Tarih ve coğrafya böyle örmüş. Avrupa ile Asya arasında hep geçiş ülkesi kaldık. Merkez ülke olamadık.
Savaş, kuraklık, hastalık.
Anadolu sığınma evi oldu.
Petrole, doğal gaza...
Köle ticaretine...
İşçi emeğine...
Mamul malların trafiğine...
Altına, paraya...
Esrara, eroine...
Geçiş köprüsü oldu.
Avrupa ülkeleri; petrole, doğal gaza, işçi emeğine, ürettiği yüksek teknolojik ürünleri satmaya ve ucuz hammaddeyi almaya ihtiyaç duyduğunda “Türkiye’nin köprü ülke olmasına” hep alkış tuttu. Doğal gaz ve petrol boru hatları döşenmesini destekledi.
Arka sıvazladı.
El sıkıştı.
Ne oldu?
Aç, susuz, işsiz, bezgin, perişan Suriyeliler, kundaktaki çocuklarıyla beraber Avrupa ülkeleri kapısına dayanınca “Türkiye’nin köprülüğü” bitti.
***
ABD ve AB suratını astı.
Azarlamaya başladılar.
Köprüyü yönetemiyorsun.
Suriyelileri Anadolu’da tutamıyorsun. Savaştan kaçan bu insanları para karşılığı Avrupa sınırına getiren “insan kaçakçılarını” yakalayıp cezalandıramıyorsun. Suriyelileri kendi ülkelerinde tutacak “güvenli bölge formülü” öne sürüp BOP planını da bozmaya kalkıyorsun.  Köprü ülke Türkiye’yi yönetenler yani daha dün elleri sıkılıp, arkaları sıvazlananlar (Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu) ise ABD ve AB’den azarı gördüler, anında döndüler.
“Esed ile de olur”
Demeye başladılar.
Ayıptır.
Bu ne dönekliktir?
5 Eylül 2012’de:
“Şam’da namaz kılacağız”
30 Aralık 2012’de:
“Ey Esed, seni tanımıyoruz”
5 Mayıs 2013’te:
“Vallahi hesap vereceksin”
Sözlerinin tükürüğü henüz kuramadı. Dün bu cümleleri söyleyenler, bugün ABD-AB-RUSYA-İSRAİL’in;  “Suriye’de Esad’lı bir geçiş projesini” ısıtmasına yandaş oldular. Esad bir süre daha kalacak fakat sonunda Suriye yine 3’e bölünecek.
***
BOP, eş başkanı ülkeydik.
Eş başkanlığı buhar oldu.
Güvenli bölgeye de izin yok.
Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu’na yani Türkiye’ye  “söz hakkı, öneri getirme hakkı” kaldırıldı. Suriye sorununu Rusya ile ABD, AB’nin de onayıyla, BOP Projesinde ne yazıldıysa o kapsamda,  çözecekler.
Türkiye masadan atıldı.
Çünkü doğum başlayacak.
Ortadoğu doğuracak.
Irak doğurdu.
Üç devlet oldu.
Sünni, Alevi, Kürt.
Suriye’de doğuracak.
Üç devlet olacak.
Sünni, Alevi, Kürt.
***
İşte ABD-RUSYA- AB ve İsrail’in baş ebeliğini yaptığı bu doğum masasında “Türkiye ile Suriye arasındaki 911 kilometrelik kara sınırı da buharlaşmaya” bırakılacak. BOP planına göre, bu buharlaşma sonunda Türkiye’nin Güneyindeki Kürtler ile Suriye’nin Kuzeyindeki Kürtler birleşip burada “yeni bir Kürt devleti doğumu” gerçekleşecek. Kuzey Irak’taki petrol ve doğal gaz da bu buharlaşan sınırın yerinde oluşacak koridor Kürt devleti ile Akdeniz’e ulaşıp, Avrupa’ya kullansın diye pompalanacak.
BOP... Hop... Hop...!

Hacıyı öldürmeden!

Suudi Arabistan Kralı, Hac Bakanı, Mekke Belediye Başkanı, Mekke Emniyet Müdürü’nü görevden aldı. Türkiye Diyanet İşleri Başkanı, “Bir hac farizası sırasında 700 kardeşimizin çiğnenerek ölmesinin hiçbir mazereti olamaz” dedi. İlahiyatçı yazar Ali Bulaç da köşesinde; “Yazık ki İslam aleminin tümü kötü yönetiliyor... Kabul edelim biz Müslümanlar ahlaken de, sosyopolitik olarak da çökmüş durumdayız. Bu ne kaderdir, ne fıtrattır. Bizim utancımızdır...” diye yazdı. O kadar Türk şirketi var. Son 13 yılda devletten büyük işler aldılar, kayrılıp kollandılar. Hacıyı öldürmeden hac yaptıracak bir organizsyon modeli niçin üretip öne çıkmıyorlar?