Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kış koşullarında gerçekleştirdiği “Fırat Kalkanı Harekatı”nın bugünden yarına biteceğini kimse beklemesin. Her ülkenin o yörelerde farklı hesapları var. ABD’nin Suriye’de “kara gücü” olarak kullandığı YPG’ye dolayısıyla PKK’ya önemli ölçüde destek verdiğini Türk güvenlik birimleri çok iyi biliyor.
Terör örgütlerine yalnız eğitim, taktik desteği değil silah, mühimmat desteğini sürdüren ülkeler konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun elinde istihbarat birimleri tarafından elde edilen görüntüler var. PKK’ya en kritik dönemlerde ABD’lilerin helikopterle yardım malzemesi attığını dönemin Genelkurmay Başkanı rahmetli Doğan Güreş’ten de dinlemiştim. Güreş, ABD helikopterlerinin kendilerinden izinsiz uçması halinde vurulması emrini de vermişti.

ASKERİMİZİ IŞİD’E SATTILAR

Askerinizin bir ülkeye girmesi kolay ama çıkması zor. Şu anda Özel Kuvvetler Komutanlığı, Kayseri 1. Tugayı ile 4. Komando Tugayı’na bağlı askerlerimiz Suriye topraklarında... Giden askerleri dinlendirmek için yerlerine aynı tugaylardan asker geliyor. Tabii ki o koşullarda askerimize sıcak yemek çıkartmak mümkün olmuyor. İstediği zaman banyo da yapamaz.
Geçen yılın bu aylarında Diyarbakır’ın Sur, Şırnak’ın Cizre, Mardin’in Nusaybin ilçelerinde de asker operasyon yapıyordu. O zaman banyo, sıcak yemek imkanları sağlanıyordu. Burada ise tabii ki bazı sıkıntılar yaşanıyor. Ama Genelkurmay askerimizi kumanyasız, ikmalsiz bırakmıyor, sıkça birlik değişimleri yaparak askerlerin dinlenmelerini de sağlıyor.
Orada görev yapan askerlerimizin morallerinin yerinde, alana da hakim olduğunu belirtelim. Ama buraya gelene kadar askerimizin uğradığı ihanetler de var. IŞİD’in kaçırdığı öne sürülen iki askerimiz, kaçırılmaktan çok, orada güvenilen bazı kişiler tarafından IŞİD’e satıldı.

SONUNA KADAR ÇATIŞTILAR

Yabancı bir ülkede görev yapmak tabii ki kolay değil. Birisi 2007, diğeri 2012 dönem mezunu olan iki astsubay, Suriye’nin Ziyare köyü yakınında 4. Komando Tugayı’nın ele geçirdiği Karadağ üs bölgesinde görevliydi.
İki asker, yanlarında Suriyeli tercümanla birlikte Hundai marka sivil otomobille üs bölgesi yakınında “kısa mesafeli” keşif yapıyordu. Sivil giyimli askerlerimizin daha önce geçmediği, sadece o gün geçişlerinin planlandığı yolda IŞİD militanları pusu kurmuştu. Askerlerimiz, IŞİD’lilere teslim olmadı. Onlarla çatıştı. Tercüman yaralı olarak kaçmayı başardı, astsubaylardan birisi de yaralandı. Mermileri bitene kadar çatışan askerlerimiz sonunda teröristler tarafından yakalandı.

ASKERİMİZ ALIYOR, ONLAR SATIYOR

Olayın haber alınmasından sonra Hava Kuvvetleri tarafından o gün IŞİD mevzilerine 200’den fazla bomba atıldı. İki askerimizin büyük bir olasılıkla Rakka’ya götürüldüğü değerlendirildi. Suriye topraklarında askerlerimiz kimseye güvenilmemesi gerektiğini, parayı bastıranın istediğini yaptıracağını anladı. CHP Milletvekili Mustafa Balbay’dan, bazı resmi yetkililerden öğrendiği bir bilgiyi dinledim. Balbay şunları anlattı:
“Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) dedikleri sağlam bir yapı değil. Askerimizin desteğiyle köyler IŞİD’in elinden alınıyor, ÖSO’ya teslim ediliyor. Bakıyorsunuz birkaç gün sonra o köyler yeniden IŞİD’in eline geçmiş. IŞİD militanları, ‘çatışma olmasın, siz burayı bize teslim edin’ diyor. Pazarlık yapılıyor, bazı yerler 5 bin dolar karşılığında yeniden IŞİD’e veriliyor. Ne oldu, sözde çatışma çıkmış, IŞİD’liler o yeri yeniden ele geçirmiş.”
Kuşkusuz, vatanını kurtarmak için canla başla çalışanlar çoğunlukta... Ama, aralarından kansızlar da çıkıyor ve hem askerimize, hem ülkelerine ihanet edebiliyor.

EL BAB’IN GÜNEYİNE İNİLMEYECEK

Türk yetkililer her fırsatta “Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Suriye toprağında gözümüz yok” diyor. Bunu söyleyen yetkililer keşke Suriye’de rejimi değiştirmek adına da bu işlere girmeseydi ve belki durum şimdi ülkemiz açısından daha farklı olacaktı.
Askerimiz El Bab’da ama bundan sonra güneye inme düşüncesi yok. Şartlar sağlandığı zaman da oralardan çekilecek. Ama bu ne kadar sürer belirsiz. Askerimiz, Rakka’dan gelmek isteyen her biri istendiğinde hemen canlı bombaya dönüştürülecek teröristlerin ve ikmal malzemelerinin El Bab’a girmemesi için yollarını kesiyor.
Türkiye’yi yarı yolda, yapayalnız bırakan başta ABD olmak üzere koalisyon güçlerine güven de kalmadığı gibi bazı ülkelerin terör örgütlerine destek vermesi de canımızı fena acıtıyor.