Sevgili okuyucularım, Türkiye’de bugüne kadar basının ve gazetecilerin böylesine baskı altına alındığı bir dönem hiç yaşanmadı.
Hükümet bunu doğal olarak inkar ediyor ama gerçekler ortada.
Sadrazam Davutoğlu Ahmet İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen sosyetikler toplantısında nutuk attı ve aynen şöyle dedi:
“Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda herhangi bir engelleme ve sınırlama söz konusu değildir. Tutuklamalarla (gazetecilerin tutuklanmasıyla) ilgili gelişmeleri yakından izliyoruz. 17 kişiden hiçbiri gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklu değil...”
Demek ki hapishanelerimizde 17 adet tutuklu gazeteci varmış.

* * *

Davutoğlu Ahmet bu sözleriyle gerçekleri çarpıtıyor. Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda var olan engelleme ve sınırlamaların göstergesi tutuklanıp hapse atılmış olan gazetecilerin sayısı değildir.
Basının çok büyük bir bölümü iktidar tarafından şu veya bu biçimde ele geçirilmiş ve özgürlüğü zaten kısıtlanmıştır.
Bunu nasıl başardılar?
Çeşitli yöntemlerle!..
Örneğin devlet bankalarından bazı patronlara sağlanan yüzlerce milyon dolarlık kredilerle belli kişi ve kurumların medya patronu olması ve yandaşlık yapması sağlandı.
Açın televizyon kanallarını, açın gazeteleri ve internet haber sitelerini, bunların tümünü karşınızda göreceksiniz.
Her biri iktidar sözcüsü olarak görev yapmaktadır.
Reklamlar onlara hortumlanır. Kamu kurumlarının ve devlet bankalarının reklam paraları onların ceplerine aktarılır.
Yayın organlarının muhalefet yapmasına izin verilmez.
Aksi takdirde kafalarına balyoz indirilir.

* * *

Basını ele geçirmenin en önemli yolu ve yöntemi, oralarda çalışan muhalif gazetecileri şu veya bu yolla korkutup sindirmek, tavırlarında ısrar ettikleri takdirde patrona emir verip işten kovdurmaktır.
Bu baskıya hiçbir medya patronu dayanamaz.
Bu kovulma olayını bire bir yaşamış bir gazeteci olarak en ince ayrıntılarına kadar biliyorum.
Sadece ben değil, AKP dönemlerinde yüzlerce gazeteci işten kovuldu.

* * *

Basın özgürlüğü konusunda herhangi bir sınırlama ve engelleme yokmuş!
Allah’tan kork Davutoğlu Ahmet!
Kendisine burada birkaç örnek vermekle yetineyim.
Bugün Gazetesi, Bugün televizyonu ile Kanaltürk televizyonu, sahiplerinin elinden alınıp iktidara devredildi.
Yüzlerce çalışan işten nasıl çıkarıldı?..
Ve o yayın organları iktidarın emrine nasıl sokuldu?

* * *

AKP döneminde işten çıkarılan, siyasi nedenle kovulan gazetecilerin isimlerini burada tek tek yazmaya niyetlensem sayfalar yetmez.
Yandaş Habertürk Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı vardı. Hükümeti eleştiren iki yazısı çıktı ve biletini anında kestiler.
Kovulmadı ama yazı yazma özgürlüğü elinden alındı.
Fatih şimdi sadece spor yazıları yazıyor, suya sabuna dokunmadan Fenerbahçe Galatasaray muhabbeti yapmak zorunda kalıyor.
Aynı gazeteden bir örnek daha vereyim. Yılların yazarı Fehmi Koru vardı...
Fehmi, Abdullah Gül’e yakın olan bir gazeteci idi. İktidar yandaşı idi ve genelde Gül’e yakın dururdu...
Birkaç hafta önce onun da yazılarını kestiler ve gazeteden kovdular...
Zira Abdullah Gül’le iktidar partisinin arasına kara kedi girmişti. Gül’e yakın olan bir gazeteciyi görevde tutmaları artık mümkün değildi.
Gülay Göktürk yandaş Akşam Gazetesi’nin yazarı idi. Günün birinde Tayyip’in danışmanı Yiğit Bulut’u eleştirdi diye anında şutlandı.
Yandaş Sabah’ın yandaş karikatüristi Salih Memecan’ın başına aynı şey geldi.
İktidar, özellikle yandaş medyayı iyi kolluyor ve en ufak bir ters düşmeyi,
gazeteciyi kovdurarak cezalandırıyor.
Şu anda iktidarın elini uzatıp adam kovduramadığı sadece birkaç gazete ile birkaç televizyon kanalı var.

* * *

Şimdi böyle bir ortamda sen sadrazam kimliğinle ortaya çıkıp “Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda herhangi bir engelleme ve sınırlama söz konusu değil” dersen, sana gülerler!
Bu sözlerin gerçek olmadığını, yalan olduğunu yandaş olsun veya olmasın binlerce gazeteci biliyor...
Dahası, Davutoğlu Ahmet bu sözleri Avrupa’da yabancıların önünde söylüyor...
O yabancı gözlemciler ki, bizim basının durumunu bizden çok daha iyi biliyor!
O halde kime yutturacaksın bunları?

* * *

Şimdi bir gerçeği itiraf edeyim, çok acıdır ama doğrudur...
Türkiye’de çok sayıda köşe yazarı “Aman başıma bir iş gelmesin” deyip kendi yazılarını sansür ediyor... Buna iktidara her gün övgüler düzen yandaşlar dahil...
Zira herkesin önünde, kovulanların çarşaf gibi listesi var.
Kovulan iş bulamıyor, hele muhabir arkadaşlar çoğu zaman açlığa mahkum ediliyor.
Davutoğlu Ahmet bunları bilmiyorsa gelsin, birkaç aklı başında gazeteciyi toplayıp sorsun ve öğrensin...
Boşa konuşmasın, hiç değilse Avrupa’yı ve biz gazetecileri kandırmaya kalkışmasın.