Özlem Gürses- Umut Oran, ‘kendi şahsında partisini hedef alan bu çeteyi ahtapota’
benzetti: Devlete çöreklenmişler. Bir elleri istihbarat ve güvenlikte
bir elleri yargıda, ellerinden biri medyada ve biri de iş dünyasında...

Medya tarafından günlerce kara propagandaya maruz bırakılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’la bir araya geldim... Oran, kendisine yöneltilen iddialardan sonra Twitter hesabındaki tüm özel doğrudan yazışmalarını kamuoyuna açtı. Türkiye’nin geldiği durumu göstermesi açısından korkunç bir şey! Umut Oran’a hem bunu hem gündemi sordum...

Twitter’da tüm doğrudan mesajlarınızı açıklamak zorunda kaldınız...
Benim şahsıma, CHP’ye, Genel Başkan’a büyük bir saldırı var. Devlet içerisinde örgütlü çeteler oluşmuş. Öyle uzantıları var ki, bir elleri istihbaratta, bir elleri güvenlikte, bir elleri yargıda, bir elleri medyada, bir uçları iş dünyasında. Bunlar devlet içerisinde çöreklenmiş olarak bu çetelerle aslında parlamenter sisteme ve demokratik hukuk devletine karşı bir operasyon gerçekleştiriyor.
Erdoğan da ‘Paralel yapı’ diyerek, aynı şeyi söylemiyor mu?
Cumhurbaşkanı’nın bunu söyleme lüksü yok! 12 yıl Başbakanlık yapan şimdi de Cumhurbaşkanı olan bir insan 12 yıldır aynı şarkıyı söylememeli. Biz bu filmi çok gördük, Özel yetkili mahkemelerde, Balyoz’da, Ergenekon’da, Odatv davasında... İzlendi insanlar, dinlendi, fişlendi, sahte belgeler düzenlendi. Ve yine medya kanalıyla algı operasyonları yapıldı, kara propagandalar yapıldı. Bir taraftan yargı eliyle yargısız infaz yapıldı. Emniyet eliyle insanlar makul şüpheli olarak sabaha karşı evlerinden alındı.
Devlet içinde çeteden kastınız nedir?
AKP’dir, Cumhurbaşkanı’dır, Erdoğan’dır demiyorum ama... Gülen Cemaati’ni ayrı tutuyorum, çünkü ben o cemaati bilmiyorum, benim muhatabım hükümet. 12 yıldır görevde olacak, bu çeteler iş yapmaya devam edecek ve bununla ilgili kimse hiçbir şey yapmayacak. O zaman ortada ya bir beceriksizlik çapsızlık var ya da bir işbirliği var, göz yumma var. Her iki durumda da suça ortaklık var.
Sahte delillerle yürütülen tüm bu soruşturmaları kim yaptıysa bugün beni hedef alanlar da aynı odaklardır mı diyorsunuz?
Aşağı yukarı aynı. Aynı zamanda burada artık bunları çözmesi beklenen bir iktidar var. Ya çözecek ya gidecek.. Her seferinde yeni bir düşman yaratmayacak. Çünkü iktidarın da müdahil olduğu bir durum var.
Size yöneltilen suçlama tam olarak ne?
Tetikçiliği yapan 3 gazete başlattı bunu. Bunun medya ayağı var. Bir de iş dünyası ayağı var; Ethem Sancak. İş adamı. Bakıyorsunuz devletten bir sürü ihale almış. POS ihalesi almış, 1.3 milyar dolar, BMC ihalesi almış. Akşam Gazetesi bu iş adamına verilmiş. Bu iş adamının gazetesi 4 gün yaylım ateşi yaptı. Temel iddia şu; Fuat Avni diye bir hesap var, biz bu Fuat Avni hesabı ile yazışıyormuşuz, parti sözcüleri, genel başkan yardımcıları, ben... Güya Cemaat’le ya da Fethullah Gülen’le haberleşme yapıyormuşuz. Cumhurbaşkanı’nın kızıyla ilgili, onun hayatına kastedecek yönde konuşmalar oluyormuş. Propaganda, dört gün sürdü. Ha bir de kasetler varmış... Neden bu bir organize suç?
 Bunlar yaşanıyor ama seçmen olanlarla,  demokrasiyle daha az ilgileniyor.
Daha çok geçimle derdi var...
Demokrasi karın doyurmuyor, sizi giydirmiyor, sizi ısıtmıyor, soyut bir kavram. Ama bugünkü durum sürdürülemez bir durum. Çünkü Türkiye yönetilemiyor. Ekonomi ortada. Ekonomide “istikrar sürsün, Türkiye büyüsün” diyorlardı. 12 yıla bakalım. AKP öncesi 80 yılla AKP sonrası 12 yılın büyüme rakamlarına baktığımızda Türkiye’nin büyümediğini görüyorsunuz. Önceki 80 yılda darbeler var, terör var, koalisyonlar var, Türkiye 5.1 büyümüş. Şu andaki büyüme rakamı da 4.8. Tek başına iktidar üstelik. İşsizlik oranlarına bakıyorsunuz, devamlı çift hane. Gizli faiz yükseltmek zorunda kaldılar, bu tamamen AKP içindeki bir çekişmenin sonucu.

CHP’yi neden hedef aldılar?

Çünkü CHP şu anda parlamenter demokratik hukuk devletinin yanında, onu koruyacak olan en büyük sigorta, tek kale, son kale. Üniversiteleri susturdular, yargıyı bir şekilde kontrol altına aldılar. Yürütme yasama ellerinde. CHP’nin almış olduğu oy, her seçime iktidar alternatifi olarak girmesi onlar için bir tehdit. Yanlı yansız taraflı tarafsız anketlerde AKP’nin oy kaybı görülüyor. Kendi içlerindeki çürümüşlük, taht kavgaları görülüyor. CHP onlar için en büyük engel. Onu kontrol etmek, devre dışı bırakmak istiyorlar.
 Sizin çete dediğiniz bu yapının amacı ne?
Parlamenter düzeni değiştirmek istiyorlar. CHP de diyor ki 1980 askeri darbe anayasası bugünün Türkiyesi’ne dar geliyor. Anayasa değişmeli, siyasi partiler yasası değişmeli, seçim kanunu değişmeli, baraj kalkmalı. Bunlarla ilgili önerilerimiz, sayısız kanun tekliflerimiz var. Ama şu anda iktidar bunlar ciddiye almıyor, dikkate almıyor, tam tersine bu vesayeti daha da güçlendirmeye çalışıyor. Herkes böyle düşünecek, böyle gülecek, böyle doğum yapacak, böyle giyinecek, böyle bakacak... Bu diktatörlük işte! Demokrasinin yeni bir tanıma ihtiyacı var. Türkiye’de de bu tanım ‘Kucaklayıcı Demokrasi’ olmalı, diktatörlük olmamalı.
CHP, MİT’le ilgili iddiaların belgelerini açıklamadı...
MİT’le ilgili bundan yaklaşık bir yıl önce birkaç yazar bizim milletvekillerinin isimlerini vererek onların izlendiğini dinlendiğini fişlendiğini ve bunları kimlerin yaptığını yazdı. Savcılar hiçbir şey yapmadılar. Dört ay önce Genel Başkan çıktı dedi ki “MİT, CHP içinde operasyon yapacak.”  Yine hiçbir şey olmadı. Erdoğan ne demişti Kılıçdaroğlu’na? “Ben senin nefes alışını bile izleyebiliyorum.” Bu parçaları yavaş yavaş birleştirmemiz lazım...
Büyük bir olay, büyük bir operasyon. Daha bitmedi. Bu operasyonun amacı devleti ele geçirmek. Devletin içinde çete oluşturmuşlar, kimine şantaj, kimine tehdit... Kamuoyu yoklama şirketi araştırma yapıyor, açıklıyor. Haydi baskın! Gazetelerin toplantısına, SPK elemanları giriyor.  Büyük sermayenin, büyük holdinglerin genel merkezlerinde yine maliye elemanları onların nefes alışlarını izliyor.  Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirip rejimi değiştirmek istiyorlar.

‘Erdoğan, emirle faizi indiriyor bunun faturası millete biniyor’

Yeni Türkiye’nin kalkınma için gerekli olduğunu savunuyorlar..  
Buyrun o zaman ekonomide olanlar... Emirle faizi indirmeye çalışıyor, fatura millete biniyor. Böyle bir şey olabilir mi ? Yüzde 15 devalüasyon oldu. Bu dar gelirlinin, emeklinin, asgari ücretle çalışanın cebindeki paranın yüzde onunun erimesi demek. Yani benim 100 lira para vardı cebimde, Erdoğan konuşmaya başladı şu anda benim 90 lira param var. Erdoğan o paranın artması için konuşmalı! Yani vatandaşın cebindeki paranın artması için... Biz bunun için siyaset yapmalıyız. Ben efendim Babacan’a kızacağım, Merkez Bankası’na kızıp ona haddini bildireceğim, ona vatan haini diyeceğim, ona ders vereceğim.. yukarda filler tepişiyor, vatandaş aşağıda bunun bedelini ödüyor.

‘İş dünyası daha da korkacak’

 

 İş dünyası niye bu kadar sessiz niye bu kadar korkak?
Daha da korkacaklar! Neden? Çünkü mesela makul şüpheli diyecek, diyelim bir işadamı katıldığı bir toplatıda belediye aleyhine, hükümet aleyhine bir söz söyledi mi, ertesi sabah evi aranacak, makul şüpheli olarak gözaltına alınacak, yargı kararı olmaksızın üstelik, yurtdışı çıkış yasağı gelecek ve malvarlıklarına el konulacak. Bunlar olacak artık. Şimdi ne yapsın işadamı ? Nereye kadar konuşabilir?
 Bugün bu noktaya gelmeden önce konuşmak için 12 yılı vardı iş dünyasının...
O zaman da büyük baskılar vardı, oldu. Ben iş hayatındayken bana da baskılar oldu. Bu baskılar yeni değil. Bu zaten demokrasi değil.
Türkiye bir tek adamlıkla, diktatörlükle yönetiliyor.
 Örtülü Ödenek’le ilgili elinizde bilgi var mı?
Şu anda rakamları net hatırlamıyorum ama soru önergelerimize aldığımız yanıtlara göre son 12 yıl içinde örtülü ödenekten, tüm Cumhuriyet tarihinde kullanılan bütçenin 9-10 katı kullanıldı!..