Ropörtaj: Aytunç ERKİN
Fotoğraf: Mert ARISLAN

Arkadaşımız Aytunç Erkin’in sorularını yanıtlayan Tantan, iktidarın İç Güvenlik tasarısında en büyük eksikliği ve yanlışı şöyle anlattı: “Türkiye, sınır güvenliği sağlayacak teknolojik ve fiziki altyapısını tamamlamak mecburiyetinde. Güvenlik altyapısını yaparken mutlaka adalet altyapısının hukuk zemininde yeniden tanımını da yapması gerekiyor. Türkiye’de, birinci derecede yurttaşın eğitiminden, sağlığından, beslenmesinden, yaşam güvenliğinden ve fiziksel gelişiminden inanç gelişimine kadar altyapıların ayrım yapmaksızın adalet zemininde inşa edilmesi gerekiyor. Bunları yaparken önceliğiniz bireyin güvenliği, gelişimi olmalı. Onun yaşam kalitesini sağlayacak yapılarla devletin güvenliğine doğru gitmeliyiz.” 

Türkiye’nin ‘güvenliği’ için hazırlandığı iddia edilen tasarıyla ilgili Tantan, “Şimdi bu uygulamaları getirmek isteyen iktidara soruyorum: Hak ve özgürlükler anlamında, uygulama açısından geniş halk yığınlarının haberi var mı?” dedi. Tantan devam etti: “İleri devletlerde üç önemli sac ayağı var. Hak ve özgürlükler ayağı, güvenlik ayağı ve adalet ayağı. Siz, güvenlik ve adalet ayağını da hukuk zemininde yeniden tarif etmelisiniz. Batı ülkeleriyle mukayese edildiğinde bunların oluşmadığını görüyoruz. Durum çok net: Türkiye yıllarca silahlı ve silahsız örgütlerin tehditleriyle yaşıyor, çünkü bu üç ayak oluşturulamadı.”

6 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Peki bu altyapı nasıl olacak. İçişleri eski Bakanı’nın çözüm önerisi de şöyle: “1-Mali istihbarat teşkilatı, 2-Kamu ekonomisi istihbarat teşkilatı, 3-İç ve dış ticaret istihbarat teşkilatı, 4-Enformasyon savaşlarına karşı istihbarat teşkilatı, 5-Enerji, ekonomi hukuk savaşlarına karşı istihbarat teşkilatı, 6-İç-dış güvenlik tehditlerine karşı istihbarat teşkilatı oluşturulmalı. Ayrıca toplanan bilgilerin bir merkezde değerlendirilmesi için araştırma enstitülerine ihtiyaç var.”

‘SANDIK, SİLAHLA TESLİM ALINACAK’

Ve geliyoruz Tantan ile söyleşimizin can alıcı yerine. “Bu tasarıyı tartışırız ve anlatırız ama Türkiye bir felakete doğru yol alıyor. Bunu görmek lazım” dedi eski bakan. Ve hemen açtı: “PKK, ağır silahlarla, uçaksavarlarla Türkiye’de yeni alanlar yarattı. Herhalde bunu iktidar yöneticileri biliyordur! Şimdi terör örgütü ve aynı zamanda organize suç örgütü olan PKK’nın silah bırakacağı konuşuluyor. Oslo’da MİT yöneticisi Afet Güneş’in itirafı var. Ne demişti Güneş: ‘Biliyoruz metropolleri de doldurdunuz, bu arada patlayıcılarla doldurdunuz.’ Bu bombalar bulundu mu? Bulunmadı. Bir bilgiyi aktarayım size: ABD’nin Özel Kuvvet birlikleri Delta Force’un PKK’lı yetiştirdiği konuşuluyor! PKK’lıların ve yüksek teknolojik silahlarla Türkiye içerisine sokulduğu bilinmiyor mu? Silah bırakacakmış! PKK silah bırakacaksa Kandil’de neden tutuluyor? Himaye ediliyor! Bunun cevabı gerekiyor. Bu silahlı tehdit, 7 Haziran seçimlerinde sandığı teslim almayacak mı? Alacak!”

“MİT’E OPERASYON YETKİSİ YANLIŞ”

Yine yasa tasarısına geliyor Tantan ama farklı bir açılımla: “İktidar sürekli anayasa ihlali yapıyor! Çözüm süreci görüşmeleri, hem anayasa hem de ceza ve adalet sistemi ihlalidir. Bugün Hakan Fidan tartışılıyor. AKP’nin yaptığı en büyük hata şu: Bütün dünyada istihbarat toplayan yapıya operasyon yetkisi verilmez. Otomatik olarak o zaman çok tehlikeli kullanımlar yaratır. Türkiye, Oslo görüşmeleri kanunsuz olduğu için PKK’yı kullanan gücün tehdidi altında. Açık konuşalım: Bizi masaya oturtan İngiliz istihbaratının tehdidinde. Özel Harpçi gibi PKK’lıların yetiştirilmesi, bombalarla Türkiye’nin doldurulması, Doğu ve Güneydoğu’nun PKK’ya teslim edilmesi. Bunun çözüm süreciyle alakası yok. Ve suç!”

“AKP-HDP, BAŞKANLIK İÇİN ANLAŞTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı mitinglerde “Bize 400 milletvekili verin” çağrısını hatırlattığımızda Tantan şu değerlendirmeyi yaptı: “400 milletvekili istemesinin nedeni Başkanlık. Bu net! Ne diyor iktidar sahipleri: Yeniden Misak-ı Milli. Bunlar federal yapıya geçerek ya da özerklik vererek yeniden Misak-ı Milli’yi oluşturacaklar. Haritayı yeniden dizayn eden kuvvet ortada ve PKK’yla mücadelede de bir metre öteye gidemedik. Gerçek şu: AKP-HDP anlaştı. HDP, baraj üstü de olsa altı da olsa beraber başkanlık sistemi için hareket edecekler.”

‘NATO BİZİ PROJEYE DAHİL ETMEDİ’

İktidarın, iç güvenlikle ilgili samimi olmadığına inanan Tantan, “O zaman Batı hukukunu getirsinler. Almanya, Fransa, İngiltere... Nereden istiyorlarsa alsınlar” dedi ve ekledi: “Avrupa Birliği bir standartlar birliği, ulus devletler birliği! AB ülkeleriyle ortak mücadele edeceksek, hukuksal zeminde de onlarla aynı olmalıyız. Ama bir bakıyorsunuz, NATO, Avrupa’da ‘Güvenlik Mimarlığı’ kuruyor ama ortak mücadele ettiği Türkiye’yi buraya almıyor.”

‘MİT, siyasi parti teşkilatına döndü’

“İktidar sahiplerinin birinci derece de görevi halkı bilinçlendirmektir” diyen Tantan şöyle devam etti: “Bireye ve halka hissettirmeden önleyici tedbirler almak asli görevdir. Suç olmadan önce önleyici tedbirler alacaksın. Ve bu konuda önleyici tedbirleri oluşturacak altyapıları oluşturmalı. Ama yapılmıyor. Bu yasa tasarısına Türkiye’de her kesimden tepki var! Bazı maddeler tabii ki olmalı. Ama önce sorunu baştan dile getirmeliyiz. Son yıllarda iktidar kendi geleceğini, kendi geçmişini korumak, kollamak bakımından MİT’i bir siyasi partinin teşkilatına dönüştürmüş vaziyette. Bugün yapılması geren Türkiye’nin acil olarak istihbarat teşkilatları bakımından altyapılarının yeniden inşaasıdır.”

Elinden ‘Thomson’ düşmedi, güreşten hiç vazgeçmedi!

1 Ocak 1941’de Sapanca’da doğan Tantan, 1966’da komiser yardımcısı olarak göreve başladığı Emniyet Teşkilatı’nda, Eskişehir, Bursa ve İstanbul’da Narkotik ve Asayiş Şubeleri’nde çalıştı. Giresun ve Tekirdağ’da İl Emniyet Müdürlüğü yaptı. Tantan, aynı zamanda, 1980-1990 yılları arasında, İstanbul Güreş İhtisas Kulübü Başkanlığı, Aralık 1991 ve Aralık 1993 yılları arasında da Güreş Federasyonu Başkanlığı görevinde bulundu. 1994 yılında emekli oldu ve ANAP’tan siyasete adım atarak Fatih Belediye Başkanı seçildi.

kritik baskınlar yaptı

DSP-MHP-ANAP koalisyonunun kurduğu 57. hükümette İçişleri Bakanı olarak görev aldı. 2001 yılı Haziran ayında İçişleri Bakanlığı görevinden alınmasını takiben önerilen Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanlığı teklifini kabul etmedi ve partisinden istifa etti. Ocak 2002’de Yurt Partisi’ni kurdu. Tantan deyince akla iki konu geliyor. Birincisi, Asayiş Şube’deyken, 1980 öncesinde, elinde “Thomson” marka otomatik hafif makineli
tüfekle fuhuş ve kumarhane baskınları. Gazeteler onun için “İstanbul’a aranan kan bulundu” manşeti atmıştı. Ve İçişleri Bakanı olduğu dönemde yani 1999-2001 yılları arasında değişik isimlerle yaptığı ‘yolsuzluk’ operasyonlarıyla manşetlerden hiç düşmedi.

BOĞAZ’IN ROBİN HOOD’U...

Tantan’ın diğer bir özelliği ise haftanın 4 günü spor yapması. Zaman zaman kıspetle de er meydanına çıkmışlığı var. Ve yıllardır çocuğu gibi gördüğü İstanbul Güreş İhtisas Kulübü’nde milli güreşçilerle antrenman yapıyor, çocuklarla futbol oynuyor. Yıllar önce bir Alman gazetesinde kendisiyle ilgili şu başlık atılmıştı: Boğaz’ın Robin Hood’u. Ekonomik anlamda orta ve alt seviyedeki ailelerin çocukları da kulüpte ücretsiz spor yapıyor. Röportaj yaptığımız gün gençlerde Avrupa ve Dünya şampiyonlukları olan İbrahim Demirtürkoğlu ile güreşti, ter attı.