Tarih 23 Nisan 2010... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, koltuğunu 4’üncü sınıf öğrencisine bırakıp, nasihat veriyor; “Artık yetki sende. İster asarsın, ister kesersin!”
Belki o zamanki yetkilerle bunu yapması mümkün değildi ama yeni anayasayla isteyip de yapamayacağı hiçbir şey olmayacak başkanın...
Bakın, iyi ekonomi aslında çok basit prensipler üzerine kurulmuştur; Güven ve öngörülebilirlik. Şu anda Türkiye’de bu ikisi var mı? Yok! Olacak mı? Hayır! Neden?
Cumhurbaşkanı akşam bir kararname yayınlayıp her an her şeyi değiştirebilir. Neyini ön göreceksin? Ekonomi ile ilgili her konuda herhangi bir kararı alabilir. Hukukuna güvenilmeyen yerde kolay kolay yatırım yapılmaz. İnsanların kafasında uzun süredir hukuk ve yargı sisteminin işleyişi hakkında çok ciddi tereddütler var. Düşünün hâlâ tereddütte olanlar var! İyi niyetliyiz vesselam...

Mahkemelerin maşallahı da olsun!

Yeni anayasada bu sorunu aşmak için büyükçe bir değişikliğe gidilmiş; “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır” yerine “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır” gelmiş. Fark ne? “Tarafsız” eklenmiş. Vayyy!
Yazmakla oluyorsa keşke; “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız, tarafsız, erdemli, güçlü, kuvvetli, delikanlı, karakterli, korkusuz, harbi, güvenilir, azimli, civanmert, faziletli, cesur, maşallahı olan mahkemelerce kullanılır” denilseydi. Bakın o zaman güven nasıl tavana vuruyordu! Güzel kardeşim, Erdoğan Cumhurbaşkanı olurken tarafsızlık yemini etmedi mi? Etti! Ya sonra? Demek yasada “Cumhurbaşkanı tarafsızdır” yazınca tarafsız olunmuyormuş.

Yemek yapamıyorsun, yatırım mı yapacaksın?

Şimdi sen bizim ihtiyaç duyduğumuz yabancı yatırımcı olsan Türkiye’ye nasıl bakarsın? Düşünsene her an her şey başına gelebilir. Cumhurbaşkanı başdanışmanının; “Türkiye’de yemek programı yapan yabancılar, ajanlık yapıyor” dediği ortamda bu ülkeye gönül rahatlığıyla yatırım yapabilir misin? Yemek yapamıyorsun, yatırımı nasıl yapacaksın?
Haliyle hukuk yetersiz kalınca yatırım yapan açısından her şey artık belirsizliktir. Hukuk güvenliği, hukuk devletinde olur. Referandumda bize sunulan parti devleti...
Yasama, yürütme ve yargıyı elinde bulunduran “bir” kişi tarafından denetimsiz bir yetki bolluğu ile yönetilen ülkede yargı bağımsızlığından söz edilemez. Hele cumhurbaşkanının aynı zamanda parti başkanı olduğu yerde, partili değilsen yatırım falan yapılmaz! Konarlar malına, kalırsın ortada...