Seçim yapıldı ancak hükümetin nasıl kurulacağı belli değil. AKP, tek başına iktidar olabilmek için en az 20 milletvekili mi transfer edecek ya da partilerinden istifa ettirilecek 20 milletvekili AKP’yi dışarıdan mı destekleyecek, AKP ile CHP koalisyon hükümeti mi, AKP ile MHP ortaklığı mı, CHP ile MHP’nin ortak olacağı, HDP’nin destekleyeceği hükümet mi kurulabilecek bunlar tam anlamıyla belirsizliğini koruyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklamalarda koalisyonun ya da kurulacak bir hükümeti dışarıdan desteklemeyi düşünmediklerini açıkladı. Daha doğrusu muhalefette kalmayı parti çıkarları açısından daha uygun buluyor. Bahçeli’nin yaptığı her açıklama, “hükümet kulisi” dengelerini alt-üst ediyor. Buna rağmen, MHP içindeki deneyimli bazı milletvekilleri Bahçeli’nin bilgisi dışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la, Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla görüşüyor.


İKİ YIL BAŞBAKANLIK
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir karar almadan önce milletvekillerini, belediye başkanlarını, il başkanlarını, parti yöneticilerini dinliyor, görüşlerini alıyor. Dün de il başkanlarıyla görüştü. Üç görüş ortaya çıkıyor: 1- Kesinlikle AKP ile koalisyon yapılmasın. 2- AKP ile koalisyon yapılabilir ama ilkeleri, kuralları biz koyalım. 3- Koalisyon, CHP’nin önderliğinde olsun.
AKP-CHP koalisyon hükümeti kurulursa ilk dönem başbakanlık hangi partinin olacak? CHP, güvenmediği AKP’ye başbakanlığı bırakmak istemez. Ayrıca CHP’nin gündeme getirdiği yolsuzlukların hesabının sorulması, yargı sisteminin rayına oturtulması, eğitim sistemindeki karmaşanın giderilmesi için 4 yıllık hükümet döneminin ilk iki yılının AKP’de olmaması gerekiyor.


AKP’DEN BAŞBAKANLIĞI İSTEMELİ

CHP yöneticilerinin, AKP’ye güvenmemesi için çok neden var. Ayrıca, ülkenin normalleşebilmesi, dış politikada sorunların aşılabilmesi için AKP’nin yapamayacaklarını CHP rahatlıkla yapabilir. Olası bir AKP-CHP hükümetinde, ilk iki yıl başbakanlığın CHP’de olmaması halinde ülkede değişen bir şey olmaz. Dahası, ikinci dönemde AKP, CHP ile yaptığı protokolü bile unutur.
Çünkü, CHP bunları geçmişte de yaşadı. Örneğin 2011 yılında milletvekili seçilen ancak cezaevinde olan 5 milletvekili için çözüm arayışları vardı. AKP ve CHP, 6 kişilik komisyon belirledi. İmzalanan protokolle, cezaevindeki milletvekillerinin TBMM’de olmaları gerektiğine vurgu yapıldı, “Çözüm yeri TBMM’dir. Milletin verdiği onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM’de olmaları gerekir” denildi. Ancak protokolün daha mürekkebi bile kurumadan, AKP milletvekilleri çark etti, Erdoğan da “Ne protokolü” diyerek kendi parti yöneticilerinin imzasını bile yok saydı. O yüzdendir ki, CHP’nin AKP ile koalisyon için koşulu ilk dönem Başbakanlığın CHP’de olmasıdır.
Kılıçdaroğlu ve yakın çalışma arkadaşlarının MHP’ye bakışı daha farklı. Bir koalisyon halinde istenirse Kılıçdaroğlu Başbakanlık koltuğunu ülkenin çıkarları için önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye vermeye hazır. Yani AKP’den başbakanlık isteyen CHP lideri, MHP’ye başbakanlık koltuğunu öneriyorsa, bu Bahçeli’ye olan bir güvenin sonucudur.


SORUNLARI ÇÖZECEK OLAN...
Sonra dış politikayı düzeltmeden, iç politikamız nasıl düzeltilecek? Suriye, Mısır, Irak, aklınıza gelen her ülkeyle Türkiye’nin sorunları var. Sorunların bu hale gelmesinde Dışişleri Bakanı ve Başbakan olarak önemli rolü bulunan Ahmet Davutoğlu, kolay kolay Mısır’a, Suriye’ye gidemez. Ama CHP’li bir başbakan rahatlıkla gider ve aramızdaki buzları eritebilir.
Bugün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeminine sadık kalmadığı, Anayasayı çiğnediği, yasal sınırların dışına çıktığı sıkça gündeme getiriliyor. Erdoğan’ın yasal sınırlara çekilmesine Başbakan Davutoğlu’nun gücü yetmez. Ya da böyle bir çaba içine girmez. Ama CHP’li başbakan bunun mücadelesini rahatlıkla verebilir.


SON SÖZ YİNE SARAYIN
Cumhurbaşkanının, AKP’nin içinden elini çekmemesinden Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun rahatsız olduğu biliniyor. Ama parti içindeki dengeler, Erdoğan’ın ne zaman ne yapacağı belli olmadığı için Davutoğlu birçok olayı sineye çekmeye devam ediyor.
Bunun da nedenleri var. AKP’li 258 milletvekilinden yaklaşık 100’ü Davutoğlu’na bağlıysa, 158’i de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediğini yapacak durumda. O yüzden Ahmet Davutoğlu’nun gönlünden CHP ile koalisyon yapmak geçse bile bu konuda son söz yine “saraydan” yankılanacak.