Daha ilkokulda kafamıza işlerler; Herkes kötülüğümüzü istiyor, hepsi düşman... Biz de paranoyakça her olayı birilerine bağlarız. Komplo teorileri üretir kendimiz bile inanırız.
Çoğunlukla da suçlanan İsrail ve Amerika olur. Olur ama dışarıya karşı öyle olur... Hâlbuki birilerinin gemicik ticareti devam eder, filoları gelir gider...
Oysa ülkeler arasındaki ilişkiler sadece menfaate dayanır. En azından dayanmalıdır.
İngiltere, Fransa ile yüzyıl savaşlarını yaptı. İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya Fransa’ya daldı. İngiltere’yi bombaladı. Şimdi canciğer kuzu sarmaları Avrupa Birliği çatısı altında birlikte selfi çekiyorlar.

TRAFİK SIKIŞSIN İSTİYORLAR!

Biraz da iğneyi kendimize batıralım; Biz değil miydik Suriye, Libya, Mısır’ın içişlerine karışan? Muhaliflere para, silah yollayıp ülkeleri karıştıran...
Sonra da “Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor!”
Denilen o ki; Marmaray ve üçüncü köprü ile gözlerini korkuttuk! Türk bankalarının, Avrupa bankalarından aldıkları sendikasyon kredileri ile para sağladıkları İzmit Körfez geçiş köprüsü ve üçüncü havalimanı ile adeta titrettik! Hayalden ibaret Kanal İstanbul ile rahatsız ettik.

PARAYI ALIRKEN İYİ

Dış mihraklar belli ki İstanbul’da trafik sorununun çözülmesini istemiyorlar! Ancak biz bu oyunlara gelmedik.
Dedim ya yapalım diye parayı onlar veriyor. Faiziyle tabii... Ekonomik ilişkilerde kimse kimseye zorla kredi vermez. Tabii ki borç verirken en kârlı biçimde vermek ister.
Esas sen ekonomini batırma ki, ticaret devam etsin. Paran olmadığı halde devasa projelere başla ki, yüksek faizi kabullen...
Yabancılar sırf senin devletine ve milletine daha kolay borç verebilmek için neredeyse bütün bankalarını satın almışlar, gidip de batmanı isterler mi? O zaman kendi kredilerini batırırlar.

BİZİ BATIRMAK İSTESELER

Asrın lideri, faiz lobisi ve dış mihrakların Türkiye’yi krize sokmaya çalıştığını söyler durur.
Bizimle uğraşmak isteseler, 400 milyar dolar dış borcuna karşın 100 milyar dolar rezervi olan Türkiye’yi batırmaları bir haftayı bulmaz. Ha rezerv dediğimiz de çoğu yabancı olan bankaların yatırdıkları zorunlu karşılıklar ve hazinenin parası...  Kullanılabilir kısmı üçte biri bile değil...
Demem o ki; İşler kötü gidince illa suçlayacak birilerini bulursun. İnsanlar da buna bir inanır, iki inanır, üç inanır, hadi bizim memlekette on üç inanır. Bir yerde inanmaz. İşte çoğunluk artık orada! Emin de değilim, oradadır inşallah...