Tam 13 yıllık tek parti, tek adam rejimi 7 Haziran günü yıkıldı...
Yolsuzluklar, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma iddiaları...
Benden olanlar- benden olmayanlar ayrımcılığı...
Vatanın bölünmez bütünlüğünün tehlikeye düşmesi...
Bir gecede çıkan torba yasalarla ağır bir baskı ortamı...
Devletin bir başka yapıyla bölüşülmesi...
Balyoz-Ergenekon gibi davalarla başlayan ve sürüp giden tutuklama dalgaları...
Daha sonra yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının büyük ölçüde örselenmesi...
Halkımız yorgun düştü!..
* * *
Milletin ortaya çıkardığı sonuç üzerine, “Şimdi uzlaşma zamanı” diyorlar...
Türkiye’de elbette uzlaşma kültürünün yerleşmesi gerekiyor...
Ama hangisinde uzlaşılacak ve bu uzlaşma tek taraflı mı olacak?..
13 yılda uzlaşmaz tutumu ve “dediğim dedik” anlayışıyla ülkeyi yöneten, muhalefet partilerine en küçük söz hakkı tanımayan ve gittikçe otoriterleşen bir iktidarla hangi konularda uzlaşacaksınız?..
* * *
Demokrasinin ırzına geçen yasalarla mı?..
Ülkeyi batağa sürükleyen dış politikayla mı?..
Yargının bağımlı hale getirilmesiyle mi?..
Eğitimin imamlaştırılmasıyla mı?..
Basına getirilen ağır baskılar, gazetecilere açılan ceza davaları konusunda mı?..
17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk iddiaları dosyalarının artık açılmamasıyla mı?..
Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlar dışına taşması, eskisi gibi hareket etmesiyle mi?..
Cumhurbaşkanı’nın 1150 odalı sarayında oturmasıyla mı?..
Yoksulun daha yoksul, zenginin daha zenginleşmesiyle mi uzlaşacaksınız?...
* * *
Dışarıdan HDP destekli CHP-MHP koalisyonunun kurulamayacağı, Bahçeli’nin bütün kapıları kapatan katı tutumundan anlaşılıyor...
Geriye CHP-AKP veya AKP-MHP koalisyonları ihtimali kalıyor...
Bu durumda Kılıçdaroğlu ve Bahçeli seçim meyanlarında söylediklerinin hepsini yalayıp yutacak mı?..
Millet, AKP’yi iktidardan devirme iradesini gösterdi...
Bunlar “uzlaşma” diyerek...
“Devri sabık yaratmayacağız” diyerek...
“Rövanşist olmayacağız” diyerek...
AKP’yi tekrar iktidara getirmeye çalışıyorlar, adına da “uzlaşma” diyorlar...
* * *
Bir CHP-AKP koalisyonu kurulması halinde CHP örneğin Dışişleri, İçişleri, Adalet ve Milli Eğitim bakanlıklarını alabilecek mi?..
AKP il başkanı gibi çalışan valileri merkeze yollayabilecek mi?..
AKP’ye hizmet eden emniyet müdürlerini değiştirebilecek mi?..
Geniş çapta büyükelçi değişiklikleri yapabilecek mi?..
Onurlu bir dış politika izleyip ülkeyi Suriye batağından çıkarabilecek mi?..
Uzlaşma nasıl olacak?..
* * *
Eğitimde yap-boz sistemi ortadan kalkacak mı?..
4+4+4 garabetine son verilebilecek mi?..
HSYK’da yeni yapılandırmaya gidilip yargının bağımsızlığını sağlayabilecek mi?..
Uzlaşma bütün bunların OLMAMASI için mi gerçekleşecek?..
Böyle bir uzlaşmaya da, uzlaşma kültürüne de bizim ihtiyacımız yok arkadaş!..
TEOG!..
Hangi ülke sınav sistemlerini yap-boz haline getirme ve her sınavda bir skandal yaratma konusunda bu kadar başarılı (!) olabilir?..
Evire çevire, döndüre döndüre öğrencilerin de velilerin de başını döndürdüler...
Her sınavda ayrı bir fiyasko, ayrı bir skandal...
Şimdi de Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavında bir sorunun yanlış olduğu yolunda dava açıldı ve mahkemeden karar bekleniyor...
Kolejlerde kayıtlar durdu, ailelerin bütün programları altüst odu, öğrenciler belirsizlik içine düştü...
Eski Maarif Vekilinin “Şu mektepler olmasa maarifi idare etmek ne kadar kolay” dediği gibi bir hale düştüler, ama Bakan bey görevinin başında...
Eğitim sistemi değişiyor, sınav sistemi değişiyor, skandallardan kurtulamıyoruz...
Bu nasıl bir bakanlıktır, bu nasıl bir eğitim bakanıdır?!.