İzmir onu “Belediye Başkanı” yapmadı...
“Başbakan” yaptılar...

*

Orta oyunu gibi bir şey...
Önce Davutoğlu “istifa edeceğini“ öğrendi...
İstifa edeceğini başkasından öğrenen ilk devlet adamıydı...
İstifa etti...

*

Arkasından “Düşük profilli bir başbakan“ arandığını söylediler...
“Ben düşük profilliyim“ diyen koştu...
Laf dinleyen...
İradesiz...
Pısırık...
Kişiliksiz...
Gibi şartlardan birisi de yeni başbakanın badem bıyık sahibi olmasıydı...
Adaylar bıyık bıraktılar, böylece berber de girmiş oldu mu demokrasinin içine?..

*

Şu an; yeni başbakanı seçecek kongre yapıldı mı?..
Yapılmadı...
Ama Binali Yıldırım yeni başbakan oldu mu?...
Oldu...
Yani kurultay delegesi de daha kimseyi seçmeden, Binali Bey’i seçti mi?...
Seçti...

*

Soytarılaştırılmış demokrasi, ancak bu kadar olur...
Sırrı ne bunun?..

*

17 şirketleri var, oğlunun 28 gemisi...
24 yaşındayken ilk gemisini 445 bin Euro’ya almış, şimdi 1.5 trilyonluk filo... Ankara Feribotu’nu devletten ihalesiz kiralayıp işlettiğinde, baba Ulaştırma Bakanı...
Ömür boyu memur maaşı almış babaya “Nereden buldunuz bu kadar parayı” diye sorduklarında “bilet sattık“ dedi...

*

Bu kadar benzerlik olur...
Zavallı Davutoğlu bu bakımdan fazla uymamıştı...
Bu “cuk“ oturdu...

*

Böyle bir ilişkidir bu; babalar, oğullar, gemiler, filolar, dolarlar, kasalar, kutular...
Siz dört bakan gitti, mesele kapandı diyorsunuz ama...
17/25 başbakanlığa terfi etti...
Lamı-cimi yok...