Sevgili okuyucularım, ülkemizde olup bitenleri bazen hemen değil, günler ve haftalar sonra öğrenmemiz mümkün oluyor.
Sorulan sorulara, gündeme düşen maddelere ise hiçbir yetkili yanıt vermiyor, veremiyor.
İşte size son günlerin bilançosu:
7 Haziran seçiminden düne kadar tam 118 asker ve polisimizi şehit verdik.
Burası Afganistan, Pakistan, Suriye mi, bu nasıl oldu?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu kadar mı güçsüz ve acizmiş? Yanıt yok!
Öldürüldüğü iddia edilen (ve abartılan) terörist sayısı falan benim için hiç önemli değil. Ben verdiğimiz maddi ve manevi kayıplara bakarım.
Her sabah şehit haberleriyle uyanıyoruz, gazeteye gelince birbirimize soruyoruz “Bugün kaç oldu” diye.
İşin acı yanı, bu rakamları da artık kanıksadık...
“Haaa, vah vah” deyip geçiyoruz.
Bu da hepimizin ayıbıdır.

* * *

Doğu ve Güneydoğu, örgütün silah, cephane ve militan deposu...
Oralarda devlet ve hükümet kağıt üzerinde var ama yok!
Yok ama kağıt üzerinde var!
Devletin bütün asker, polis ve sivil görevlileri büyük bir korku içinde yaşıyor.
Siz orada olsanız korkmaz mısınız?
Yakınlarınız korkmaz mı?
Bana bir tek kamu görevlisi gösterin, oralarda görev yaptığı halde korkmamaktadır...
Örgütün de istediği işte buydu ve bizi yönetenlerin aymazlığı sayesinde başardılar.

* * *

Terör 1990’lı yılların başında zirve yapmıştı. Ama o zaman onlarla baş edecek bir Türk Ordusu vardı.
Talimat ve emirleri bugün olduğu gibi AKP’nin seçmece (!) valilerinden değil, komutanlarından alırdı.
Şimdiki tabloya bir bakın!.. Asker operasyon yapacak ama komutandan değil validen izin almak zorunda!
Vali çoğu zaman izin vermiyordu çünkü iktidarın başımıza bela ettiği “Açılım süreci” safsatası vardı.
Aman örgütü kızdırmayalım, açılım sürecini bozmayalım düşüncesi egemendi.
Apo İmralı’da el üstünde tutuluyor, şımartıldıkça şımartılıyordu.

* * *

Şimdi askerler ne yapıyor biliyor musunuz!..
Operasyon için valilere yaptıkları ama reddedilen yüzlerce başvuruyu dosyalıyor. Zira bir süre sonra haklarında soruşturma başlatılması, Balyoz ve Ergenekon gibi düzmece davalar açılması mümkün...
“Siz teröristin yerini biliyordunuz ama üzerine gitmediniz! Hakkınızda soruşturma başlatılmıştır, savunmanızı veriniz!”
Sonra gelsin yargılama aşaması...
Vali sivildir, ne anlar operasyondan!
O dosyalar gerek askeri birliklerde ve gerekse Genelkurmay’da biriktirilip saklanıyor.
Günü geldiğinde ortaya çıkarılmak üzere...
Güya terörle mücadele ediliyor ama gelin görün ki devletin kurumları bile birbirine güvenmiyor.

ADD sizden kurban bedeli bekliyor


Sevgili okuyucularım Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), genel merkez ve 341 şubesiyle faaliyet gösteriyor.
Çalışmalarını sadece üye aidatları ve sizlerin bağışlarıyla sürdürüyor.
Cumhuriyet rejimine ve özellikle laikliğe aykırı eğitim politikaları bu dönemde ADD’ye farklı bir boyut kazandırmış durumda. Halkın güvendiği ve genç kuşakların eğitimine de destek veren bir kuruluş.
Karşı taraftaki cephede para bol.
Devletin bütün desteği, olanakları ve parası onların emrinde.
ADD, kendi olanakları çerçevesinde tüm yurtta çok sayıda Atatürkçü öğrenciye burs veriyor, burslara aracılık ediyor.
Sadece geçen yıl sizlerden gelen Kurban Bayramı bağışlarıyla öğrencileri okuttu, dört yıl boyunca okutmayı da garanti altına aldı.

* * *

Şimdi sizlerden bir istirhamım var.
Kurban Bayramı’nda yapacağınız bağışları bu yıl da ADD’ye gönderip katkıda bulunmanız...
Bu amaçla açılan banka hesap numarasını veriyorum.
Bağışlarınız yerine gidecek ve yararlı olacaktır:
Türkiye İş Bankası Maltepe Şubesi hesap no: 4212-200 0002.
İban no: TR 21 0006 4000 0014 2122 0000 02.

* * *

Yeri gelmişken bir teşekkür görevimi de burada sizlerle paylaşmak isterim. Bir süre önce yazdığım yazıda ilginç bir hususa değinmiştim.
ADD Diyarbakır Şubesi’nin çalışacak yeri yoktu. Kimse mülkünü kiraya vermek istemiyordu zira herkes korkuyordu. Yapacak tek şey kalmıştı, mütevazı bir apartman dairesi satın almak. Bunun için de para gerekiyordu.
Çağrıda bulundum, sizlerden epeyce para geldi.
Ancak en büyük katkıyı Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş sağladı.
Kendisinin koordinatörlüğünde Hatay’lı işadamları ve vatandaşlar aralarında tam 100 bin lira toplayıp banka hesabına gönderdi. Yeterli miktara ulaşıldı ve bir daire satın alınmak üzere. Ankara’da bir işadamı da bu dairenin bütün mobilyasını ücretsiz vereceğini bildirdi.
Lütfü Savaş’a özellikle teşekkür ediyorum.