Bana küfür mesajları atan arkadaşa iyi bir haber vereyim:
Bavulunu hazırla, Avrupa’ya gidiyorsun...
Berlin, Brüksel, Londra, Roma, Paris, Amsterdam... Artık neresini istersen, Avrupa seni bekliyor...
Görmedim ama eminim, kalın tabanlı, burnu havada kocaman ayakkabılarınla Grand Place’de, Şanzelize’de tur atarsın, ceketin bir omuzu aşağıda, akrep gibi, yakışırsın da...

*

Cumhurbaşkanın gitti, karşılayan olmadı...
Yani yolu gösteren asık suratlı o teşrifatçı da olmasa, şeref salonu yerine kargo ambarına gidip oturacak...
Ama seni karşılayacaklar...

*

Nereden biliyorum?..
Başbakan “Türk vatandaşlarına AB yolu açıldı” dedi...
1989; Yıldırım Akbulut “girdik sayılır“ demişti...
1993; Tansu Çiller “Aç kapını biz geldik Avrupa“ demişti...
1997; Mesut Yılmaz “AB tamam“ demişti...
2004; Tayyip Erdoğan havai fişek bile patlattı “Avrupa’ya girmenin bayramını kutluyoruz“ demişti...
Yani her başbakan olanın bir sefer “girme” hakkı var...
Bir beyin oğlu Davutoğlu o hakkını kullandı...

*

Buna karşılık Türkiye 3-5 milyonu bulması muhtemel mülteciyi AB’ye bırakmayacak, aradan gitmiş olanları da geri alacak...
3 milyar Euro verecekler bize...
“Peki benim durumum hani, gitmem bunun neresinde?” diyeceksin...
Bana küfürler göndereceğine, onu sen düşün salak!...

*

Denize düşmüş, annesi babası boğulmuş, kumsalda baygın bulunan çocuğu almıyor da... Bavulunu kaptığı gibi Paris’in yolunu tutacak 78 milyonu nasıl alacaklarını sen düşün...
Avrupa’ya gireceğim derken, Suriye bize girdi...
Daha ne olsun?..