Merkez Bankası Başkanı, “Ev kirası fiyatları maaşıma göre çok geldi, ben de anamın evine sığındım garibanlığını” niçin yaptı, çoğu kimse pek anlayamadı.

Aslına bakarsan!

Kirayı anlatmıyor.

Maaşı öne çıkarmıyor.

Başarısını söylüyor.

Alkış bekliyor.

Destek istiyor.

Bunun için iktidarla can ciğer gazetecileri çağırıp onlara özel söyleşiler veriyor. Danışıklı söyleşileri okunabilir kılmak için biraz da baharat katabilme ihtiyacı duyuyor olmalı. İletişim stratejisi... Bunun için de; “ev kirası pahalı geldi... annemlere yerleştik... saçımı topladım... at kuyruğu yaptım... markete gittim... peynir fiyatlarında düşme başladı mı gözlerimle görmek istedim...” türü cümlecikler de kuruyor.

★★★

Asıl anlatmak istediği; “Tayyip Erdoğan’ın 22 yıllık ekonomiyi yönetme politikası altına pislemişti... Ben bu alt temizliğini yapma işini üstlendim... Pisleneni, halkın haberi olmadan, halka sildirmeye başladım... Çok ağır kirlenme, yılların pislenmesi var... Sakın bir kör hata yapılmasın... Kurduğum alt temizleme modelini bozacak bir gece kararı yukarıdan gelmesin... Ben yeni bir Naci Ağbal olmayayım ...” mesajıydı.

Kibar insan!

Hanımefendi!

İyi okumuş.

Tuzu kuru!

Benim yukarda yazdığım kaba anlatımla değil kendi kibar tarzıyla anlatıyor ve asıl demek istiyor ki; “Mehmet Şimşek Bey ile Hafize Gaye Erkan’ı çağırdılar... Ve biz bu alt temizleme işinde ilk olumlu başarıları elde ettik... Son iki aydır Türkiye cari fazla veriyor... Ekonomide aniden duruş tehlikesini şimdilik atlattık...”

★★★

Bir de şu var:

Merkez Bankası Başkanı’nın sesini duyurmak istediği asıl kişi halk, vatandaş, gazete okuru değil. Aslında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslendi.

Anlayana!

Şunu demek istedi:

Kesintisiz 22 yıllık iktidarınız boyunca saysan 100’i geçer; program yapma, paket açıklama, düzenleme çıkarma, dış parayı çekme, kara para aklama, vergi borcu erteleme, kaçak imara af çıkarma, ihracatı destek, ithalatı teşvik, T.C. vatandaşlığını döviz karşılığı satma kararları çıkardınız. 22 yılda; 22 Bütçe Kanunu yapıp, 22’sine de uymayıp, hep açık vererek yılları yiyip tükettiniz. Sonunda ekonomiyi altına kaçırmış halde yeniden temizlettirmeye mecbur kaldınız. Beni çağırdınız!

Mehmet Bey’i aldım.

Geldim.

Temizlemeye başladık.

Sakın ha!

Bozmayın!

★★★

Keskin dikkat isterim.

Gaye Hanım, iktidarın VIP gazetecisine yazsın duyursun diye aslında şunları söyledi:

“Sıktık iyice sıktık.

Sıklaştırdık.

Sıkacak delik kalmadı.

Yabancı yatırımcı girecek.

Girecekse şimdi girecek.

Ve girmeye başladı.

Biz çıkarın dedik.

Bankalar çıkardı.

Faizler yukarı çıktı.

Yabancı yatırımcılara (sıcak dolar sahiplerine) fonlar ve SWAP bağlantıları üzerinden girmeyin, devlet tahvillerimiz üzerinden girin dedik. Bizi dinlediler. Türk lirasına geçiş hızlandı. Eylül ayı başından bugüne Türk lirası mevduatı 1.5 trilyon TL arttı. KKM 650 milyar dolar azaldı. DTH 4 milyar dolar küçüldü. Merkez Bankası rezervleri 98 milyar dolardan 141.4 milyar dolara (brüt) yükseldi.”

★★★

Ne demek istiyor?

Pislettiniz.

Bizi çağırdınız.

Temizlemeye başladık.

Kime demek istiyor?

Pisletene...

Mesajının özü ne?

Sakın Bana ve Mehmet Bey’e, bizden öncekilere yaptığınız gibi yapmayın. Pisleneni temizleme ince işçiliği; dış sıcak para sahiplerini “Türkiye sizin getireceğiniz paraları zamanında ve istediğinizde geri öder garantisi vermek ve buna inandırmak” esasına dayanır ve Merkez Bankası Başkanı ile Maliye Bakanı, bunu başarmış durumdalar.

Dolarlar geliyor.

Kazık yine halka.

Halkın haberi yok.

Vur abalıya!

Merkez Bankası Başkanı, danışıklı söyleşisinde; “ocak ayında ücret artışları ne olacak görmemiz gerekir” diyen bir cümlede söylüyor. Bu anahtar cümleyle cumhurbaşkanına sakın ola ki, “asgari ücreti sendikaların ve işçilerin istediği oranda artırmayın, artırırsanız bizim sıcak dolar sahiplerini ikna ettiğimiz sözlerimiz zarar görür” demek istiyor. Krizden çıkışın yolu yine “işçinin, memurun, emeklinin, az topraklı çiftçinin kemerini sıkma üzerine” kurulsun istiyorlar. Oysa enflasyonu azdıran, işçinin, memurun, emeklinin ücretlerinin yüksekliğinden doğan talep artışı değil. Türkiye’de enflasyonu azdıran bir kitlenin doymak bilmez talebi var. Bunlar 2023 yılında talepleriyle tüketim malları ithalatının patlamasına yol açtılar. 2023 yılında Türkiye’nin tüketim malı ithalatı yatırım malı ithalatını geçti. Merkez Bankası Başkanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “vur abalıya yapalım ve sakın acımayalım” diyor. Mazlumu oynuyorlar aslında zalimler.