Piyasalarda neler oldu, önce ona bir bakalım... İki yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 10,17 ile yeniden iki haneli rakamlara tırmandı. Bu, haziran ortalarından bu yana en yüksek faiz.
TL’deki değer kaybı haftalık bazda yüzde 4’e yaklaştı. Bu da 7 Haziran seçim dönemi ardından en yüksek oranlı gerileme...Neden oldu bütün bunlar? Çatışma ortamı ve belirsizlik nedeniyle... Başbakan Davutoğlu; “Başlayan operasyon bir noktasal operasyon değildir, bir süreçtir” demesiyle... Türkiye’nin IŞİD ile platonik bir savaşa girdiği tescillendi. Nereye doğru gidiyoruz, henüz bilen yok!
ALIŞIN BUNLARA
Emin olun bu yemeğin üzerine bir tutam erken seçim, biraz Yunanistan sosu ekleyip, yarım Amerika’nın faiz artırımını rendelersek masadan ekonomik sarsıntılara doymadan kalkmayız.
Bu saatten sonra ani sermaye kaçışları, TL’ye gelecek satışlar, bankaların sendikasyon kredilerinde zorlanması, kredi maliyetlerinin artması olağan gelişmelerden sayılmalıdır.
Güven de diplerde... Haliyle tüketici nabzını ve dolayısıyla hane halkı tüketim eğilimini verilen krediler ile takip ediyoruz. Son dönemde tüketici kredilerine baktığımızda ciddi anlamda düşüş var.
İKİ KAMU BANKASI ÇOŞMUŞ...
Hazır krediler demişken, iki kamu bankasına değinmeden geçmek olmaz. Halk Bankası ve Ziraat Bankası...Mevcut durumda gerek Merkez Bankası’nın para politikaları gerekse yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle piyasalar nakit paraya sıkıştı.
Bankalar, bırakın büyük yatırımları fonlamayı, tüketici kredilerini bile neredeyse kestiler. Şu işe bakın ki Türkiye’deki bankların son bir yılda kredi büyüme oranı sadece yüzde 15’te kalırken, iki kamu bankasında bu oran yüzde 45’e çıkmış.
Hem de bu iki bankanın tüketiciye verdiği kredideki büyüme sadece yüzde 6’da kalırken. İlginç değil mi?
FAİZLER ARTACAK
Hazır kredi dedim, 2002’de vatandaş başına düşen dış borç, 2015’te 9,5 kat artmış. Kişi başına 5800 dolar düzeyinde borcumuz var. Bu toplam milli gelirimizin yüzde 49’una denk... Peki, ne olacak? Biz dâhil hemen hemen bütün Gelişmekte Olan Piyasalar ’da Ameri-ka’nın parasal sıkılaştırma ve faiz artırım süreci satılmaya devam edecek.
Türkiye gibi ekstra riskli ülkelerden sıcak para zengin kalkışı yapacak. TL’deki oynaklık enflasyona ek yük getirecek. Hani “düşür artık” diyorlar ya; sonbaharda bizim Merkez Bankası daha fazla dayanamayıp faizleri artıracak. Başka? O da sonra...