Sevgili okuyucularım, adını bile doğru dürüst bilmediğimiz bir adam ortalıkta geziniyor, her taşın altından çıkıyor.
Bir bakıyorsunuz ismi dönemin bakanlarına verdiği iddia edilen inanılmaz rüşvet ve armağanlarla gündemde, bir bakıyorsunuz
günün birinde hükümetin bakanlarının elinden en büyük mücevher ihracatçısı ödülü almış!
İş bu kadarla da bitmiyor...
Çivi çakmanın bile güya yasak olduğu Boğaz’da sahibi olduğu yalısına kaçak kat çıkmış.
Adını tam olarak bilemediğimiz bu adam kimdir, neyin nesidir?
Medyada ismi bazen Rıza Sarraf diye geçiyor, bazen Reza Zarrab.
Hakkında bilinen üç şey var.
O bir İranlı... İkincisi Ebru Gündeş isimli şarkıcının kocası.
Üçüncüsü de, AKP iktidarında bazı bakanların en yakını ve “Hayırsever (!)” ellerini onlara fazlasıyla uzatan sırdaşı.
Milyarlarca dolarlık bir servete hükmediyor da, değirmenin suyunun nereden geldiğini bilen hiç kimse yok.

* * *

Üç gün önce iki hükümet üyesinin, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin elinden ödül aldı.
Törende Tayyip de vardı!
Fotoğrafları basında çıkınca iki bakan da pişmanlığını dile getirdi. Kurtulmuş “Ona ödül verileceğini bilmiyordum. Bilsem o karenin içinde yer almazdım. Bu fotoğraf en çok bana rahatsızlık verdi” derken Zeybekci “Kendisini ilk kez orada gördüm. Yüzünü bile tanımam ama vicdanen rahatsız olmadım” dedi!
İkisi de, bu şahsa ödül vermekten mutlu olmamış!.. İkisi de üzgün... Kaderin cilvesi!.. Ama gelin görün ki Tayyip bu şahıstan “Büyük hayırsever” diye söz etmiş, rüşvet olayları nedeniyle bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğinde “Şimdi hak yerini buldu” demişti!

* * *

Adamın Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan gibi eski bakanlarla rüşvet ve armağan ilişkileri dinlemeye takılmış, her şey ortaya dökülmüştü... Kısa süre tutuklu kaldıktan sonra bir başsavcılık kararıyla aklandı, dosyası kapatıldı. Sonrasında ise olayları ortaya çıkaran polisler tutuklandı.
Egemen Bağış’a çikolata paketleri içinde gönderdiği rüşvet için, parayı götüren adamına direktif veriyordu:
“Aman haaa, kutulara yanlışlıkla Euro koyma, dolar olacak!..”
Çünkü dolar daha ucuzdu, maliyetten kazanıyordu!
Zafer Çağlayan’a İsviçre’den 700 bin liralık kol saati alıp armağan eden de kendisi idi.
Polisin olaylara el koymasından pirelenen İranlının “Bana da soruşturma var mı?” diye sorması üzerine İçişleri Bakanı Muammer Güler’in 17 Aralık sabahı dinlemeye takılan sözleri şöyle idi:
“Abicim sen rahat ol. Öyle bir şey olursa senin önüne ben yatarım yaa... İçişleri Bakanlığı’nda, Maliye’de ve MİT’de bir şeyin yok.”

* * *

İranlı hakkında sorulacak çook sorular var!..
- Bu adam kimdir, neyin nesidir?
- Hangi gerekçelerle AKP iktidarının has adamı olmuştur?
- Yalısının kaçak katını acaba “Hayırsever ilişkileri (!)” ile mi kotarmıştır?
- Neyin ticaretini yapıp milyarlarca dolar kazanmıştır?
- Bunca serveti Türkiye’de ve eğer varsa yurt dışında hangi işleri yaparak elde etmiştir?
- Ne üretmiştir, hangi ülkelere ne satmıştır?
- Ürettiği mallar her ne ise hammaddesini hangi ülkelerden getirmiştir?
- Türkiye’nin herhangi bir yerinde fabrikaları, sanayisi var mıdır? Varsa hangileridir?
- Şirketlerinde kaç kişi çalışmaktadır? Bunca parayı elde ederken kaç kişiye istihdam yaratmıştır?
- Karışık işleri var mıdır, nelerdir?
- Devletin Maliye Bakanlığı bu adamın üzerine çöküp denetime almış mıdır? Denetledi ise sonuç nedir?
- Bu korkunç servetin, kazancın ve gücün sahibi olan İranlı son yıllar itibarıyla devlete -kendisi ve şirketleri olarak- ne kadar vergi ödemiştir?
- Bu “İhracat şampiyonunun (!)” ismi en yüksek vergi ödeyenler listesinde niçin yoktur?
Bunlar, kendisine sorulması gereken sorulardan sadece bazılarıdır.

* * *

İki hükümet üyesi sahneye çıkıp bu şahsa ödül veriyor, sonra da pişmanlık sergileyip kendilerini aklamaya kalkışıyorlar!
Bu nasıl devlet yönetimidir, bunlar nasıl devlet adamıdır?
Devlet İranlı Reza-Rıza (her neyse) isimli birinin eline esir mi düşmüştür, oyuncağı mı olmuştur?
Bence bundan sonra ödül verilecek olursa, törende İranlıya ödülünü Muammer Güler, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan üçlüsü vermelidir!
Yeni kurulacak hükümette yer alsın veya almasınlar, CHP, MHP ve HDP’nin yapması gereken ilk işlerden biri, bu şahsı ciddi bir inceleme-denetim altına aldırıp kendisini, ona yol verenleri ve özellikle de rüşvet alan bakan beyleri derhal yargı önüne çıkarmaktır.

* * *

Emin Çölaşan’ın notu: Rıza yukarıda yer alan sorularla ilgili bir açıklama yapmak isterse bana gönderebilir. Bir yazı boyutunda olmak koşuluyla burada aynen yayınlarım. Bekleyelim görelim!