“Şırnak, Nusaybin ve Yüksekova’da operasyon yapılacak.” Bu açıklamayı İçişleri Bakanı Efkan Ala yapıyor. Yani ilin, ilçelerin bu hale gelmesine, yüzlerce teröristin faaliyetlerine göz yuman bakanlığın başındaki kişi. Yani, önce il ve ilçenin teröristlerle doldurulmasına göz yumuluyor, sonra bunları etkisiz hale getirmek için operasyon başlatılıyor. “Doldur-boşalt” yöntemiyle ilçeleriniz de “savaştan çıkmış” gibi oluyor.
Şırnak, öteden beri terör örgütünün hedefindeki bir ilimizdir. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, AKP, CHP, MHP genel merkezleri, TBMM Başkanlığı’na yeni değil, 7 Eylül 2015 tarihinde gönderilen dilekçeyi okuyalım:
“Konu: Şırnak’ta Bölücü Terör Örgütü PKK’ye karşı Anayasal bir zorunluluk olmasına rağmen alınması gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması nedeniyle, her yönüyle alt üst olan ve bozulan maddi ve manevi yaşantımızın normale dönebilmesi için bir an evvel her türlü güvenlik tedbirinin alınması talebimiz hakkında.
Halen İsmet Paşa mahallesinde yaşayan kalabalık bir ailenin büyüğü olarak hayatımı idame ettirmekteyim. Şırnak il merkezinde yaşayan ve her zaman için her koşulda bölücü teröre karşı güvenlik güçleriyle birlikte mücadele etmiş olan ve halk nazarında Tatarlar olarak bilinen yaklaşık 2.000 kişilik ailenin mensuplarıyız.

TÜMENİN YANINDA TERÖRİST MEVZİLERİ

Bütün aile eşrafımızın ve akrabalarımızın gömülü olduğu Tümen’e yakın mezarlığa giden yola, mahallede yaşayanların destek ve yardımlarıyla bölgede bulunan silahlı terör mensuplarından da alınan cesaretle bu teröristler, Tümen’in yanı başında mevzi yapmış, ara ara yol kesip kimlik kontrolleri yapmakta ve böylece bizleri mezar ziyaretlerimizden alıkoymaktadırlar. Teröre karşı olan vatandaşların hem manevi hem de iş hayatları altüst edilmektedir.
Biz de sırf bunlarla karşılaşmamak için azami gayret göstermekteyiz. Öyle ki, bazen gündüz vakti dahi dışarı çıkamıyoruz, bağımıza bahçemize bakamıyoruz, işlerimize dahi bazen gidemiyoruz. Bilinmelidir ki, Şırnak’ta bizim gibi birçok insan bu teröre ve eylemlerine sözde değil, özde karşı çıkmakta ve gerekirse her an her türlü çatışmayı göze almaktadır. Bizler bu konuda gereken güvenlik tedbirlerinin alınmadığını ve alınmadığı için de bu bölücü terör ve destekçileri karşısında mağdur edildiğimizi söylemek istiyoruz. En doğal olan bu hakların güvenceye alınması konusunda gerekli tedbirlerin alınması hukuk ve yasa gereğidir. Sayıca az ya da çok olması da önemli değildir.

HAYATI ZİNDAN EDİYORLAR

Herkesin de bildiği üzere güvenlik güçlerinin girmediği mahallelerde teröristler cirit atmakta, istedikleri eylemi istedikleri saatte yapmakta ve yaptıktan hemen sonra da bu mahallelerden herhangi bir eve girip günlerce saklanmakta ve hatta tekrar eylem yapmakta! Mahalledeki destekçiler teröristlerin yakalanmaması için kadın ve çocukları kalkan olarak kullanmaktadırlar.
Bunca eylem ve şehide rağmen halen bu konuda gerekli tedbirlerin alınmaması ve buna göz yumulması, devletin temel görevi olan halkın can ve mal güvenliğini korumakla görevli idari amirlerin görevinde ihmal ve kusur gösterdikleri anlamına gelecektir ki bu da suçtur. Terör örgütünün bir amacı da bizim gibi teröre destek vermeyen kişi ve ailelere hayatı zindan etmek ve böylece bizi buradan göçe zorlamaktır. Bunun en önemli sebebi de artık sadece kendi destekçi ve yandaşlarının şehirde kalması ve böylece daha rahat terör faaliyetlerinde bulunabilmektir.

YASAL İŞLEM YAPILSIN

Sonuç olarak arz etmek isteriz ki, artık şehrin her yanında bulunan bu terör ve destekçilerinin hem ülkeye hem de bölgeye daha fazla zarar verememesi ve daha fazla can kaybı olmaması için gerekirse sıkıyönetim ve olağanüstü hal olmak üzere her türlü tedbirin alınması için gerekenin takdir ve ifasını talep ediyoruz. Ayrıca bu konuda zafiyet gösteren amir ve görevliler hakkında yasal işlem yapılmasını istiyoruz.
Aksi durum her gün teröre yakın medya ve özellikle sosyal medya kanallarında işlendiği ve empoze edildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti’ni zaafa uğratacak ve bu durum terörü daha da cesaretlendirecektir.”
Aradan aylar geçti. Bırakın durumun düzeltilmesini, sorunlar daha da büyüdü. Bugün Şırnak’a girilemiyor, kamu görevlileri helikopter olmadan ilden ayrılamıyor. Zamanında terör örgütünün bu yapılanmasına seyirci kalanlar şimdi askere, polise, “Teröristleri temizleyin” görevi veriyor. Anlaşılıyor ki Şırnak’ta da büyük bir yıkım olacak. Acaba, teröristlere göz yumup ilçelere doldurmak, sonra bunları etkisiz hale getirmek acaba Devletin yeni bir politikası mı?