Ne zaman Cumhurbaşkanı veya Başbakan, bankalardan şikâyet etmeye başlarsa bilin ki sıkıntılı günler yaklaşıyordur. Dertleri yine yüksek faiz... Yalnız bu sefer ciddi anlamda dert... Ülkeyi adeta sömürüyor.
İşin ilginci, bugünlere sanki başkalarının yönetiminde gelmişiz gibi şikâyet etmeleri... Bayılıyorum bu orta oyununa... Öyle inandırıcılar ki, bazen kendimden bile şüphe ediyorum!
Balık baştan kokar. Ülkenin Hazinesi faize bakmadan, kim ne kadar borç verirse alıyor. Hazine’nin bu ay piyasadan borç yenileme oranı yüzde 151’e ulaştı. Yani?  100 liralık ödemesine karşı 151 lira borçlandı. Devletin böyle azgın para iştahı karşısında faizler düşer mi?
Bırakın onu, bankalara “faizi düşürün” derken, Merkez Bankası’nın da son 8 yılın en yüksek faizini uyguluyor.
Peki ya enflasyon? Faizlerin düşüklüğü ile örnek gösterilen Avrupa, Amerika’da enflasyon yüzde 1.5 civarında... Ya sende? Kâğıt, sepet oyunlarıyla yıllık yüzde 12’de... Her ay elindeki paranın yüzde 1’i kaybolup, gidiyor. Suçlu? Sivri biber! Yersen...
Başbakan diyor ki; “Tren kalkıyor. Hareketten önce son çağrıyı yapıyorum. Ya adam gibi bir faiz oranını benimsersiniz ya da biz bunun da tedbirini alırız.” Nasıl alacaksın? O yok!
Tren kalkıyor benzetmesi genelde “fırsatı kaçırmayın” anlamında kullanılırken burada tehdit unsuru söz konusu... İlginç olmuş tabii...

Tren nereye gidiyor?

Yahu bankalar zaten kredi vermeye doymuş. Topladıkları para 100 lirayken, verdikleri kredi 147 lira... Bankalardan bazıları treni kaçırdı faizleri indirmedi, ne olacak?
Daha çok mevduat toplayacak. Daha bol Garanti Fonu destekli kredi verecek. Daha fazla kâr edecek! Sonra da “Hay Allah tren kaçtı” mı diyecek? Canına minnet!
Başbakan; “Burada bir yanlışlık var. Sürdürülebilir de bir şey değil...” de diyor. Kime söylüyor? Ülkeyi ben mi yönetiyorum? Bak yine oldu! Dedim ya bazen kendimden şüphe ediyorum diye...
Türkiye aylardır yüksek faizin ekmeğini yiyor. İnandırıcı olmasa da yüzde 5 büyüme hangi kaynakla gerçekleşti? Doların artışının durdurulması ve sakinleşmesi nasıl sağlandı? İhracat artışı? Ya sıcak paranın aşkı?
Türkiye tasarruf fakiri... Faizi yüksek olmazsa babasının hayrına mı gelecek ihtiyacımız olan para? Yani? Tıkandılar! Olay bundan ibaret...
Artık hiçbir ülkenin gözünde Türkiye’nin demokrasisi ve hukuku teminat olarak kabul görmüyor. Şu şansızlığa bakın ki, Katar da abluka altında.
Haliyle bugünlerin yarınları var. Yüksek faizlerin faturası bu yılın sonuna doğru çıkmaya başlar. Sanayi aşırı borçlu... Kaynakların yüzde 62’si borç, sadece yüzde 38’i öz kaynak... Borcun da faizi yüksek... Perişanlar.
Ekonomiyi keşke emir komuta ile yönetebilsen. Faizler düşürülecek, düşür! Yapma ya! E düşmedi işte... Belli ki yine ben bir yerde hata yaptım.