Emekli yarbay Ekrem ne zaman darbe-marbe olsa başına yara bandı sarardı...
Otuz sene önce Kore’de yaralanmıştı, darbe zamanlarında başına yara bandını dolar, öyle çıkardı sokağa...
Kızılay’da kalabalığa karıştığı an, millet onu omuzlara alır “En büyük asker bizim asker” diye havada gider, Sıhhiye Meydanı’nda inerdi...
Millet sokağa döküldüğünde dolmuşa para vermezdi...

*

Darbe zamanlarında holdingler emekli askerleri kapışır, en işe yaramazları apartmanlarda “apartman yöneticisi” yaparlardı... Gece apartman sakinlerine “alarm verdim” diye, kapıcı odasında “sığınakta mevzilenme” tatbikatı yaptıran vardı...

*

Sitelerde bir alçı ustasının öyküsü yayınlandı; alçı atölyesi iflas edecekti ki darbe oldu, Atatürk büstü imalatına başladı, köşeyi döndü...

*

Rektörler, yüksek yargı organları, cübbelerini giyip kapatılmış TBMM’de uzun bir kuyruk oluşturarak, askerlere bağlılıklarını bildirmeye gittiler...
“Utanmıyor musunuz?” diye yazı yazmıştık...

*
Gece bürokrat çocuklarının elinden ders kitaplarını alıp “Uzun uzun kavaklar/ Dökülüyor yapraklar/ Ben atama doymadım/ Doysun kara topraklar” şiirini ezberlemişlerdi, bunu sıkıyönetim mahkemesinde okumaya kalkan oldu...
Tutuklanan bürokrat olsun, akademisyen olsun, sendikacı olsun cebinden “Ben yazdım” diye bir Atatürk şiiri çıkarıyordu...

*

Darbe karşıtı yazı mazı yazılmazdı...
Herkes herkesi “Atatürkçü değil” diye ihbar eder, ispiyonculuk tavan yapardı...

*

Odalar, borsalar, birlikler, meslek kuruluşları, işveren dernekleri, sendikalar, holdingler, tanınmış işadamları, darbecilere teşekkür bildirileri yayınlarlardı...
Bunların hepsi arşivlerde var, birisi çıkarıp yayınlasa...
Ya da açın dünkü gazetelerin sayfalarına bakın; işte aynısı...

*

Emin olun bu darbeciler başarılı olsaydı aynı şey yaşanacaktı...
Şu televizyon televizyon gezip darbeyi lanetleyenlerin, küfürler savuranların, bildiri yayınlayanların cebinde birer Fethullah Gülen külahı olacaktı...
Pensilvanya’ya giden uçakların koltukları çoktan kapatılmıştı...

*

Bu yalakalıklar yüzündendir Türkiye huzur yüzü görmedi...
Görmeyecek...
Suçların ve hataların sırtını sıvazlayan ikiyüzlülük, adam gibi bir yönetimlerin önünde her zaman en büyük engeldi...
Hep güçlüyü yalayan bu utanmazlar yüzünden, ülkeyi yönetenler hep şımardılar ve yönlerini şaşırdılar...

*

Kapatın gözlerinizi, filmi tersten sarın....
Yarbay Ekrem başı sargılı, omuzlarda “En büyük asker bizim asker” diye Kızılay’dan aşağı gidiyor, Sıhhiye’de inecek...