Kilo sorunu olanlar zayıflamak için hızlı hareket etmek ister. Önlerinde ise iki seçenek vardır. Birincisi, geçmiş deneyimlerin verdiği bıkkınlığı baz alıp ideal form için başlangıçta daha hızlı yol kat etmek. İkincisi ise çözümün yaşam şekli halini almasını sağlayıp kalıcılığını artırmaktır…

1) Çok düşük kalorili diyet ve hareketliliği artırmak


Bu tarz bir bakışta, güvenli bölgeden uzaklaşmamak için üç aylık süreçte vücut ağırlığının yüzde 15-25’nin kaybı hedeflenir. Bu tür bir program uygulayanların yüzde 25-50’sinin çok düşük kalorili diyetle hareketin arttığı programı tamamlayamadığı görülmüştür. Programın başarı oranının artması, yeterli protein içeriğinin, sıvı alımının, hatta kişinin enerji dengesinin bozulmaması için multivitamin desteğinin sağlanması gerekir.

buyuk_1

Bu risklere dikkat!


Düşük kalorili diyetlerde önemli olan uygulama süresidir. Bu süre sağlığınızı tehlikeye koyacak kadar uzarsa;

- Bağışıklık sistemi zayıflar
- Kalp rahatsızlıkları oluşur
- Çarpıntı
- Elektrolit kaybı
- Dehidratasyon (metabolizma suyu kaybı)
- Kalp krizi riski artar
- Kas kaybı (uzun süreli uygulamalarda kalp kasları zarar görür)
- Hızlı kilo verip alınca damar yapısı olumsuz yönde etkilenir
- Yetersiz beslenme ve protein alımına bağlı olarak saç kaybı ve cilt kalitesinde bozulma
- Bazal metabolizma hızı yavaşlar; böylece daha zor kilo verir ve daha kolay kilo alma döngüsü başlar
- Düşen kalori alımına bağlı baş ağrısı, huzursuzluk, yorgunluk, sinirlilik meydana gelir
- Adet düzensizlikleri
- Kabızlık
- Karaciğer yağlanması. Sıklıkla obeziteyle ilişkili bir hastalık olsa da hızlı kilo kaybı da karaciğer yağlanmasına yol açabilir.

2) Yavaş ama kalıcı kilo vermek


Kilo verirken vücudun değişikliklere adapte olabilmesi için kilo normal hızda verilmelidir. Fazla kilolu bireyler sonraki ayları da düşünerek hareket etmelidir. Düşük kalorili diyetler obez bireyler için makul bir yöntem gibi görülse de büyük problemler yaratabilir.