Tayyip Erdoğan’ın, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump’la yaptığı ilk resmi görüşmede en önemli amaçlarından biri, “PKK’nın kolu olduğu çok açık olan PYD-YPG’yi silahlandırıp Rakka’ya ortak operasyon yapma” kararından vazgeçirmekti.
Erdoğan’ın bu amaçla geldiğini bilen Pentagon, planlarının bozulmasını önlemek için Beyaz Saray’a “YPG ile yola devam edecekleri” kararını önceden açıklatmıştı.

Trump’ın bu kararını değiştirmesinin çok zor olduğunu bilerek Washington’a gelen Erdoğan ve beraberindeki heyet, bu konuda istediği sonucu alamadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye hareketinden önce sorularımızı yanıtlarken, “DEAŞ’la mücadeleyi ve Rakka operasyonunu birlikte yapalım” önerisini tekrarladığını ancak Trump ve yönetiminin bu öneriye yanaşmadığını “Maalesef” vurgusuyla açıkladı.

Washington, çok önceden yaptığı “PYD-YPG tercihini”, Türkiye’nin uyarı ve önerilerine rağmen değiştirmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rakka’nın çoktan kuşatıldığını da belirterek, ABD’nin kararını verdiğinin anlaşıldığını da ifade etti.

İLK SİNYALLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelttiğimiz sorulara verdiği kapalı yanıtların taşıdığı sinyaller bu konunun Trump ve yönetimine açıkça söylendiğine işaret ediyor.

Cumhurbaşkanı’na yönelttiğimiz, “Türkiye’nin endişelerini giderecek garantiler verildi mi” sorusunu yanıtlarken, “Bunu hep söylüyorlar ama biz uygulamaya bakarız; Suriye’de oluşturduğumuz ve terörden temizlediğimiz kuşak veya sınırlarımıza yönelik bir saldırı olursa angajman kurallarını kimseye sormadan uygularız” demesi, sözlü garantilerin Ankara’yı ikna etmeye yetmeyeceği, uygulamaya bakılacağı mesajı taşıyordu.

Cumhurbaşkanı, verilen sözlerin tutulmadığını da anımsattı. Örneğin Membiç’te PKK-PYD-YPG unsurlarının Fırat’ın doğusuna çekildiğinin söylendiğini ancak bunun gerçeği yansıtmadığını, bu konuda yalan söylendiğini ima etti. Dolayısıyla Beyaz Saray’da YPG işbirliğinin Rakka’yla sınırlı olacağı, silahların Türkiye’ye karşı kullanılmasına müsaade edilmeyeceği, Suriye’nin kuzeyinde bir devlet oluşumuna izin verilmeyeceği gibi sözlerin, Erdoğan ve heyeti tarafından yeterli bulunmadığı ortaya çıkmış oldu.

Anlaşılıyor ki, uygulamada Fırat Kalkanı harekâtıyla kontrol edilen alana ve sınırlarımıza yönelik bir saldırı olursa, Türkiye askeri olarak cevap vereceğini Beyaz Saray’a iletmiş durumda.

DAHA ÖTESİ: GENİŞ ÇAPLI MÜDAHALE

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinin perde arkasını araştırırken, Türk heyetinin üst düzey üyelerinden bir yetkili, “Bunun daha da ötesi söylendi” diyerek Türkiye’nin pozisyonunu biraz daha netleştirdi: “Türk tarafı, Trump ve heyetine, ‘böyle bir saldırı olursa çok daha geniş bir askeri müdahalede bulunuruz’ diye açıkça söyledi. Karşı taraf da ‘Böyle bir durumda Türkiye’nin müdahale hakkını kabul etti.”