Eğitim öğretimin başlama tarihi 28 Eylül’e ertelendi, peki çocuğunuz okula başlamaya hazır mı?

Uzmanlar yeterli gelişim özelliklerini tamamlamadan erken yaşta okula giden çocukların kendilerine olan güven duygularının örselenebileceğini belirtiyor.

OKUL OLGUNLUĞUNU KAZANMIŞ OLMALI

İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı Öğretim Görevlisi Pedagog Hakan Yıldız, çocuğun okulda kendisinden beklenilenleri başarılı şekilde yerine getirmeye hazır olması gerektiğini kaydederek, “Okul olgunluğu, çocuğun okul eğitimini başaracak gelişimsel düzeye gelmesidir. 72 ayını doldurmamış bir çocuğun okul olgunluğu tamam olmayabilir” dedi.

hakan-yıldızÇocukların bilişsel, psikomotor, sosyal ve duygusal olarak çok yönlü gelişim gösterdiğini bildiren Yıldız, bu gelişim özelliklerinin eksik olan çocukların erken yaşta okula gönderilmesinin onları ileriki eğitim yaşamlarında olumsuz yönde etkileyebileceğini vurguladı. Çocukların gelişimini uygun şekilde tamamlayamaması durumunda oyun zamanın çok azalacağını, bunun fiziksel, zihinsel ve ruhsal ilerlemeyi aksatacağını aktaran Yıldız, şunları söyledi:

“Küçük yaşta okula başlayan çocuklarda ayrılık kaygısı bozukluğu görülme riski, 72 aylık ilkokula başlayanlara göre daha fazladır. Özellikle bu çocuklar okul öncesi eğitim almadılarsa risk daha da artmaktadır. Dürtü kontrolü tam gelişmemiş olan küçük yaştaki çocukların sınıfta davranış kontrolünü sağlamada, sırasında beklemede ve uyulması gereken kurallara uymada güçlükler yaşama riskleri fazladır.

Altı yaşından önce el-göz koordinasyonunun, işlemsel düşüncenin, soyutlama, odaklanma ve dikkati sürdürme becerilerinin yeterince gelişmemesi nedeniyle bu yaşta ilkokula başlatılan çocuklar öğrenmede zorlanacaklardır. Öğrenme hızları daha yavaş olacak ve yazı yazmayı beceremeyebileceklerdir. Ailelerin, çocuğunu okula göndermeden önce çocuk psikiyatristinden gelişim raporu almalarında fayda vardır.”

‘OLUMSUZ YAKIŞTIRMALARA DİKKAT’

Erken yaşta okula başlatılan öğrencilerde, çocukların dikkatini uzunca bir süre yoğunlaştıramadığı, duygularını sözel olarak ifade etmede becerileri gelişmediği için aşırı hareketlilik göstereceğini anlatan Yıldız, bu çocukların öğretmenler tarafından “hiperaktif” olarak nitelendirilmesine yol açabileceğini ve gereksiz yere doktora tedavi amaçlı gönderilebileceğini ifade etti. Öğrenme süreçleri aksayan çocukların öğrenme bozukluğu ya da zekâ geriliği gibi etiketlenmelere maruz kalacağına dikkat çeken Yıldız, çocukların eğitimlerinin başında kendilerine olan güven duygularının örseleneceğini belirtti.