Size birini tanıtacağım:
William J. Bernstein (d.1948)...
Amerikalı nörolog ama bir finans teorisyeni, medya tarihi yazarı...
Modern portföy teorisinin kurucusu...
“Bolluğun Doğuşu”, “Muhteşem Bir Değişim: Ticaret Dünyayı Nasıl Şekillendirdi” gibi kitaplar yazdı...
“Kalabalıkların Hezeyanı/Topluluklar Nasıl ve Niye Delirir” kitabını okudum. (Okuyan Us yayınevi tarafından dilimize geçen yıl çevrildi.)
Kitabın arka kapağındaki şu cümlesi ilgimi çekmişti:
-“Hikaye anlatan maymunlarız biz. Yalan ya da yanlış olması fark etmez, yeteri kadar ilginç olan bir hikaye, hakikati hemen her zaman sollayabilir.”
Genel anlamda kitabın amacı, “İnsanlığın neden ara sıra her çeşit kitlesel çılgınlıkların mağduru olduğunun anlaşılmasına çerçeve sağlamak” idi.
Peki, dini-iktisadi inanç üzerine yazılan bu kitabın Trabzonspor-Fenerbahçe maçıyla ne ilgisi var?
Bazı cümlelerini paylaşmama izin veriniz:
★★★
-Kişiler analitik yeteneklerini, olayları analiz etmek için değil kendi yerleşik önyargılarına uydurmak için kullanır...
-İnsanoğlu zekasını çoğunlukla akılcılık için değil, olguları duygusal odaklı akılcılaştırmak için kullanır...
-Akılcı düşünce, hatırı sayılır çaba gerektirir ve insanların neredeyse tamamı düşünsel açıdan tembel ya da psikoloji diliyle konuşacak olursak birer “bilişsel cimridir”...
-Katı akılcılık, yoğun bilişsel çaba gerektirir ki bu yoğun emek, insanların hiç hoşuna gitmez, bundan kaçınır. Beynini yalnızca başarısızlığa uğradığı zaman meşgul eder...
-Kitlelerin bilgeliği koca bir yalandır.
-Mantıksızlık bulaşıcıdır.
Mesela:
ABD başta olmak üzere dünyanın dört yanındaki (Güneş Tapınağı, Cennet Kapısı gibi) eksantrik tarikatlar, müritlerini intihara sürükledi.
Peki:
Bu insanlar, (David Koresh, Luc Jouret gibi) lider/şeyh bildiklerine niçin inandı? Örneğin, Dünyada kıyametin çıkmasına saatler kala intihar ederler ise Hale-Bopp kuyrukyıldızı kuyruğunda saklı uzay gemisiyle “öte dünyaya” nakledileceğine nasıl kandı?
Tuhaf anlatılar/kehanetler/yargılar/düşünceler, insanın zihninde, her daim gerçeği bilme-arama arzusundan çok yer tutuyor. Kendi yorumunun kölesine dönüşüyor insan...
Evet insanoğlunun duygularına hitap edenler daha ikna edici oluyor. Ve rasyonalitesi, analitik yetenekleri aşındırıldığı için insan, her verilenin kolay alıcısı oluyor...
Maça döneceğim, şunu da eklemeliyim ama:
★★★
Bugünlerde iktidar taraftarlarının gündeminde “deste deste para” spekülasyonu var. “Bayes teoremini” bilir misiniz?
İngiliz filozof Thomas Bayes tarafından yaratılmış bir analiz metodu bu:
-Kişi, sevmediği bir politikacının suçlu olduğu olasılığının -diyelim ki- yüzde 70 olduğunu düşünür ve ancak, aksi yöndeki kanıtlar ile o politikacı temize çıkmasına rağmen, gülünç olma pahasına kanaatını değiştirmez!
Yani:
Kişilerin bir konu hakkında güçlü inancı varsa, aksi yöndeki verilerden kaçınır, inandığını geçersiz kılacak bilgileri görmek istemez. Maalesef. Çok insan, o güçlü zekasını dünyayı serinkanlı analiz için kullanmaz. Mantıksız önyargılarına kurban eder zekasını! Böylece gerçeğin doğrulanmasını çok uzun zaman alır daima...
İşte... İnsanoğlunun değiştirilmesi güç her türlü taraftarlığını bu açıdan değerlendirin...
Nietzsche dedi ki:
-Delilik, bireylerde ender rastlanır ama topluluklarda rastlanılması bir kuraldır...
İnsanlar sürü halinde deliriyor ve fakat pek azı aklını çok yavaş kazanıyor!
Diyeceksiniz ki:
Yazı bitti Trabzonspor-Fenerbahçe maçında çıkan olaylara değinmediniz?
Aslında tam da bunu yazdım. İsteyen dönüp bir daha okusun...