Suriye bataklığı ile Irak bataklığı geldi Urfa’nın Suruç İlçesi’nden Türkiye’ye girdi. Bataklıkta üreyen, gelişen, serpilen, korunan ve beslenip büyütülen robotlaşmış bir genç vücuduna A-4 bomba bağlayıp patlatması sonunda 32 Türk vatandaşı canından oldu. Aynı gün PKK, Adıyaman’da askerimizi şehit etti.
Bataklık Urfa’ya geldi.
Yayılacaktır.
Yakında İstanbul’a ulaşır.
Analar ağlaşır.
Bataklık üretmenin ve Ortadoğu’yu yönetmenin üst aklı düğmeye bastı.
Anadolu Iraklaşsın!
Türkiye Suriyeleşsin!

* * *

KOBANİ IŞİD’in elindeydi.
KOBANİ’yi kim kurtardı?
PKK ile PYD kurtardı diyorlar. Baştan aşağı yalan. ABD savaş uçakları kurtardı.
ABD savaş uçakları yukarından bomba yağdırıp PKK ile PYD’ye cephe tutma kuvveti vermeseydi KOBANİ, IŞİD’in elinden alınamazdı. KOBANİ’nin Arap IŞİD’in elinden KÜRT PYD ile KÜRT PKK’nın eline geçmesini içine sindiremeyenlerin intikam duygusu için gövdesine bomba sarılmış bir IŞİD’li bataklık çılgını Urfa’nın Suruç İlçesi’nde 32 canı aldı.
Türkiye bataklığa çekildi.

* * *

Bataklığa çekilen Türkiye, birkaç yıl sonra IŞİD’in, PKK’nın, PYD’nin, YPG’nin, YPJ’nin ve say say bitmez bir yığın bataklık üremesi örgütün iyice yerleştiği; gençlerin kanı, suçsuz masum insanların canı ile beslenen kan-revan gölüne dönüştüğünde muhtemelen “bölgenin yeni düzen kurucu aktör ülkesi İran’dan” yardım istenebilir. Tarihçiler yazıyordur: Türkiye bataklık olmaya “Analar Ağlamasın” süreciyle başladı. Ordu’yu kışlasına, Polisi karakoluna hapis edip, bölgenin güvenliğini PKK’ya bırakarak kendisini Saray’ında 2023 yılına kadar kalıcı yaptıracak Doğu Anadolu’nun dindar Kürt oylarının peşine düşenlerin uydurduğu altı boş “analar ağlamasın süreci” Urfa’nın Suruç İlçesi’nden Türkiye’ye giriş yapan PYD-IŞİD çatışması çamurunda eriyip dağılmaya yüz tuttu.

* * *

Çünkü Ordu kışlasından başını çıkaramaz yapıldı, polis karakol kapısından dışarı adımını atamaz kılındı.
PKK ise silah bırakmadı.
Yol güvenliği yüzü poşulu eli Kalaşnikoflulara bırakıldı.
Türkiye sınırları elek oldu.
Türkiye’nin MİT’inin adı; “TIR’ları ile silah taşıyarak bataklık beslemelerine destek verdi” diye yazıldı. Bataklık Suruç’a işte böyle sorgusuz sualsiz girdi. Arap IŞİD, Suruç’ta kültür merkezinde toplanmış üniversite öğrencisi Kürt ve Türk gençleri ayrım yapmadan vurdu. Kürt gençler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydı.

* * *

32 vatandaşımız gitti.
10’u genç üniversiteli kız.
22’si genç delikanlı.
Ve 1 Mehmetçik de Adıyaman’da PKK kurşunu ile öldürdü.
Bataklık Urfa’dan giriş yaptı.
Analar ağlıyor.

Sayın eski Bakan konuşsa...(!)


Niçin susuyor? Her şeyi biliyordur. Tayyip Erdoğan’ın avukatlığını yaptı. Sonra AKP’den milletvekili oldu. Sonra 4 yıl bakanlık yaptı. Adı hiçbir yolsuzluğa karışmadı, temiz kaldı. Ahmet Davutoğlu Hayati Yazıcı’yı yeniden bakan yapmadı. Ayakkabı kutularında dolarlar, bakan oğlu kasalarında Eurolar çıktığı ve rüşvetlerin Reza Zarrab ile bağlantılı olduğunun kasetleri yayınlandığında Gümrük ve Ticaret Bakanı idi. Gümrük Bakanlığı baş müfettişine; “Reza Zarrab’ın şirketinin 89 kere yanlış beyanname verip hayali altın ithal ettiği ve dışarıya döviz çıkardığını” belgeleyen raporu yazması için izin verdi. Bu rapor Meclis’ten gizlendi. Meclis, “Reza Zarrab’ın da içinde yer aldığı 4 bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi dosyasını” akladı. Rapor neden Meclis’ten ve halktan gizlendi? Sayın eski Bakan Hayati Yazıcı bir konuşsa ya... Dosyanın yeniden açılmasına katkı yapsa ya...